Giriş
(2)

Anne için kitap önerisi

sen ne anlatiyon la
Kadını arthur schopenhauer okumaya çalışırken yakaladım ama tabiki de anlamıyor fakat anlamak istiyordu. derin felsefi olmayan bir kitap önerebilir misiniz? roman da olur. kitaplar canan karatay tarzı olacaksa da kaliteli/popüler kitaplar olabilir. (:
Kadını arthur schopenhauer okumaya çalışırken yakaladım ama tabiki de anlamıyor fakat anlamak istiyordu. derin felsefi olmayan bir kitap önerebilir misiniz? roman da olur. kitaplar canan karatay tarzı olacaksa da kaliteli/popüler kitaplar olabilir. (:
0
sen ne anlatiyon la
(03.12.16)
derin ama felsefi olmayan mı yoksa derin ve felsefi olmayan mı?

schopenhauer okumasına inanılmaz sevindim :p ben geçen sene 'isteme ve tasarım olarak dünya' kitabının özetini çıkarmıştım a4 kağıdına daha anlaşılır bi dille. irdelediği konuları da başlıklar halinde sınıflandırmıştım. yanlış anladığım yerler olabilir ama ben çoğunu doğru anladığımı düşünüyorum, halen daha hevesi kaldıysa size fotoğraflarını gönderip atabilirim ama ne kadar okunası olur bilemem tabi
0
isimsiz uye
(03.12.16)
1984
Montaigne denemeler
Doğan cuceloglu ve engin gectanin kitaplari olabilir psikolojiye ilgiliyse
Klasiklerin birçoğu
0
passive aggressive
(03.12.16)
(17)

diyette tatlısızlıktan kudurma eşigi

galandar kostumu
hele ki reglken bunu atlatmak cok zor. ilk haftalarda cok daha rahattım. en zararsız tatlı öneriniz nedir? meyve kesmiyor, evde şeker katkısız pekmez var arada içine ceviz atıp yiyorum ama:/
hele ki reglken bunu atlatmak cok zor. ilk haftalarda cok daha rahattım. en zararsız tatlı öneriniz nedir? meyve kesmiyor, evde şeker katkısız pekmez var arada içine ceviz atıp yiyorum ama:/
0
galandar kostumu
(01.12.16)
muz üstüne kakao serpmek. anında kitler.

harici tatlılar da bol tarçınlı yemek lazım
0
arphenion
(01.12.16)
Hurma yemek.

Sut + muz + tarcin + sekersiz hakiki kakao tozu
Bunu shake de yapabilirsin
0
kuehles blondes
(01.12.16)
ac kalmayacaksiniz. bildigim anahtar bu.
0
e haliyle
(01.12.16)
böyle kriz geldiği zaman 1 küçük parça bitter çikolatayı dilin altına koyup eritin.
0
MtKrt
(01.12.16)
ben muzu, bademi ve sutu atiyorum robota super bir icecek oluyor.

diger yontemim de az seker ile nisastali sutlu muhallebimsi elde etmek. hem seker ihtiyacim gidiyo hem de regl donemi sut, yogurt vs yuketmek epey iyi oluyor.
0
eskidim
(01.12.16)
Kuru incir. Bir süre sonra onu da aramıyorsun.
0
pulsartgr
(01.12.16)
Keçiboynuzu kemirenleri duymuştum
0
amenable
(01.12.16)
Meyve porsiyonunu activiaya doğrayıp tarçınlayınca yerini az çok tutuyor-Favorim dilim ananas. Ara öğünde haftada 1 olmak kaydıyla sütlü tatlı ya da bir kutu danone çikolatalı puding de yiyebilirsin-benim diyetisyenim izin veriyordu regl dönemi için, sade türk kahvesi yanında bitter çikolata da alabilirsin. Süt içeceğin zaman yine tarçın katabilirsin o da biraz kesiyor.
0
patiska
(01.12.16)
şekersiz damla sakızlı muhallebi satılıyor onu alıp yaparken içine az miktar pekmez ya da bal koyuyorum.Muhallebi yemiş oluyorum. Çünkü öyle pekmez, hurma, kakaolu muz yiyince sanki beynim onları tatlı gibi algılamıyor ve yedikten sonra hala asıl yemek istediğim şey aklımda oluyor.
0
lunedi
(01.12.16)
Meyveli chia pudingi ama hemen olmuyor. Chia tohumunu alıp sütle karıştırıyoruz. İlk 15 dakika ara ara karıştırıp sonra buzdolabına koyuyoruz. Buzdolabında en az bir 4-5 saat dinlenince puding kıvamı alıyor ama chia puding'inin kendi tadı yok hemen hemen. O yüzden üstüne bol tarçın ve meyve koyarak yiyoruz. Bu meyveleri önceden de koyabiliriz (buzdolabında dinlendirmeye bırakırken) ama tarçın tepeye.
www.milliyet.com.tr
0
aychovsky
(01.12.16)
ceviz fındık badem üzerine bi tatlı kaşığı fıstık ezmesi koyup gömüyorum.
0
demoniclewinsky
(01.12.16)
ev yapımı yoğurdun içine yeşil elma-nar ve ceviz koyup tarçın döküyorum işe yarıyor. dün muzun üstüne tarçın ve ceviz koyup yedim ama çok tatmin edici olmadı.

reglken de bi küçük sütün içine çok az un-nişasta ve biraz şeker koyup muhallebi yapıp yemiştim. tek porsiyonluk bir kaçamak olduğu için kilo vermeye devam ettim bir etkisi olmadı.
0
passive aggressive
(01.12.16)
Ne istiyorsan ye bu kadar eziyete gerek yok, geri kalan günlerde daha dikkatli beslenirsin telafi edersin. Hormonlar çıldırmışken terse kürek çekmeye gerek yok.
0
angelus
(01.12.16)
activia tavsiye etmem, içinde şeker var çünkü -activia sadeyse bilemiyorum, doktor bir tanıdığım çok önermemişti ama lakin-

reglken tatlı istiyorsan bunun bir nedeni de şeker düzensizliği-insülin direnci olabilir. ek olarak magnezyum ve/veya krom eksikliği de sebep olabiliyor ki bunların hepsi bende var, ben de diyetisyene gidiyorum. benimki haftada 3 kere falan çikolata vermişti, sadece 5 ya da 6 kare ama istediğin herhangi birini yiyebilirsin demişti -ne bileyim eti stick çikolata da olur, milka, nestle, ülker de olur, fark etmez yani-, yine de diablo'yu öneririm demişti. diablo migroslarda bulunan, diyabetik hastalar için çikolata, güzel de kesiyor. başka diyabetik çikolatalar da yiyebilirsin. önemli olan delirip çok yememek, 5-6 kare yesen maksimum yeter. ek olarak koska'nın ya da tamek'in diyet reçelleri var, onlar da gayet kesiyor. ama bu dediklerimi ağır "yoksunluk" çekiyorsan yap XD hafif durumlarda muz üstüne kakao + süt, bunların yanına istersen fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler ya da tarçın + elma ya da armut da gayet güzel alternatifler duyuru sakinlerinin dediği gibi. bir de yoğurdu -özellikle evde yapılmışı kendinden tatlı oluyor zaten!- ile balı ya da bahsettiğim diyet reçelleri karıştırıp yiyebilirsin, özellikle de kayısılı koska diyabetik reçel. yalnız diyabetik reçeller feci cırcır ve gaz yapar, onu da belirteyim, çok abarma yani. ha muz + tarçın da güzel oluyor. ama herşeyden önce kan testi yaptırıp magnezyum ve krom oranlarına baktır. hatta b12, demir falan da baktır. diyetisyeninle de görüş, doktorla da görüş, özellikle magnezyum tatlı krizini azaltıyor. ha bir de diyet kola da içebilirsin, bak o da güzel engelliyor krizi.

not: diyetisyenim diyet yiyecek ve içecekleri, ek olarak yapay tatlandırıcıları önermek istememesine rağmen öneriyor, çünkü "siz şişkolara böyle diyet veriyom veriyom, sonra aradan iki hafta geçiyo dellenip yemeğe sarıyosunuz bu sefer! o yüzden diyet reçel de ye, diyet kola da iç, yeter ki önce şu kilonu ver, sonra onları da kesicem zaten! nihohahaha!" falan diyen bir deli-manyak :D yoksa bu saydığım yapay tatlandırıcılı vs şeyler hiç de iyi değil cidden :( o yüzden önceliğin meyve + tarçın, yoğurt + tarçın vs türü işlenmemiş gıdalar olsun. baktın çıldırıyorsun, yapay şeylere abanırsın. zayıflamak da zor zenaat mirim :/

ha bir de tatlı istedikçe su iç, bazen cidden kesiyor 0_o nasıl öluyor ben de bilmiyom ama işe yarıyo :(
0
pasp
(01.12.16)
Çikolatalı süt.
Ya da 2 kare çikolata(bitter ya da sütlü farketmez, değerleri çok farklı değil birbirinden)
0
megalomaniac
(01.12.16)
Activia sade ve probiyotik yoğurt, aksine normal yoğurtlara göre daha faydalı o nedenle. İlk kez sağlıksız denildiğini duydum.

Edit: glikoz şurubu olduğu yazıyor sözlükte. bilemedim -diyet yaparken hep akşamları sade activia yemiştim diyetisyen tarafından verilen listeye göre.
0
patiska
(02.12.16)
@patiska: sağlıksız demedim ben, içinde şeker olduğu için çok mantıklı değil meyveli olanları dedim. ek olarak activa'nın içindeki bakteri miktarı gereğinden fazla olabiliyormuş, o yüzden de çok sağlıklı değilmiş diye aynı doktor tanıdığımız söylemişti. ama ben kendim doktor değilim tabi, kesin birşey diyemem.
0
pasp
(04.12.16)
(3)

Üzüm Çekirdeği Tozu ve Apandist İlişkisi (Lütfen Sadece Bilenler)

sevgikusunkanadinda
Üzüm çekirdeği, limon çekirdeği tarzı şeylerin vücutta birikerek apandiste sebep olduğunu duymuştum.Şimdi belli aralıklarla üzüm çekirdeği tozu kullanıyorum, suyla birlikte tüketmekteyim. Ara sıra tahin pekmezin içine karıştırıyorum. Bunda böyle bir tehlike yaşama ihtimali bulunuyor mu?Lütfen "bence
Üzüm çekirdeği, limon çekirdeği tarzı şeylerin vücutta birikerek apandiste sebep olduğunu duymuştum.

Şimdi belli aralıklarla üzüm çekirdeği tozu kullanıyorum, suyla birlikte tüketmekteyim. Ara sıra tahin pekmezin içine karıştırıyorum. Bunda böyle bir tehlike yaşama ihtimali bulunuyor mu?

Lütfen "bence olmaz ya", "birikiyordur herhalde" tarzı cevap vereceklerden ziyade "oluyor/olmuyor çünkü şu şu şu biyolojik durumlardan ötürü" gibi bir açıklama rica ediyorum.
0
sevgikusunkanadinda
(25.11.16)
çekirdekler sindirilemeyerek kör bağırsağı tıkayıp iltihaplanmaya sebep olduğu için apanidiste yol açıyor. çekirdek tozunda böyle bir tehlike yok dolayısıyla.
0
passive aggressive
(25.11.16)
Üzüm çekirdeği bütün haldeyken mi vücut için parçalanabilir olmuyor? Yine de birikim yapma ihtimali yok mu?
0
🌸sevgikusunkanadinda
(25.11.16)
üzüm çekirdeği mide asidinde parçalanıyordur zaten. daha büyük ve sert çekirdeklerde öyle bir sorun yaşanabilir. vücudun çekirdek tozu biriktirmek gibi bir alışkanlığı da yok tabi.
0
passive aggressive
(25.11.16)
(41)

sosyal bilimler okuyanları küçümsüyor musunuz?

limoncello
Az önce alakasız bir duyuruda psikoloji okuyan kıza söylenenlere denk geldim de ki arkadaş okuduğu bölümle alakasız olarak zeki demiş kız için. Okunulan bölümün zekayla değil kişisel eğilimi, yetenek ve tercihlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ha insanlar genelde nasıl iş bulurum, çok para kazanırı
Az önce alakasız bir duyuruda psikoloji okuyan kıza söylenenlere denk geldim de ki arkadaş okuduğu bölümle alakasız olarak zeki demiş kız için. Okunulan bölümün zekayla değil kişisel eğilimi, yetenek ve tercihlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ha insanlar genelde nasıl iş bulurum, çok para kazanırım şeklinde tercih yapıyor o ayrı. Ama şu anki puanlardan bağımsız olarak çünkü şu an puanları yerlerde olan iktisat-işletme bölümler benim zamanımda hukuktan daha yüksek top puanlardı. Ha bu bölümlerin aöfte açılması bu bölümlerin aöfte okutulacak kadar basit olduğunu göstermez. İyi bir üniversitede ingilizce iktisat eğitiminin gayet zor olabileceğini biliyorum.

Kısaca psikoloji,sosyoloji,felsefe,hukuk,iktisat,işletme, uluslararası ilişk., siyaset bilimi okuyanları ve mezunları küçümsüyor musunuz kendinizce? Bazılarında böyle bir kibir var da bizim ülkede. Halbuki yurtdışında ne kadar tercihe dilen ve değerli bölümler.
Dil-edebiyat, iletişim, güzel sanatlara da direkt gerizekalı gözüyle bakılıyor ehrhalde toplumda.

Not: sosyal bilimler okumadım.
0
limoncello
(23.11.16)
evet. kibirle alakası yok ayrıca, başarısız insanlar genelde sosyal bilimci oluyor ülkemizde (istisnaları elbette var).
0
giovanne
(23.11.16)
Bazı bölümler moda oldu maalesef. Psikoloji de bu bölümlerden biri. Çünkü bizim kullandığımız psikoloji kelimesiyle bilim olan psikoloji kelimesi birbirinden çok farklı. Nasıl ki bugün evrim teorisini insanlar komplo teorisi şeklinde algılıyorlarsa psikoloji bilimini de insanların dertleriyle uğraşan bir disiplin olarak görüyorlar. Bir de son zamanlarda özel üniversitelerde açılan psikoloji bölümlerinde Pelinsu gibi tiki kızlarımızın okuması psikolojinin o ağırlığını biraz yok ediyor. Genç Pelinsular alınmasın, ancak eskiden psikolog denince deneysel çalışmalar aklımıza gelirken şimdi kişisel gelişim üzerine şekillenen bir psikoloji aklımıza geliyor. Bu da bu tip bölümlerin herkes tarafından kolayca eleştirilmesini mümkün kılıyor. Mühendislik böyle değil, çünkü gerçekten sadece belli bir kesimin hakkında yorum yapabileceği konular içeriyor. İngiliz dili, Alman dili gibi bölümlere saygım var, ama yine de çok yaygın olması sebebiyle iktisat, işletme gibi bölümlerin kendini geliştirmemiş öğrencilerine pek sıcak bakmıyorum.
0
dissendium
(23.11.16)
@giovanni bunu nasıl genelleyebiliyorsun, zibilyon tane düşük puanlı mühendislik ve temel bilim var iş sahaları kısıtlı olduğu için. 200 binden mühendis alınıyor şu an. Şu saydığım bölümler de çok kaliteli,güzel bölümler değil mi ? Bu bölümlerde okuyan herkes überdir demiyorum tabii ama diğer bölüm öğrencileri de en az onlar kadar başarısız. Eğitim sistemimiz ortada. Bizim zamanımızda isteyen herkes lisede fen seçebiliyordu, boş beleş birçok adam girdi. Mühendis bilmem ne falan oldu
0
🌸limoncello
(23.11.16)
Kucumsemek degil aksine ibretle bakiyorum. Kucumseyenlere gerizekali gozuyle bakiyorum. Genelde kucumseyen insanlarin bilimden, sanattan anlamadigini gozlemliyorum.

Not: Hardcore sayisalciyim.
0
evrim halkasi
(23.11.16)
Bunlara doğrudan gerizekalı gözüyle bakmak zekanın nasıl bir şey olduğuyla ilgili gram bilgiye sahip olmamanın göstergesi.

Hele "psikolojiyi yanlış biliyorlar ondan seçiyorlar tikiler" deyip de böyle abuk subuk beyanlarda bulunmak komik tezatlar. Ekşide iki başlık okudum diye herkesten iyi biliyorum moduna girmemek lazım.

Soruyu soran arkadaş zeka derken analitik zekadan bahsediyor galiba.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
.net evet

dip not: Adramelekhh katılmamak elde değil.

Bir insanın (hatta varlık) seçimleri ve istekleri sonucunda "küçümsenmek" kelimesini kullanabilmesi, onun bu konudaki kendi ezikliğini(noksan bir düşüncesini) ortaya çıkarıyor gibi geliyor bana. Zira dünyada hiçbir kimse seçimleri ve seçimsizlikleri ile küçümsenmeye değer değildir. Çünkü biz buna değeriz, ricoyss
0
kozm
(23.11.16)
küçümsemem, mesleğe dikkat edeceksem beni bölümü değil üniversitesi bağlıyor.
0
cabiday
(23.11.16)
@adra, ben gerçeklerden bahsediyorum, Ekşi Sözlük'ü zaten okumuyorum. Senin bilip bilmeden benim yazdıklarıma abuk subuk demen daha komik. Facebook'ta özel üniversitede psikoloji okuyan birçok arkadaşım var. Bir tanesiyle aynı liseden mezun olduk. Kız açık açık, sayısal bana zor geliyor, ben eşit ağırlığa geçiyorum diyerek tamamen kolay olduğu için psikoloji seçti. Bunların hepsi tanıdığım kişiler. Tercih dönemlerine bire bir tanık oldum.
0
dissendium
(23.11.16)
@dissendium: Yaptığın genelleme yanlış. Mesela tezsiz yüksek lisans yapan bir sürü insan var, çoğu sırf askerliği ertelemek için.

Senin mantığınla yüksek lisans yapmak da amaçsız, askerliğe gitmemek için yapılan bir şey.

Edit: Yani ortalamaya vurursak (ki saçma bir ölçüt), bu insanların analitik zeka olarak biraz altta olduğunu belki gözlemleyebiliriz ama mesela türk insanını da ortalamaya vurursak böyle bir şey çıkacaktır. Bu tarz önyargıların sıkıntısı bu zaten. Önyargılar ve steryotipler işe yarar şeyler olabilir ama böyle genel beyanlarda bulunurken başvurulmaması gereken şeyler. İşin ahlaki kısmı da var ayrıca.

Öte yandan ben bu konuda tarafsız olsam da analitik zeka dediğimiz şeyin ölçütlerinin hepsinin yanlı (biased) olduğunu iddia eden de çok, mesela iq testinin iq testini yapabilme yetisinden öte hiçbir şeye kesin kanıt olarak kullanılamayacağını öne sürüyorlar. Tanıdık geliyor mu? Aynısını öss için de söylüyoruz.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
@dissendium, senin arkadaşlarının seçimleri bu durum için genelleme yapmanı mı sağlıyor. O zaman keşke ekşi sözlük okuyup bunu yapsaydın, kitle daha fazla orada. vay be kafaya bak!
0
kozm
(23.11.16)
ben sosyal bilimlere meraklıyım ancak maddi nedenlerden dolayı yönelmedim. sırf merakım olduğu için kendim tarih ve psikolojiyle ilgili kitapları bulup okuyorum. ancak böyle gerizekalıca bir algı var. adam dandik bir okulda mühendislik okuyor boğaziçi psikoloji, işletme öğrencisini küçümsüyor. halbuki o öğrencilerin matematik netleri ve bilgisi dandik okuldaki mühendislik öğrencisinden daha fazladır.

diğer taraftan sayısal ağırlıklı bölümlerde okuyan insanlar da şu yüzden küçümsüyor. ne var ben de yaparım diye düşünüyorlar. oysa psikolojide, siyaset biliminde başarılı olmak oturup da notları ezberlemek değildir. oturup inek gibi her şeyi ezberlerseniz bu bölümlerden iyi notlarla mezun olursunuz ancak bu bu alanlarda yetkin olduğunuzu göstermez. sosyal bilimler biraz da entelektüel birikimle, olayları analiz etme yeteneğiyle alakalıdır.
0
black mamba
(23.11.16)
küçümsemem asla ama okuduğu bölümle ilgili abuk subuk tespitler yapıyorsa mal la bu derim.
0
basond
(23.11.16)
@adra, kim psikoloji okumak amaçsız dedi? Konuyu çarpıtma. Özel üniversitelerde psikoloji okuyanların birçoğu moda olduğu için psikoloji okuyor dedim. Bu genellemenin nesi yanlış? Adam akıllı psikoloji okuyan yok mu? Tabi ki var, onlardan bahseden yok zaten.
0
dissendium
(23.11.16)
Ahaha konuyu çarpıtmadım ki ben, sen teşbihi anlamamışsın. Orda benzerlik kurduğum şey amaçsızlık değil.

Benzerlik şöyle:

1) Sayısal yapamadığı için (örnek bir argüman) sosyal bilimler okuyanların çokluğu -> sosyal bilimler okuyanlar için sayısal yapma yetisi üzerinden genelleme yapmak.

2) Askerlik ertelemek için, asıl amacının dışında yüksek lisans yapanların çokluğu -> yüksek lisans yapanların niyeti, ciddiyeti veya amacı üzerinden genelleme yapmak.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
bakin bizim ulkemizin tarihine. yoneticilerimiz hep sosyal bilimci ve maalesef kotu yonetiliyoruz.

Ben lise okurken falan hep basarisiz olanlar sosyal bilimci oldu.

Yanlis anlasilmasin sayisalcilari yuceltmiyorum ama allah askina gidin bi iibf fakultelerinin durumuna bakin sonra daha reel bir elestiri yapin.
0
giovanne
(23.11.16)
@kozm, bırak bu işleri. Sendeki kafa daha garip. Bire bir gördüğüm arkadaşlarımdan mı yola çıkayım yoksa Ekşi Sözlük gibi herkesin bol keseden salladığı bir ortamdan mı yola çıkayım? Ekşi Sözlük'ü sırf daha kalabalık diye daha gerçekçi kabul ettin. O zaman açılan tüm troll başlıkları da gerçeklik payı taşıyor bu durumda. Çünkü psikoloji gibi başlıklar da sürekli trolleniyor.
0
dissendium
(23.11.16)
bilim ve teknolojideki buyuk sicramalari hep muhendis kokenli yoneticiler sayesinde yaptik
0
giovanne
(23.11.16)
@adra, o zaman sana bir genelleme daha yapayım. Türkiye'de birçok öğrenci sayısal bölümlerden anlamadığı için ya da zor geldiği için eşit ağırlık, sosyal bilimler gibi bölümlere kayıyor. Bilerek ve isteyerek eşit ağırlık seçen öğrenci sayısı az. Dediğim gibi ben gerçeklerden bahsediyorum. Sen ideal bir popülasyondan bahsediyorsun.
0
dissendium
(23.11.16)
Ben bölümü değil de elimde olmadan üniversiteyi çok küçümsüyorum. Türkiye'de iyi sayılabilecek 5, bilemedin 10 üniversite var. Eğer bunlardan birinde eğitim görmemişse direkt kafamda eksi puan veriyorum o kişiye. İster tıp okusun isterse atom mühendisliği, eğer o kişi zıttırıbüzük üniversitesi ikinci öğretiminde falansa hiçbir saygınlığı kalmıyor benim gözümde. Böyle düşünmem hoş değil biliyorum ama engel olamıyorum kendime.

Bu arada "Ama sınavlar zeka ölçmüyor :( :( :(" diyen kişilere g.tümle gülüyorum. Zeka dediğimiz şey zaten bulunduğu ortama uyum sağlama becerisi değil midir? E biz Türkiye'de yaşıyoruz, maalesef her şeyi sınava tabii tutan leş bir eğitim sistemimiz var. Bunu kabullenip geleceği adına gerçekçi kararlar verebilen ve bu uğurda çaba sarf eden kişiler benim gözümde zeki insanlardır.

Not: Sosyal Bilimler mezunu değilim.

Edit: @Adramelekhh neden bu kadar hırslandın ki? Afahagsgsh tamam tamam en zeki sensin :D
Edit 2: İyi ki hırslanmamışsın yani, 30 ayrı cevap verip 70 paragraf yazı döşemişsin. Beni kale alıp bu kadar uğraştığın için teşekkür ediyorum açıkçası. Ben aynısını sana yapmazdım, senin için bu kadar uğraşmazdım. Onore oldum :D
0
köstebek kurabiye
(23.11.16)
ne okulu, ne okuyanı, ne de üniversiteyi küçümserim. kimin ne cevherler gizlediğini asla bilemezsiniz. çorbanın içine 10 tane malzeme koyarsınız. hepsinin tadı, lezzeti, vitamini farklıdır. o malzemelerin birini eksik koyarsanız tadınız kaçar. herkesin eğitimine saygı duyun.
0
cliquot
(23.11.16)
Hayır zekayla adaptasyon aynı şeyler değil.

Götünüzü başka yerlerde açın lütfen.

Ben anlamıyorum neden zeka denen eşyle ilgili en ufak ciddi bir bilginiz yokken böyle götümle gülüyorum filan yazıyorsunuz? Köstebek yazdığın şey o kadar komik ki neresinden tutsam elimde kalır. İlginçsiniz yani. Ben yanlış anlaşılmasın diye sürekli üslubumu tıraşlıyorum yazılan şeye bak vay arkadaş.

Biraz mantık ya.

Edit: @dissendium: Hayır ben idealden filan bahsetmiyorum, duyuruyu tekrar oku istersen neyi soruyormuş.

Bakın size özet geçeyim. Bir insanı veya bir grubu sadece sosyal bilimler okumayı seçmiş diye küçük görüyorsanız veya küçük görmeyi ısrarla haklı çıkarmaya çalışıyorsanız haksızsınız. Böyle tek bir şeyden devasa çıkarım kasacaksanız mesela -tek bir şeyden devasa çıkarım kasanları küçümseyebilirsiniz.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
şuna eminim ki hepimizin orda-burdaki üniversitelerde sosyal bilimler okuyan ve zehir gibi kafası çalışan tanıdıkları, ya da itü odtü vs. de mühendislik okuyan ama hiçbir şeyden anlamayan embesil arkadaşları olmuştur. şahsen benim çok fazla oldu. o yüzden genelleme yapmak yersiz.

sadece şunu söyleyebilirim, özel üniversitelere burssuz giren ve sırf elinde bir diploma olsun diye baba parasıyla ve zorlamasıyla ittire ittire 917472 yılda okul bitiren zengin ve "salak" insanlar var. bunlar da genelde sosyal bilimler bölümlerini seçiyor çünkü evet okuması mezun olması daha kolay. ama bunun o insanların zekalarıyla alakalı bir durum olduğunu düşünmüyorum. ailelerinin salakılığı. babaları zamanında fazla güven vermiş bunlara, şımartılmışlar ve hiçbir gelecek kaygısı duymamışlar. o zengin ve şımarık çocuğu 3 yaşında ailesinden alıp bir memur aileni yanında büyüt, belki de büyüyünce kansere çare bulacak. bilemezsin.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(23.11.16)
@köstebek:

Bak sana yazdığınla ilgili en göze batan mantık hatasını anlatayım.

Sen diyorsun ki "adaptasyon zekadır, uyum sağlayan zekidir." Bu bahsettiğin insanlar sayısal yapamadıkları için bu bölümlere yöneliyorlar, hatta "baba parasıyla okuyan mal" diyeceğiniz tipler de aynı şekilde yapamadıkları için veya yapmak istemedikleri için parasını basıp diplomayı alıyorlar ve geçiyorlar. Bu insanların yaptığı uyum sağlamak değil mi? Uyum sağlamak zeka göstergesi değil miydi?

E hani salaktı?

Salak olduğu varsayımı ile başladık, senin hipotezini uyguladık ve tezatla karşılaştık. Sosyal bilgiler mezunları bile bu tarz hipotez yanlışlama işlerini bilir hani. Sosyal bilimler mezunları bile...

Umarım anlayabilmişsindir.

Tanımlarla ilgili ciddi problemleriniz var, sarf ettiğiniz kelimenin ne anlama geldiğini düşünmeden hışımla savuruyorsunuz.

Dediğim şey zekanın sandığınız gibi tek yönlü bir şey olmadığı yönünde. Burda yazarken rastgele salak demenin bile ne anlama geldiği hakkında en ufak fikriniz yok. Tavan IQ puanı alıp kişilik olarak çoğumuzun salak olarak nitelendirebileceği bir sürü insan var. Ne demek istediğimi anlayabiliyor musun?

Bu son cümlemde iq testinin zeka ölçmediğini ileri sürmüyorum, senin zeka anlayışındaki boşlukları gösteriyorum.

IQ testinin zeka göstergesi olmadığı iddiasını da sadece farklı bir fikir olarak verdim.

Edit: "niye hırslandın ki en zeki sensin tamam xdxd" yapmışsın editleyip. Vallahi tebrik ederim :D Gelip argo laflarla cahilce girişen sensin ben burda sakin sakin dert anlatmaya çalışıyorum. Hem hırslanmış olsam da bu tartışmamızla ilgili hiçbir şeyi değiştirmez, gerçekten böyle şeylerin seni daha haklı göstereceğini mi sanıyorsun? Yani gerçekten "sen sosyalcisin kesin o yüzden böyle diyorsun" gibi ilkokullu argümanları yapacaksanız burda bile yandık.

Edit 2: Ne demek, önemli değil.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
bölüme göre değil de üniversiteye göre kafamda bir önyargı oluşuyor ama iyi bir mühendislik bölümü kazanıp ot gibi gezen adam da gördüm. iyi bir üniversitede sosyal bilimlerde okuyan kişi ise ister istemez düşünmeye zorlanıyor en azından.

"bakin bizim ulkemizin tarihine. yoneticilerimiz hep sosyal bilimci ve maalesef kotu yonetiliyoruz."

hmm. evet siyaset bilimcileri hemen mezuniyet sonrası devletin başına yönetici diye atıyorlar. bürokrasi ile politikacı arasındaki farkı öğrenmenizi ve ondan sonra tespitte bulunmanızı öneririm.
0
sporty
(23.11.16)
sosyal bilimler değil de "ahmet üniversitesi" gibi sikimsonik özel üniversitelerde okuyanları küçümsüyorum. bir de burslu okuyorum diye havaya giriyorlar.
0
suicides underground
(23.11.16)
Sosyal bilimleri küçümsemeyi direkt az gelişmişlik, vizyonsuzluk ve aşağılık kompleksiyle ilişkilendiriyorum.

Lisede bana sayısal seçtirdiler, kafam çalışıyor sayısal dersleri yapabiliyorum diye. Oysa dil bilgisi ve edebiyat derslerim de oldukça iyiydi ve psikoloji okumak istiyordum. ÖSS'de Türkçe-1 testini yanlışsız yaptım, matematik/fen de iyiydi işte. Mimarlık okudum (iyi ki), nispeten mühendisliklerden daha yakın geldiği için.

Lisede eşit ağırlık okuyanları başarısız olanlar gibi görmeseydi babam, üniversite sınavında derece bile yapardım. Biraz da bu anlayış yüzünden ortalıkta işinden dolayı mutsuz olan bir ton insan var.
0
gmzo
(23.11.16)
Ben genel kültürü düşük ve kendini geliştirme çabası içinde olmayan bilgiyi gereksiz gören herkesi kucumsuyorum bölümünden bağımsız.
0
passive aggressive
(23.11.16)
ben de genelde mühendisleri küçümsüyorum. sayısalcıların diğer dalları için de büyük kısımla aynı düşünüyorum. sayısala aklı ermeyen veya çalışmaya götü yemeyen adam daha kolaydır diye diğer alanlara yöneliyor. lise okuyan herkes bunu bilir zaten. bilerek isteyerek ben hukukçu, tarihçi olacağım diye tm ve sözel yazan kişi sayısı az.

gelelim mühendislere, mühendisler gerek genel kültürsüzlük sendromuna gerekse fallacy dediğimiz ''düşünme hatalarına'' çok defa düşüyorlar. zekaları ile alakalı olduğunu sanmıyorum, sadece pratik çözüme odaklı eğitim aldıklarından olabilir. ve dümdüz adamlar oluyorlar genelde. Bir mühendisin tarif, tahkik, tasnif, tahlil, terkip şeklinde bir sosyal meseleyi incelemesi mümkün değildir mesela illa ki fallacye düşer. Ama bir fizikçi yapabilir bunu.
0
jangbogo
(23.11.16)
Yakin cevremdeki 5li arkadas grubumun 3ü makine mühendisi, 1i elektrik muhendisi. Tek sozel bolum okumus olan benim.

Aramizda bir kez olsun muhabbeti gecmedi konunun. Üniversitede tanismistik. Kafadan 8 yili var arkadasligimizin.

Bence bolumle ilgili genellemeler yapan insanlar hem issiz hem de sığ. En azindan bizim ortamimiza giremeyeceklerine inaniyorum.
0
la rana
(23.11.16)
@giovanni ülkenin bu hale gelmesinin müsebbiblerinden özal, demirel ve erbakan mühendis ve hatta itü mezunu. Siyasetçi olan herkesi siyaset bilim, uluslararası ilişkiler mezunu mu sanıyorsunuz nedir? Okey iibfler ki iibf diye genellenip aynı kefeye konulmasını da doğru bulmuyorum süper çok başarılılar demiyorum aynı şey mühendislik fakülteleri için de geçerli kendim de bir mühendis olarak söylüyorum. Puan olaraksa da 200 bininci adam da devlette ve özelde mühendislik kazanabiliyor, daha yakın zamana kadar uzaktan eğitimle mühendis olunabiliyordu.
edit: ek olarak şuanki başbakan da itü mezunu gemi mühendisi. Haa evet mühendis kökenli yöneticileri sayesinde çok aşama kaydettik doğrudur.
0
🌸limoncello
(23.11.16)
zekayla ilgili herkesin ayrı bir tanımı var. Öss, kpss gibi sınavlarda yüksek puan almak da ortalama bir zeka (gerizekalı olun demiyorum ama einstein olmaya da gerek yok)ve düzenli iyi bir çalışmayla sağlanacak bir durum. Yani zeka değil çalışkanlık ve azim göstergesidir. Ayrıca ülkeye uyum sağlayacağım diye sırf iş garantisi ve iyi para var, prestiji yüksek diye örneğin sevmediğim ve mutsuz olacağım bir bölüm mesela tıp seçmezdim. O zaman herkes tıp okumalı. Bu da akıllıca değil. Hem ilgi alanı ve eğilimler hem de iş koşullarıyla doğru orantılı seçim yapılmalı.

Ayrıca özel üniversitede paralı tek haneli mat netleriyle endüstri mühendisliği, bilmem ne mühendisliği okuyanlar da çok fazla. Boş beleş insanların hepsi ,işletme okuyor doğru değil. @dissendium evet kızlar arasında hukuk, psikoloji bölümlerinden yükselen bir trend var ve özel üniversitelerde ücretli olarak nispeten düşük puanlarla okuyorlar, babaları zaten mezun olunca ofis açıyor onlara ama parasıyla da osla hakkıyla okuyan da çok. Ayrıca paralı okumak da küçümsenecek bir olay değil, keşke herkesin öyle bir fırsatı olsa
0
🌸limoncello
(23.11.16)
bu arada vakıf üniversitelerindeki burslu kavramı da iyice yalama oldu. Önceden ya burslu ya paralıydın. Notların iyiyse yüzde 50 başarı bursu kazanırdın belki. Şimdi önünden geçsen burs verecek, mütevelli heyette tanıdık varsa burs versin, sporcuysa burs evrsin yüzde 25 yüzde 75 burs yok yüzde 55,5 burs işi ticarete döküyor. Şu an bir çok vasıfsız devlet ve vakıf üniversitesi var. Burslu denince başarılı öğrenciler olurdu 2010 öncesi girenler için, şimdi burslu bile olsa düşük puanlarla giren çok kişi de var çünkü çok fazla vasıfsız okul var
0
🌸limoncello
(23.11.16)
@köstebek kurabiye

ilk parafta, adam elinde olmadan,nefsine veya duygularını kontrol edemediğini anlatmış ve bununla yanlış yaptığını itiraf etmiş.

ikinci parafta, soru sormuş;
Zeka dediğimiz şey zaten bulunduğu ortama uyum sağlama becerisi değil midir?
değildir. bkz. einstein :) o senin dediğin modifikasyon ve zekayla ilgisi yok :))

@dissendium mantığıyla yola çıkarsak; kendi hatalarının bilincinde olan ve henüz bu duruma hakim olamayan birinin tespitini pek sallamamak gerecektir.

ve özet;

"Afahagsgsh tamam tamam en zeki sensin :D"

abi ne yiyip, ne içiyorsunuz siz :)
0
kozm
(23.11.16)
Ya hu siz okuduğunuzu anlamamada neden bu kadar ısrarcısınız? Sanki sayısalcılara zeki, sözelcilere aptal demişim gibi bir algı oluştu. Benim yukarıda yazdığım cevabın neresinden bu sonuç çıkıyor bana söyler misiniz lütfen?

Tekrar ediyorum, ben bölümü değil, üniversiteyi küçümserim yazdım ve bu yazdığımın da arkasındayım. Zeka konusunda yazdıklarımın da arkasındayım. Bir kişi eğer Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden birinde okuyorsa ben bu kişinin kafasının çalıştığını düşünürüm. Bu tamamen benim görüşüm, siz katılmamakta serbestsiniz. Ben Boğaziçi İşletme'de okuyan birine küçük bir şehrin dandirik bir üniversitesinde Mühendislik okuyan birinden daha fazla saygı duyarım. Altını çizerek söylüyorum, BU TAMAMEN BENİM GÖRÜŞÜM. Benimle aynı fikirde olmayabilirsiniz; lakin saldırmak neden? Stres mi atıyorsunuz üzerimde napıyorsuz.
0
köstebek kurabiye
(23.11.16)
küçümsüyorum
0
sherbert
(23.11.16)
ayrıca odtü,boğaziçi, gsü gibi devlet üniversiteleri ve birçok vakıf üniversitesinde de öğretim dili ingilizce ve gsü için fransızca. Bu bölümleri oralarda ingilizce fransızca okumanın kolay olduğunu düşünmüyorum. Sayfa sayfa makaleleri ana dilinden başka bir dilde. Yeri gelip türkçe anlamakta zorlanacağın şeyleri ingilizce fransızca okumak zordur.
Bu arada zorluk kolaylık kişiden kişiye değişen şeyler. Mesela matematik sevmediği için psikoloji seçen diyeceğim ama tm adı üstünde türkçe matematik. İllaki matematik görecek. Ayrıca psikolojide ilk yıl matematik vardır. Çok ağır olmasa da. Şimdi bu kıza sevdiği şey kolay sevmediği şey zordur. O yüzden sevdiği ve ona kolay gelen şeye yönelebilir. Aynı şekilde lisede ve össye hazırlanırken paragraf soruları okumaya yerinen biri boğaziçi sosyolojide ingilizce sayfa sayfa makaleleri okumaya çalışırken cinnet geçirebilir ve çok zor gelir.
Onun haricinde hem sayısalı hem sözeli iyi olup sevdiği için sosyal bilimlere ki bu aslında tm oluyor, yönelen; hem de sevdiği için fen bilimlerine yönelen kendini bilen insan da çok var. Ha bizim zamanımızda iyi liselerde(fen ,anadolu, öğretmen gibi) sosyal bölüm açılmazdı genelde hem talep olmazdı hem idare açmak istemezdi. fen,tm ve dil olurdu genelde. Ama annem öğretmen olduğu için biliyorum genelde devlet düz liselerinde sosyal dediğimiz össde sözel diye geçen bölümlere genelde düşük beklentili, çalışmayan, haylaz tipler giderdi.
Şimdiki kız arkadaşımla aynı okuldan mezunuz ama okurken tanışmadık mesela o da iyi bir lise mezunu ve çalışkan bir öğrenciymiş ve bölüm seçerken herkes öğretmenler falan fen seçmesini beklemiş ama onun hedefi belliymiş tm seçmiş. Birileri beni küçümseyecek diye hayatım boyunca yapmak ve okumak istemediğim bir meslek ve bölüm seçmek istemedim demişti bir konuşmamızda. Ama evet başarılı öğrencilerin sayısal ve özellikle tıbba yönlendirilme durumu var. Ama bu çok saçma. Ama bölüm seçimleri de genelde aile,çevre, arkadaşlar, yüksek puan ve dersane rehberlik hocaları tarafından yönlendiriliyor ve isabetli değil genelde ve mutsuz çocuklar çıkıyor.

Bu arada üniversitedeyken bilgisayarda okuyan bir arkadaşım endüstricileri küçümserdi; onların okuduğu işletme gibi bir şey teknik bilgi namına bir şey yok diye. Yani endüstri de sayısaldan alıyor sözde. Ama bu da komplekslice bir durum bence. Endüstri de kolay diye geçen bir mühendislikti mesela.
0
🌸limoncello
(23.11.16)
@limoncello, bu durumun sonu yok zaten. bilgisayar endüstri'yi, mimar iç mimarı, psikolog psikolojik danışmanı, iibf'li öğretmeni, öğretmen iibf'liyi küçümser. işte bunların hepsi kompleks.

ayrıca kalburüstü üniversitelerin birinden mezun biri olarak, okuduğu üniversiteye göre de kimsenin yargılanamayacağını yüksek lisansta çok güzel öğrendim. iki kişi var dönemimde mesela, biri itü mezunu ve hayatındaki tek başarısı itü'yü bitirmek, öteki izmir ekonomi mezunu ve entelektüel birikimiyle diğerini dövmekle kalmaz, mahveder.

1-2 nesil büyüklerimizde imkansızlıklardan dolayı okuyamamış, şimdiki beyaz yakalıların %90'ını parmağında oynatabilecek ilkokul mezunu bir sürü insan var. 'oku, baban gibi eşek olma' mantığıyla yetiştiğimiz için, okuyunca bir bok olduk sanıyoruz. oysa eşekliğin baki kaldığını çok iyi biliyoruz. insanları bölümleri, üniversiteleri sebebiyle küçümseyenler de cehaleti alınmış eşekler. üzgünüm.
0
gmzo
(23.11.16)
@gmzo benim de izmir ekonomi mezunu çok çalışkan ve kültürlü 2 arkadaşım var ama tam burslu kazanıp okumuş kişiler, ücretli okuyanlara her ne kadar biraz önyargıyla yaklaşsam da bende de bu kırıldı. Mesela kadir hasta uluslararası ilişkiler bölümüydü yanlış hatırlamıyorsam bir arkadaşımın arkadaşı 2. girişinde anca ek kontenjanla paralı girmiş ama okurken başarılı olup yüzde 50 burs kazanıp bölüm birincisi olarak bitirmiş o kadar burslu kazanmış öğrenci arasında mesela. Bu adamın össde sorulan matematikle, bilmem neyle pek ilgisi yok belki ama okuduğu bölümü sevmiş, ilgisi varmış belli ki. Sınavda başarısız olsa da okuduğu bölümde başarılı olmuş.
Tabii ideal dünyada keşke herkes kendi eğilim ve alanlarına göre bölümde okusa.
Zorluk kolaylığın da tamamen bu ilgi alanı ve eğilimlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ne gerizekalılar da tıp ve mühendislik bitiyor zorlanmadan.
0
🌸limoncello
(23.11.16)
* zeka


Sonuçta her kişi için bir karşılığı var. Belirli şeyleri sınıflandırıp zeka üzerinde eşleştirme yapmamak lazım.
0
şair eşref
(23.11.16)
universitenin meslek yuksek okulu islevi gordugu memleketten manzaralar...

iyi bir okulda sosyal bilimler okudum, universite diye isimlendirilen epeyce bir okulun epeyce bir bolumunu birkac ayda bitirebilecegime eminim.

anahtarimiz bilimsel kafa olmalidir. onu edinememis "universite mezunu" nazarimda isini iyi yapmayan herkes kadar hikayedir.
0
e haliyle
(23.11.16)
birkaç ayda bitecek okul müfredatı yok
0
🌸limoncello
(23.11.16)
(4)

Farmakolojik ilerleme neye bağlıdır?

mentuhotep
Durduk yere kafama takıldı, nasıl diye sormayın. Şimdi, ilaç sektöründeki gelişim ne şekilde ilerliyor? Farmakologlar ilaçların geliştirilmesini ve yeni ilaçların üretimini hangi durumları gözeterek yapıyorlar? belli bir idealize durum var da ona mı ulaşılmaya çalışılıyor yoksa tıbbi gelişmelerin ge
Durduk yere kafama takıldı, nasıl diye sormayın. Şimdi, ilaç sektöründeki gelişim ne şekilde ilerliyor? Farmakologlar ilaçların geliştirilmesini ve yeni ilaçların üretimini hangi durumları gözeterek yapıyorlar? belli bir idealize durum var da ona mı ulaşılmaya çalışılıyor yoksa tıbbi gelişmelerin gerektirdiği asgari şartları sağlamak için mi geliştirmeye yönleniyorlar? Tıbbi gelişim ve farmakolojik gelişim arasında nasıl bir bağ var? tişikkirler süpermen ve süpervomenler ^^
0
mentuhotep
(21.11.16)
Yeni keşfedilen ilaç molekülleri bazı klinik deney safhalarından geçiyor. Faz1,fa2,faz3,faz4 şeklinde. bu faz çalışmaları öncesinde laboratuarda hücre kültürleri ve deney hayvanları üzerinde deneniyor, ilacın yapacağı işi yapıp yapmadığı ve bu işi yaparken başka şeylere zarar verip vermediği, toksikolojisi vs.idealize bir duruma ulaşmak söz konusu değil, hayal ettiğin etkileri yapacak molekülü bulmak sentezlemek kolay değil çünkü. vücutta her olay başka birçok olayı da tetiklediği için, hastalık sebebi olan tek bir reaksiyonu tek başına düzeltecek moleküller üretmek mümkün değil. bu yüzden yapacağı işi iyi yaparken diğer sistemik etkileri de kabul edilebilir düzeyde olan moleküller seçilip geliştiriliyor. böyle bir molekülü bulduk diyelim, peki bu ilaç şu an mevcut tedavilere göre ne kadar avantaj sağlıyor? kullanımı ne kadar güvenli? bunu da işte faz çalışmalarından öğreniyoruz. mesela bulduğumuz ilaç bir kanser ilacı olsun, a kanserine karşı verilen x ilacı hastaların ömrünü istatistiksel olarak (buna sağkalım diyoruz)3 ay uzatabilmiş.bizim bulduğumuz ilaç 6 ay uzatabiliyor tezini ispatlayabilirsek ilaç ruhsat alır ve piyasaya çıkar. tabi bunun için geniş bir örneklemde farklı ırklardan farklı yaş gruplarından olup hastalığı benzer düzeylerde, benzer sağlık durumlarına sahip kişiler üzerinde deneyler yapmalıyız. mesela, ilacımız 4 ay uzattı sağkalımı ama bunun yanında yan etki profili x tedavisine göre daha düşük. bu da olumlu denebilirse de buna karar verecek merci genelde FDA'deki ruhsatlandırma uzmanları oluyor.ilaç geliştirme konusu yüksek gizlilik içerdiği için bu konudaki bilgiler pek açıklanmaz. gelişmeleri takip eden biri en fazla yeni bir ilacın faz3 yada faz4 aşamasında geldiğinden haberdar olabilir. bunun altındaki seviyelerdeki bilgiler gizlidir. yanıtlayabildim mi bilmiyorum, soru varsa yanıtlamaya çalışırım.
0
curukturpkokusu
(21.11.16)
Daha güzel açıklayamam herhalde o yüzden çokluk da görünsün diye yazıyorum, curukturpkokusu+1
0
bir ileti paylastim
(21.11.16)
Teşekkür ederim, oldu bu curukturpkokusu : )
0
🌸mentuhotep
(21.11.16)
Curukturpkokusunun dedigine ek olarak moleküler ilac dizaynlari da su an yeni sayilabilecek bir alan. Nanopartikullerin vektorlerle hedef hucreye gönderilerek dna ya da rna sentezinin baskilanmasi ya da değiştirilmesiyle hastaliklar tedavi edilmeye calisiliyor. Gen terapi, antisense terapi vs diye geciyor. Sağlıklı hücrelere zarar vermeden direkt sorunlu hucrenin duzeltilmesi ya da yok edilmesi buyuk avantaj olduğu icin ilac calismalari gelecekte bu yone daha cok kayacak diye bekleniyor.
0
passive aggressive
(21.11.16)
(13)

neden vejeteryan/vegan olmalıyız ya da olmamalıyız?

rajaz
buyrun tartışmaya. neden olmalıyız ya da neden olmamalıyız? herkes kendi görüşünü tezlerle savunup anlatabilir mi?
buyrun tartışmaya. neden olmalıyız ya da neden olmamalıyız? herkes kendi görüşünü tezlerle savunup anlatabilir mi?
0
rajaz
(20.11.16)
bi görüşüm yok isteyen et yer istemeyen ot yer çok da umurumda değil açıkçası.
neden karşı tarafı ikna etmek zorunda hissedelim ki?
0
basond
(20.11.16)
ikna demedim ki?

bilgilenmek için açtım böyle bi başlığı. okudum ettim, insanlardan da fikir almak istedim. ben vegan ya da vejeteryan değilim mesela. sadece görüşleri merak ettim.
0
🌸rajaz
(20.11.16)
Vejetaryen değilim ama olsaydım hayvanları öldürüp yemenin vahşi ve acımasızca geldiği için olurdum.
0
doxanikee
(20.11.16)
öncelikle et yemek ve yememek üzerine iki tarafında yanında olan bilimsel makaleler var. vegan olsan da karnist olsan da yaşamını sürdürebiliyorsun. bilim insanı değilim bu yararlı şu zararlı diye konuşamam o yüzden.
ben meselenin etik tarafındayım aslında. hayvan ürünleri üretilirken ki süreç çok acılı. hiç güneş görmeyen kküçük alanlarda yıllarca hayvanlar süt ve yumurta için besleniyorlar. vicdanı olan her birey bu acıyı gördükten sonra rahat yaşayamaz.
temel sorun yemeğin geldiği yerle aramızdaki bağı kaybettik. düşündüğünden hayvanların başına gelenin normal olmadığını her insan kabul eder.
0
fasulyek
(20.11.16)
Hayvansal ürünler elde edilirken yapılan hayvan katliamlarına, sömürülerine ve işkencelerine vicdan ve bilinç taşıyan insanlar olarak yüreğimiz el vermiyor, bunu etik bulmuyoruz daha da önemlisi. Ayrıca insan hayatının hayvan hayatından daha değerli olmadığına, ekosistemin içerisinde herkesin ayrı bir yeri ve önemi olduğuna, tüm canlıların birbirine eş olduğuna inanıyoruz. O yüzden vegan/vejetaryen olmayı seçiyoruz.
0
buff
(20.11.16)
geçenlerde şu başlığı açmıştım
eksiduyu.ru

dolaylı olarak bu konu konuşuldu. biraz aşağıdaki cevabımda resmin geçtiği videoyu paylaştım, video ve websitesindeki yazı da tüm dünya et yemeyi bıraksa konulu.

kendi fikrimi söyleyecek olursam insan olarak biz de birer hayvanız ve insan etçil mi otçul mu tartışmasını bir kenara bırakırsak özellikle sadece vegan yaşamanın bize yeterli olmadığını düşünüyorum. endüstriyel gıda üretimi çok vahşi olabilir doğru ama abartılmadığı sürece hayvansal gıdaların alımı da bizim için çok faydalı. onun için bence vegan olmamalıyız.
0
senolll
(20.11.16)
yemediğimiz etin proteinini neyle alabiliriz mesela?
0
🌸rajaz
(21.11.16)
Bence ikisi de cok sacma. Neden vegan oldugumuzu veya neden et yedigimizi soylemek daha mantikli olabilir. Mesela ben etin lezzetini sevdiyorum. Ayrica besleyici ve dogal. Bu yuzden vegan/ vejetaryen degilim.
0
sckxyss
(21.11.16)
insan olmayan hayvanlar icin, kendi sagligimiz icin, cevremiz icin ve insanlar icin vegan olmaliyiz.

hayvanlarin somurulmesini onleme aslinda vegan olmaya baslamanin tek sebebi degil, ancak bircok kisi icin vegan olma ve kalma kararinda ana faktor bu. ornegin hayvanlarla duygusal baglara sahip olmak bu sebeplerden biri olabilir ya da tum canlilarin yasam hakkina sahip olduguna inanmak da sebeplerden birini olusturabilir. hayvanlara uygulanan zulmden kacinarak onlarin ozgurluklerini savunmanin en guzel ornegini bize veganlar gosterir.

ayrica saglik yonunden faydalari icin giderek daha cok insan vegan diyete yoneliyor. artan enerji ve genc gorunumlu cilt istegi gorece genc veganlarin dusuncesi de olabiliyor. ortalama bati diyetine kiyasla vegan hayatin bilimsel olarak kanitlanmis pek cok avantaji var zira. iyi planlanmis bitki esasli diyetler protein, demir, kalsiyum ve diger onemli vitamin ve mineraller yonunden zengindir.

copleri geri donusturuyorum, bisiklet suruyorum, daha yesil bir hayat yasamanin yollarini arastirip takip ediyorum. peki neden karbon ayakizimi azaltmak icin hayvansal urunlerden vazgecmeyeyim ki? bunun yaninda daha saglikli ve huzurlu da olacaksam ne ala!
0
lamira
(21.11.16)
Zibilyon yıldır süren evrimleşmemiz bizi hem etçil hem otçul yapmış. Bunu bir anda kenara atmak saçma.

Amma velakin bir kilo et üretimi için evrenin a.ına koyuyoruz. Bu dünya bizim değil. Sürdürülebilir hale getirirsek veganlık da kalkar bence. Laboratuvar etini hepsi gömer sanırım
0
glamdr1ng
(21.11.16)
Bitkisel proteinler ve aminoasitler olarak google'da ararsanız tonlarca bilgiye ulaşabilirsiniz. Özellikle baklagillerden güzel miktarlarda protein almak mümkün.

www.yesilist.com
0
buff
(21.11.16)
ya hala baklagilde de protein var diyorlar. bitkisel protein işe yaramaz. kaç kere daha söyleyecez kalitesiz olduğunu?
ayrıca bitkiler de canlı. onları koparırken bağırıp çağırmıyor diye yemekte sakınca görmüyorsunuz. bu çok samimiyetsiz.
besi hayvanlarına yapılan işkenceler beni de rahatsız ediyor. bununla beraber hayvansal protein de almak lazım. et yemesi gerekip yemeyen canlı embesilleşir ;)
0
cekilmis gayfe
(21.11.16)
hücresel bazda bitki hücrelerinin hayvan hücrelerinden birkaç organel dışında farkı olmaması sebebiyle bitkilerin de en az hayvanlar kadar yaşama hakkı olduğunu düşünüyor ve veganları samimiyetsiz buluyorum. hayvanları yemeyecek kadar duyarlıysan bitkileri de düşüneceksin. hayvanların endüstriyel kaygılarla telef edilmesinden, bitkilerin daha fazla üretim için genleriyle oynanmasından hoşlanmıyorum evet o halde insan onuruna yakışmak için ikisini de yemeyi reddetmem gerekiyor. açlıktan ölmeyi tercih etmeyeceğime göre bitki, hayvan, maya, bakteri, mantar olması farketmiyor.
0
passive aggressive
(21.11.16)
(25)

sizce en yakışıklı erkekler hangi milletten?

limoncello
sb
sb
0
limoncello
(19.11.16)
italyan erkekleri..

kemikli yüz, keskin bakış <3
0
jonestown
(19.11.16)
brezilya ve yunanistan favorilerim.
0
nathanieltroy
(19.11.16)
İtalya
Türkiye
0
mutekebbir
(19.11.16)
Top 4

Fransa - o koca yamuk burunlari ve renkli gozleri
Italya - kaslari alinmamis olmali ama, koseli yuz hatlari, muntazam vucut..
Almanya - asiri sevimli bi seksilik var bunlarda.
Turkiye - kesinlikle genelleyemiyorum ama cevremdekiler filan baya yakisikli hep.
0
kuehles blondes
(19.11.16)
guatemala
0
toua tokuchi
(19.11.16)
irish man kalb kalb.
bi de avustralya olabilir.
0
demoniclewinsky
(19.11.16)
amerikanlardan çıkıyor. adamlar tüm avrupanın birbirine karışmış melez hali. tabii çıkar.

sonra belki batı anadolu türkleri. karışmamış olanından.
0
tosiba
(19.11.16)
latinlerin kızı da oğlanı da bir başka güzel.
0
empty blank
(19.11.16)
ne varsa melezde var. kat birbirine, kusursuz erkeğe/kadına ulaş.
0
kfk
(19.11.16)
törki. italya diyenleri anlamıyorum adamlar bildiğin hristiyan türk. ispanyolları seven bizim doğulu erkeklere yüz vermez. hadi fransız desen neyse. sarışın seviyosan iskandinav ama o kadar sarı erkek iyi değildir bence.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(19.11.16)
Italya degil. Turkiye hic degil.
Hollanda, Finlandiya, Danimarka, Sirbistan, Karadag, uzar gider.
0
stavro
(19.11.16)
İspanyollar fena değil
0
lunedi
(19.11.16)
İSVEÇ <3 <3 <3
0
köstebek kurabiye
(19.11.16)
yerinde gördüğüm tek adamlar ukraynalılar, o yüzden bizzat gördüklerime dayanarak yorum yapamam ama internette "ulan ne biçim herifler be" dediğim avustralyalılar ve yeni zelandalılar var. analarının karnından ragbici olarak mı çıkıyolar artık bilmiyorum ama cidden efsane oluyo bu adamlar, #nohomo. fransa'da, ingiltere'de de ragbici var ama yeni zelandalılar kadar iyi görünmüyolar mesela gözüme. nasıl desem adamlar kas yığını ama tam olarak kadınların "çok kaslı olmasın" dediği tipte. genetik meselesi bence o, hani çoğu adam isterse 10 sene çalışsın o vücut şeklini yakalayamaz gibime geliyo. kaslanır mesela ama o kadar güzel görünmez.

bunlar hep rajrex'in yüzünden ha, bilinçaltımıza nasıl işlemişse herif sözlükte iki entry okuyup neşelenelim derken gödçü olup çıkmışız farkına bile varmadan :((
0
der meister
(19.11.16)
her milletten var be abi. her milletin yahuşuklusu ayrı güzel. "amarikalılar iranlılardan yakışıklı." diyenler de var ama biraz da bakım meselesi.
0
ya ben lan neyse
(19.11.16)
almanya, yaaayy :D
0
lamira
(19.11.16)
iskandinavlar ve avustralyalılar bence.

türkler kesinlikle değil. hayır kendimden biliyorum.
0
knight of cydonia
(19.11.16)
kadının da erkeğin de melezi ve latini çok güzel.
ayrıca İtalyanlar ve İspanyollar.
0
blatta hiberna
(19.11.16)
Hollanda'da über bir iskelet yapısı var. Kızlı erkekli yani, zaten ortalamada dünyanın en uzun boyluları :o fücudlar şa-ha-ne. Erkekleri geçtim kızları da incelemekten kendimi alamadığımı itiraf etmeliyim addggsaffaad hani şu skinny jeanler falan direkt onlar için üretilmiş. Öyle jilet gibi duruyor üzerlerinde. Bakınca "bizim millet topluca raşitik" dediydim ben

Çek erkeklerinin yüzleri acayip yağuşukluydu. Vücutlar ortalama fakat o yağuşukluluk efsane ! bunlar > dutch men
Hatta o kadar ki bizdeki, sokak başıda kaldırıma çöküp, geleni geçeni ağzının suyu akarak izleyen kekoları anladım, inanmazsınız. Zira ben de yolun kenarında durup adamların hangisinin suratına bakacağımı şaşırmıştım ehi ehi. Benim oyum kesinlikle bunlara.

İtalyan erkekleri de hiç fena değil ama bana denk gelenleri gözlemlediğim kadarıyla bunlarda centilmenlik genlere kodlanmış ;) Gayet doğal akışında kibarlar, abartı kasıntı gelmiyor!

Ha bir de bana denk gelen romanyalılarda bi beybifeyslik efendime söyleyeyim hatta saf/masum ifade falan vardı ama bunu genelleyemem şimdi.

Bye
0
dene
(20.11.16)
her millette yakışıklı erkekler var. ama gittiğim yerlerden kıyaslayacak olursam beğendiğim 3 erkek tipi var. sıralama şöyle:
1-italyan(hiçbir istisnası yok, mü kem mel)
2-güzel gülüşlü kirli sakallı ispanyol (nedense jeffrey dean morgan'ı bu kategoriye sokmuştum ama abdliymiş, yıkıldım biraz)
3-ciddi fransızlar(beyaz ten, koyu renk saç, mavi göz)
daha uzayacağını farkettim listenin o yüzden ilk üç böyle bende. her ülkeden sayabilirim. dünyada yakışıklı çok.
0
tiredpanda
(20.11.16)
ya ben ingilizleri begeniyorum. espri anlayislari + sarisin/acik kumralliklari + yuzlerinin kemik yapisi filan.. bi de ustune o aksan ekleniyor, miss <3

edit: ayrica bu kadar millet soylenmis ben mi gormedim yoksa baska ingiliz diyen olmamis mi? ben şok!
0
in vino veritas
(20.11.16)
yunanistan. yunanistan göçmeni türkler de uzun boylu, renkli gözlü yakışıklı oluyor genelde.
0
passive aggressive
(20.11.16)
Sarı İngiliz erkeği. Altın saclı, bebek yüzlü kız gibi adamlar, ustune ingiliz centilmenliği ve aksanı da eklenince bu adamlar rakipsiz. Bunlar yüzünden ülkeye ilk geldiğimde kafama sıkacaktım kac kere, neyseki ülkeye zencileri, Hintlileri de almışlar, onları gürünce iman ettim:)

Bir de bizim kızların İtalyan erkeği zaafı var. O İtalyan dallamaların hepsi İngilizlerin tassagını yesin. İtalyanlar Avrupanın kekolarıdır. İngiltere'de bir italyanı 10 metreden tanıyabılıyorum. 10 santim yanındakı adamla bağıra bağıra konuşan barzolar toplulugu
0
speedy
(20.11.16)
Bu Italyan yakisiklilarini bir ben goremedim heralde.
Ayrica in vino veritas +1
0
stavro
(21.11.16)
kayseri.
0
la rana
(21.11.16)
(8)

ilkokul 4. Sinif ogrencisi ve ders calisma olaylari

totalstation
Merhabalar, 4. Sınıfta olan bir yeğenim var annesi (ablam olur kendisi) kafayı yemiş durumda. Çocuk zaten çalışkan ama ablam kafayı sıyırmış. Oğlu 82 aldı diye sınavdan oturmuş ağlamış. Çok dusukmus notu. Ben de dedim ki yav ne saçmalıyorsun sen. Bence gayet iyi almış diye söyledim. Çocuğu tehdit ed
Merhabalar, 4. Sınıfta olan bir yeğenim var annesi (ablam olur kendisi) kafayı yemiş durumda. Çocuk zaten çalışkan ama ablam kafayı sıyırmış. Oğlu 82 aldı diye sınavdan oturmuş ağlamış. Çok dusukmus notu. Ben de dedim ki yav ne saçmalıyorsun sen. Bence gayet iyi almış diye söyledim. Çocuğu tehdit ediyor notlarını duzeltmezsen seni etüt merkezine veririm diyor. Bende dedim ki karışma çocuğa onu ben çalıştırırım.

Netekim nasıl calistiracagimi bilmiyorum :D Nasıl yapılmalı ne edilmeli bu çocuk için ? Öğretmen olanlar ya da bu yollarda olanlar yardımcı olabilir mi ?

Not : şimdiki velilerin hepsi kafayı yemiş durumda. 88 notu yüzünden yeğenimin bir arkadaşının annesi herşeyi yasaklamış.
0
totalstation
(13.11.16)
Öncelikle sorun yeğeninde değil ablanda. Ablan büyük ihtimalle başkasıyla rekabet halinde (çocuğunun arkadaşının velileriyle, komşularla...)

82 gayet iyi bir puan. 88 ile 100 de 5 oluyor. O ayrı bir vakâ.

Bence çocuğu rahat bırakın. Morpha kampüs var eğitim sitesi fena değil.
0
cemallamec
(13.11.16)
Okulistik diye bir şey bulmuş onu calistiracagim diyor.
0
🌸totalstation
(13.11.16)
Bu konuyla ilgi bir psikoloğun çok güzel bir yazısı vardı, çocuğu 100 alamadı diye yaptığı baskı, bulunduğu ruh hali, çocuk üzerindeki etkisini anlatıyordu. Aradım ama bulamadım.

Çocuk kendisini devamlı yetersiz hissediyor ve bir süre sonra kendisi için değil ailesi için bir şeyler başarmaya şartlanıyordu.

Denk gelirsem yazıya editleyip koyarım buraya.
0
kimlanbu
(13.11.16)
Yegeninizi degil ablanizi calistirin bence, ona farkli aktiviteler bulun, kendini ispatlayabilecegi, takdir gorebilecegi, kendini gelistirebilecegi alanlar tespit edin. Kafayi cocugunun kotu gitmeyen derslerinden uzaklastirmasi icin bir hayati olsun. Belli ki bunlarin eksikligini cocugu ile kapatmaya calisiyor. Ayrica cocugu bir sure daha zorlarsaniz ters tepip tamamen birakabilir dersleri.
0
kassiopeia
(13.11.16)
yani ablan bence aşırı rekabetçi yetiştiriyor yegenini ben bu kadar zorlamaya gerek olduguna inanmıyorum. benim 4. sınıfa giden kardeşim var 65 aldım abi dediğinde getir yanlışlarına bakalım neleri anlamadın deyip gönderiyorum. bırakın çocukluğunu yaşasın çocuk çok kastırmasın.
0
the coolest dude
(13.11.16)
Ablanıza akademik başarının, hayattaki başarıyı belirlemediğini anlatın. Gerçi çocuk geyet başarılı da.

Misal benim eşim (o zamanlar sınıfta kalma vardı) ortaokulda sınıfta kalmış. Matematik öğretmeni annesini çağırmış, bunu okuldan alın, herkes okumak zorunda değil, sanayiye falan verin meslek öğrensin demiş. :) Kadındaki hayal kırıklığına gel.

Ama çok kitap okurmuş eşim, sonra M.Ü. İletişim fak. kazanmış, yüksek lisansını tamamlamış, sevdiği meslek gazeteciliği yapıyor. Kendi kazanıp, bedeli askerlik yapıp ödemiş. Şu an gerçektende kariyer olarak iyi bir yerde.

Bir diğer örnek kuzenim, dayım her zaman bizi birbirimizle kıyaslardı hep rekabet etmemizi isterdi ben sallamazdım tabi, çok başarılı bir eğitim hayatı oldu, ODTÜ çevre mühendisliğini bitirdi kuzenim, bense Ank. DTCF :) Ama özel hayatında bir türü başarıyı yakalayamadı, hiç bir işte düzenli çalışamadı, ya işten çıkarıldı ya da kendi işi beğenmeyip çıktı. Şu an yıllardır işsiz, 36 yaşında, sosyal güvencesi yok ve saçının jöle parasını bile dayım karşılıyor.

Bu örnekleri ablanıza okutun lütfen, ben canlı tanıklarıyım. Önemli olan kendiyle barışık, mutlu çocuklar yetiştirebilmek. gerisi kendiliğinden gelecek, emin olsun. Lütfen çocuğu, kaygılı ve yetersiz hissettirmesin.
0
old possum
(13.11.16)
sizin abla yine hatayı çocukta arıyor iyiymiş (çocuğu yetersiz-eksik-suçlu hissettirecek davranışı ve etüt merkeziyle tehdit etmesi büyük hata tabi), ben öğretmenlik yaparken veliler niye çocuğa düşük not (70-80) veriyorsunuz diye gelip öğretmenlere kızıyordu. bence manyak olmamak lazım, ablanıza finlandiyadaki eğitim sistemini ve başarı oranlarını gösterin. çocuklar çocukluğunu yaşasın.

şimdi herkes proje olarak çocuk yetiştiriyor, çocuk okulda süper başarılı olacak çıkınca matematik öğretmeni gelecek, ertesi gün piyano hocası gelecek, hafta sonu basketbola gidecek, çıkışta başka bir hocadan bilmemne dersi alacak diye çocukları salak ediyorlar. eğer bilgisayar bağımlısı falan değilse çocuk oyun oynasın, kitap okusun, çıkarın hava alsın oksijen güneş görsün. evde de hangi derste eksiklerinin ne olduğunu bulup onları tamamlayın yeter.
0
passive aggressive
(13.11.16)
Biraz geç olacak cevabım ama 82 düşük not. Çünkü bu notlar bizim zamanımızdaki gibi zor sorulardan oluşan testlerin sonucu değil. Eğitim sistemimiz lacivert tonlarında olduğu için yeni sistemde kolay soru soruyorlar 0 yanlış bekliyorlar. 82-88 muhtemelen 20 soruda 2-3 yanlış demektir.
Tabii ki asıl sorun ablanızın bu sonuca ağlayarak, tehdit ederek tepki göstermesi. Bunu bir uyarı olarak dikkate alıp ilave soru çözdürmesi muhtemelen yeterli olacaktı. Okulistik fena değil.
Bütün bu cevaplarım aslında bu berbat sistemin içinde kalmak zorunda olan bir veli olduğum için geliyor. Yoksa ben de isterim çocuğumu Finlandiya'da okutayım, bütün gün oynasın ama bir dolu da şey öğrenmiş olarak gelsin. Sistem değişmedikçe çocukları en az zararla benzerleri içinde en iyi okula sokmaya çalışıyoruz.
0
SiyamkedisiZorro
(19.12.16)
(4)

Kardeşteki hırs duygusu

fraise
durum şu; normalde gayet sakin, umursamaz biri olsa da ders konusunda aşırı hırslı bana kalırsa. Annem, babam kabul etmiyor ama en basiti iki gün önce sınav olmuşlar; yanlis yapmış, telefonda konuşuyoruz sesi resmen aglayacakmis gibi geliyordu. '× saçmalama, gayet iyi geçmiş iste' deyince de 'arkada
durum şu; normalde gayet sakin, umursamaz biri olsa da ders konusunda aşırı hırslı bana kalırsa. Annem, babam kabul etmiyor ama en basiti iki gün önce sınav olmuşlar; yanlis yapmış, telefonda konuşuyoruz sesi resmen aglayacakmis gibi geliyordu. '× saçmalama, gayet iyi geçmiş iste' deyince de 'arkadaşım 1 yanlış yaptığını söylüyor ama. Ben o hatayı nasıl yaparım, salak gibi davraniyorum bazen' diye söyleniyordu.

Yurtdisinda iyi bir üniversitede iyi bir bolum okuyor. Hedefi de ilk 3te bitirmekmis okulu. 4. Olsa dünya başına yıkılır herhalde. Not saklayan filan tiplerden de değil, görüyorum tum arkadaşlarına da yardımcı oluyor ama hep en iyi olmak istiyor. Olmayınca da hayatı kendine zehir ediyor. İnsanların başka şeylerini kiskanmaz ama başarılarını kıskanıyor bence.

Büyüdükçe geçer mi? Yoksa hayatı boyunca böyle mi devam eder? Böyle olması iyi mi? Ben mi abartiyorum? Üzülüyorum bu halini görünce.
0
fraise
(10.11.16)
Yaşı küçük değil, kendiliğinden değişse de az değişir. Konuşun, gerekirse psikolojik destek almasını sağlayın. Bence bu kadarı zararlı. En iyi olmak istemesi güzel ama kendini hırpalaması tehlikeli.
0
fragile lady
(10.11.16)
böyle olmasının sebeplerine bakmak lazım, büyük ihtimalle çocukluktan gelme bir durumdur. normalde gayet sakin ve umursamazsa ders konusundaki hırsı bence kötü bir özellik değil, üstelik sırf kötü bir huy diye vazgeçmeye çalışsa ve okul bittiğinde olabileceğinden daha az başarılı bir noktada bulsa kendini daha mutlu olmaz. hırs onun ders çalışmak için motivasyonu olmuş demek ki öyle ders çalışabiliyor. okul bitince geçer, ya da belki akademik kariyer yapar ve bu özelliği işine yarar. en kötü ihtimalle de bir gün başarısız olur ve kendini üzer üzer üzer ve atlatır.
0
passive aggressive
(10.11.16)
Mükemmeliyetçi işte. Her zaman en iyi olması lazım, hataya tahammülü yok. Ama kimse mükemmel değil o yüzden gereksiz stres yaratır kendini yıpratır. Kendi teorime göre 2.,3. ,4. olan tiplerin stressten dolayı 1. olamadıklarını dusunuyorum.
1. olan tipler daha sakin oluyor benim gözlemlerime göre.
Evet kendi değişmedikce böyle devam eder.
0
lunedi
(10.11.16)
Allah beni böyle insanlarla karşılaştırmasın diyorum cidden çok kötü. Sağlıklı bir arkadaşlık da kuramaz bence. Hayattaki mutluluğun bu olmadığını en kısa sürede anlaması gerek yoksa çok üzülür ve üzer.
0
powerpufgirl
(10.11.16)
(19)

kendinizi kafese kapatılmış, boğulmuş hissediyor musunuz?

pilavmaker
arkadaşlar bu ülke beni artık ciddi anlamda boğuyor. paragraflarca ayrıntı verebilirim ama kelimelere yeterince dökemeyeceğimden uzatmanın anlamı yok.öğrenmek istediğim şu, biliyorum herkes sıkıntılı, muhalifler olarak mutsuzuz ama ben neredeyse depresyonda gibiyim. ciddi anlamda kafese kapatılmış h
arkadaşlar bu ülke beni artık ciddi anlamda boğuyor. paragraflarca ayrıntı verebilirim ama kelimelere yeterince dökemeyeceğimden uzatmanın anlamı yok.

öğrenmek istediğim şu, biliyorum herkes sıkıntılı, muhalifler olarak mutsuzuz ama ben neredeyse depresyonda gibiyim. ciddi anlamda kafese kapatılmış hissediyorum kendimi. var mı bu kadar ileri derecede olan?
0
pilavmaker
(09.11.16)
depresyon seviyesindeyim, aramıza hoş geldin.
0
knight of cydonia
(09.11.16)
Var. Hissediyorum ve yakın arkadaşlarımla da çok sık konuşuyoruz bu konuyu, onlar da aynı şekilde hissediyorlar.
Ben bir de işimi kaybettim (feto meselesi değil, muhaliflere karşı başlayan cadı avının ilk kurbanlarındanım) dolayısıyla pek çok insandan daha da şiddetli ve yoğun hissediyorum bu durumu.
0
buff
(09.11.16)
Ya şöyle diyeyim, olur da bir gün olaylar çığırından çıkar ve şiddet olayları (muhaliflere karşı) tüm ülke çapına yayılır, o zamanda herhalde dağa kaçar kamp hayatı yaşarım diye düşünür oldum. Hatta bayağı bir acil kaçış planı yaptım gibi kafamda. Gidince barınağı nasıl yapacağım, elektriği nasıl üreteceğim, suyu nasıl arındırıp kullanacağımı filan tasarladım. Çok rollendim.
0
Euxinos007
(09.11.16)
@knight

ben bayadır böyleyim ya.
0
🌸pilavmaker
(09.11.16)
İnsanların neyin var diye sormalarından çok sıkıldım. İntiharı daha sık düşünür oldum.
0
arcexo
(09.11.16)
@kawaye

biraz açar mısın hocam?
0
🌸pilavmaker
(09.11.16)
ben değilim ama sanırım apolitik bir hıyara dönüştüğümden. ve de tam olarak sizin gibi düşünmüyor olmamdan. ama böyle hisseden insanların olmasına üzülüyorum. böyle hissetmeniz için böyle yapıyor da olabilirler hem, dimi.
0
klar
(09.11.16)
Kafes değil de, bir at düşün, etrafında 6 farklı obje var. Boynu, bacaklarının her biri ve kuyruğu hep ayrı ayrı o objelere bağlanmış, her bir uzvu bir başka objeye. O objeler birer kazık da olabilir birer plastik sandalye de. Ama o at hiçbir şekilde hareket edemiyor, kıpırdayamıyor bile. Kendimi o at gibi hissediyorum işte.

Ve evet depresyondayım, ilaç kullanıyorum.
0
yaren
(09.11.16)
ülkeye döneli 2 ay oldu, her gün aynen böyle geçiyor.
0
ripolip
(09.11.16)
Hayır. Sakal bırakır şalvar giyer araya karışırım. Nazi subayı avlayan Yahudi gibi takılırım işte sonra belki
0
hasmetizm 2046
(09.11.16)
evet hissediyorum.
fakat insanliktan ve medeniyetten umudumu kaybetmis degiilim.
en sonunda biz kazanacagiz dusuncesi biraz olsun nefes aldiriyor.

ulkenin boka sarmasi oldukca can sikici tamam bunda hemfikiriz ama ulkenin boka sardigini dusunenler, muhalif oldugunu, laik oldugunu soyleyenlerin uzerindeki ogretilmis bencillik daha da kotu hissettiriyor.

ulke kotuye gidiyor "ben" ne yapacagim, suraya kacarim surda yasarim bilmem ne

herkesin uzerinde bir olu topragi

bu ne lan?

hayir abi ne baska ulkesi ne daga cikmasi

hickimse bizi kovamaz demedikce uzerinizdeki bu kafese kapatilmislik hissi gecmeyecek

baska ulkeye de gitseniz yaylaya da tasinsaniz tek basina da yasasaniz eger ulkeniz kotu durumdaysa o kafes hissinden kurtulamazsiniz. nereye giderseniz gidin olmaz yani.

dolayisiyla cabalamak mucadele etmek her zaman icin kacmaktan iyidir.
0
kosun lan mevzu var
(09.11.16)
Olanlara çok üzülüyorum ama bir çeşit inatlaşmaya dönüştü benimkisi. Bunalıma, depresyona girmeyeyim diye düzenli egzersiz yapıyorum, felsefe ve psikoloji kitapları okuyup güzel filmleri takip ediyorum. Evde kedilerim var, çok tatlılar, onlarla kurduğum dünya sanki dışarıdaki dünyayı da hafifletiyor. Elimden geldikçe dışarıdaki kuşları ve kedileri besliyorum, onlar da hiç politikacılara benzemiyorlar, içim rahatlıyor. Sanırım zor olsa da dışarıdaki dünyayı biraz dışlamak, yakın dünyayı güzelleştirmek gerekiyor bizler bu durum için bir şey yapmayı deneyene kadar da bununla idare etmek... Ben bunları yapmasam da kara kara düşünüp depresyona girsem de şu an için bir şeyi değiştiremiyorum zaten. O yüzden yaşanan insanlık dışı gelişmelerin en azından beni hiçbir şey yapamaz hale (depresyon) getirmesine izin vermemeye çalışıyorum. O zaman toptan uyuşmuş olacağız gibi geliyor. Bu hayat sadece şu an yaşanan durumdan ibaret değil, elbet bir gün geçecek diye kendi kendime moral veriyorum.
0
anumegha
(09.11.16)
ohooo aramıza hoşgeldin. Ben ne zamandır oyle hissediyorum. halkın kandırılmadığını bu kadar da cahil olmadığımı anladığımdan beri. kötüler, kadına hayvana bitkiye saygıları yok. safi kötüler. bir insan nasıl bu kadar kötü olur, nasıl vicdanı olmaz onu hala çözemedim orası ayrı.

He bende napıyorum, ülkem insanlarından uzaklaştıkçça hayvanlara daha çok bağlanıyorum. saf iyi hepsi. kafa dağıtmak için alıyorum mamamı barınaklara gidiyorum. dükkanın arka bahçesinde iki tane kedi besliyorum. evde zaten var. falan filan. yalnız değilsin.
Geçen hafta türk telekom gelip dükkanın bağlı olduğu santrali kesmiş. bir sürü adam kimse de "la kardeş napıyorsun" dememiş. geldim sabah bir ton bağırdım. bu sırada bir sürü esnafız herkes telefonla iş yapıyor biri aramıştır zaten dedim ama aramamış kimse telekom arızayı. türk telekom geldi bi ton da onlara saydım. bekliyorum ki biri destek çıksın kadın başıma 15 tane adamın arasında kaldım iş yaptırmaya çalışıyorum ve onlar gelene kadar zararım en az 500 lira falan ki az değil bu piyasada.
kafayı yedim ya, sus dediler bana. yapılanın saçmalığına itiraz etmek yerine sus dediler. korkunçlar insanlar susmaya alışmış. bu sus diyenlerden bitanesi de gerçi yüzüme baka baka kadınlar çalışmasa asgari ücret 3 bin lira olur diyen bi çomar orası ayrı.
Çok uzattım ama anla işte. herkes safii kötü ülkede benim gözümde. akepe ile alakalısı olan herkesi hayatımdan çıkardım. çalıştırdığım elemanlar içinde var bi iki onları da doğru yola getirmeye çalışıyordum vazgeçtim. bana dinsiz falan diyecek oldu biri, he öyleyim benim tanrım hak yemeyi doğru bulmuyor ama senin ki belli ki çok dert etmiyor. tam da o yüzden aynı allaha inanmıyoruz dedim bi daha da kimse o konularda ağzını açmadı bana.
ufak umutlarım vardı üniversitedeyken ama kabul ediyorum halktan kopuk saçma şeylermiş. halkın arasında gerçek anlamıyla karışınca anladım ki ellerine fırsat geçse hepimizi keserler.
ben adama kant, emperyalizm yok efendim sosyoloji den bahsederken adam bana hala e ama köprü diyor. demokrasiden zerre haberleri yok. öküzün dünyası hesabı yaşıyorlar.
Of ne dolmuşum askdjalkjd evet senin kadar ileri derece de birileri var. :D
0
nymphe
(09.11.16)
ben hissetmiyorum bu dediklerini
0
basond
(09.11.16)
krem peynir

son zamanlarda hic ML bakis acili bir yorum gormemistim buralarda

al iste bir umut daha

komandante krem peynir
0
kosun lan mevzu var
(09.11.16)
dünyanın çoğunluğu olarak benzer kıyafetler giyiyor, aynı dizileri takip ediyor, aynı film ve kitaplara ulaşıyoruz. fransaya da gitsen alacağın eşya çin malı, kanadaya da gitsen aynı pantolon çeşitleri. sokaklar birbirine benzer, insanlar birbirine benzer, x'ler çok modern evet ama aynı insan işte.

kaçıp gitme planlarımız bile birbirine benzer: sahil kasabası, dağ evi, bahçede domates yetiştirmek, avrupada insan gibi yaşamak ya da dünyayı gezmek. türkiyeden siktir olup gitmek bile moda akımı haline geldi. ya gidiyorsun ya gitmek istiyorsun ya da içinde yaşadığın hayatta kalmak istiyorsun. alternatif olarak sunulan doğu öğretileri, yoga bilmemne bile bir popüler kültür öğesi haline dönüşüp herkesi aynılaştırıyor. her şeyin içinin boşaltıldığı, herkesin aynılaştığı bir çağda yaşıyoruz.

maksimum hayalimiz evrenin sırlarının çözülmesi, uzayda koloni kurmak, teknolojinin çok ilerlemesiyle acayip şeyler olması ya da zamanda yolculuk. hep aynı bok.

1000 yıl önce de aynı muhabbetler vardı, 1000 yıl sonra ne olacağına dair bir fikrim yok ama bir yöntem keşfedilse de bilinci 1000 yıl sonrasına aktarılacak vip insanlardan olmayacağımızdan bizi çok bağlamaz herhalde. sadece ülkede değil yaşamda sıkışıp kalıyoruz. depresyonda değilim hatta mutlu sayılabilirim ama sadece ülkede değil yaşamda bir sıkışmışlık hissi var.

kaç bin yıldır yaptığımız şeyler: birtakım dini inançlar, birtakım politik görüşler, mantıklı bulduğu görüş etrafında buluşan birtakım insanlar, onlardan rahatsızlık duyan ya da duymayan diğer insanlar, uyumak yemek yemek üremek, mutlu olmak ve olmamak, alışveriş yapmak, bir şeyler izlemek-okumak-dinlemek, yapmak, çalışmak, evlenmek çocuk yapmak, zengin olmak ya da fakir olmak, ya da bunları da yapmamak başka şeyler yapmak, belki karanlık tarafı seçip kriminal şeyler yapmak. bütün olayımız bu yani.
0
passive aggressive
(09.11.16)
ben de hissiyat paylaşayım :) yattığımda hem kendi hayatımı hem de dünyayı düşündüm, gece uyandım twittera göz attım trump'ın seçildiğini görüp tekrar uyudum, sanırım bu yüzden sabah da aklıma howard zinn düştü tekrardan birkaç söyleşisini izledim ve yazısını okudum bu iyi hissettirdi

”Kötü zamanlarda umutlu olmak aptalca romantizm değildir. Bu, insanlık tarihinin sadece
acımasızlığın değil, merhametin, fedakârlığın, cesaretin, nezaketin tarihi olduğu gerçeğine dayanır.

Hayatlarımızı, bu karmaşık tarihte neyi vurgulamayı tercih ettiğimiz belirleyecek. Sadece en kötüyü görürsek, bir şeyler yapma kapasitemizi yok eder. İnsanların göz kamaştırıcı bir şekilde davrandığı dönemleri ve yerleri hatırlarsak ki sayıları hiç de az değildir, bu bize harekete geçme enerjisi, en azından dünyanın dönüş istikametini değiştirme ihtimalini verir.

Ve ne kadar küçük çaplı olursa olsun, eyleme geçersek gelecekteki büyük ütopyayı beklemek zorunda kalmayız. Gelecek şu an var olanların sonsuz devamıdır ve şu an, çevremizdeki bütün bu kötülüklere direnerek, insanların yaşaması gerektiğini düşündüğümüz şekilde yaşamak kendi içinde muhteşem bir zaferdir.”

halen birileri biyerlerde birşeyler yapmaya devam ediyor. kadın hareketleri, ekolojik hareketler, öğrenci hareketleri, lgbti hareketi, işçi hareketleri, aktivistler anaakım medyada görünür olmasa da bu gerçekte olmadıkları anlamına gelmiyor, buralardayız hala ;)
0
freebird5406_2
(09.11.16)
konuşmak bile istemiyorum sonsuz umutsuzluğuma çıkacak hiçbi konuda. o derece işte.
0
neynep
(09.11.16)
@kawaye
hocam hak veriyorum ve umarım sözlerim yanlış anlaşılmaz ama bir mühendis ile bir işçinin, bir ateist ile bir müslümanın hak arayışının aynı sertlikte olamayacağını düşünüyorum. bir taraf bir çok şey görmüş, önemli ölçüde şeyin farkında ve belli standartlara sahip iken diğer tarafın kaybedecek çok şeyi yok. kısacası evet, bizde aman elimizdekini kaybetmeyelim, aman başımıza bir iş gelmesin, aman bok yoluna gitmeyelim tavrı varken diğer tarafta bu yok. ve gerçekten çok iyi analiz etmişsin, ben de bir şeyler yazarken bile çekinerek yazıyorum. şu an daha fazla mücadele etmesi gerekenin daha az mücadeleci yapıda olması gibi bir çıkmazdayız galiba.
0
🌸pilavmaker
(10.11.16)
(4)

gizemli film/kitap tavsiyesi

tepedeki psychedelic adam
soru ve cevaplar spoilerlı olabilir önceden belirtmiş olayım.özellikle belirteceğim türden bir gizem olsun istiyorum ama konusu öyle olmasa da başka önermek istediğiniz gizemli örnekleri de yazın.benim aradığım şey bir kişinin bir anda sebebini bilmediğimiz bi şekilde ortadan yok olması. bunun kaçır
soru ve cevaplar spoilerlı olabilir önceden belirtmiş olayım.

özellikle belirteceğim türden bir gizem olsun istiyorum ama konusu öyle olmasa da başka önermek istediğiniz gizemli örnekleri de yazın.

benim aradığım şey bir kişinin bir anda sebebini bilmediğimiz bi şekilde ortadan yok olması. bunun kaçırılma vs. gibi bir olay ve atıyorum onun kurtarılması gibi aksiyonlu bişey olmasını istemiyorum. hatta mümkünse bu olay muallakta kalsın, insanlarda bi şaşırmışlık, tedirginlik olsun. örnek vermek gerekirse aklıma gelen filmler: l'avventura, picnic at hanging rock. ya da cache ve lost highway'deki gibi bir izlenme durumu da olabilir. kitap olarak da tutunamayanlar'ın sonunda selim'in yok olması vardı. ya da laclos'nun tehlikeli ilişkiler'inde benzer bişey varmış sanırım. kitap var ama okumadım daha. bunun gibi şeyler arıyorum.

ya da tam tersi nerden geldiği belli olmayan, kimsenin hakkında fikir sahibi olmadığı biri de olabilir. bunun hakkında aklıma örnek gelmedi şu an.
0
tepedeki psychedelic adam
(06.11.16)
kaçırılma istemiyorum zaten. daha doğrusu ne olduğunu bilmek istemiyorum :) güzel film ama oldboy gibi değil mesela istediğim. diğerlerine bi bakarım. gone girl de benzermiş herhalde evet şimdi görünce aklıma geldi. ben affleck'i pek sevmediğimden pek ilgilenmedim de bakayım yine de.
0
🌸tepedeki psychedelic adam
(06.11.16)
Murakami kitaplarinda karakterler oyle aniden ortadan kayboluyor nedeni nasili da belirsiz kaliyor.
0
passive aggressive
(06.11.16)
K-PAX (2001) - nereye gittiği belli olmadan kaybolma
Down and Out in Beverly Hills (1986) - nerden geldiği tam anlaşılamamış adam
0
RedGoldGreen
(06.11.16)
www.imdb.com
hakında birsey okur da bi spoiler okumuş olursan kaldır at çöpe bu filmi..direk izle derim..
0
bhdrydn
(06.11.16)
(11)

[Anket] Halaysız düğün olur mu?

shi aila
Türk düğünü ama. Ve müzikli düğün olacak, öyle sade mikah falan değil.
Türk düğünü ama. Ve müzikli düğün olacak, öyle sade mikah falan değil.
0
shi aila
(03.11.16)
biz yapmayız diyoduk ama yaptık. o ruh hali seni ona itiyor zaten, akışına bırak.
0
ender89
(03.11.16)
olmaz.
hatta katıldığım gayet elit sayılabilecek bir düğünde herkes son anda halaya dönmüştü de ortam şenlenmişti. meğer herkesin içinde biraz oğuz yılmaz, biraz halay müziği duyma isteği varmış.
0
m e b
(03.11.16)
olmaz.
0
fragile lady
(03.11.16)
namümkün
0
dream and war
(03.11.16)
Olmaz.

Turk-alman dugununde sapsari almanlarin gobekli turk akrabalarla halay cektiginivgordu bu gozler.
0
kuehles blondes
(03.11.16)
şu ana kadar gittiğim hiçbi düğünde halay yoktu çünkü karadenizliyiz ve gittiğimiz düğünlerde de iki taraf da karadenizliydi düğün boyu gıy gıy kemençeyle durmaksızın horon oynandı(önemli not: horon tepilmez oynanır).

ha dersen horon da olmasın bi kere bi akrabanın kızının düğününe gittik ki bu akrabamız türkiyenin önemli özel ünilerden birinin tıp fakültesi dekanı. babam hemşerisi diye horon oynar isteğiyle gitti ama düğün boyu aryalar fransız müzikler çaldı kokteyl havasında geçti
0
nundu
(03.11.16)
baya oluyo. kuzenimin öyle oldu. düğünde türkiyede oldu. sahnede bi grup vardı. bunların istediği türden şarkılar söylediler hep. i found my love in portofinodan girdi solist, get luckyden çıktı. yani diil halay bi çiftetelli bi çalmadı o derece.
0
miss magara kadini
(03.11.16)
Bende dire straits çalan gitarist bi abi vardı. 1 yıl sonra ayrıldık tabii.
0
kargn
(03.11.16)
Halayli dugun mu olur? Dugunde eglenirilir normalde. Ben de halayla eglenemem, disko dansiyla eglenirim. O yuzden dugunde disko dansi yapilmasindan yanayim. Ama kimse benim yanimda degil bu konuda.
0
stavro
(03.11.16)
son gittiğim düğünlerin hiçbirinde halay yoktu- aileler izmirli ve istanbulluydu hepsinde. halay biraz orta anadolu düğünlerinde oluyor galiba.
0
passive aggressive
(03.11.16)
Olmaz. Damat halayı diye bişey var, hiç olmazsa damat halayı olur.
0
babilbaligi
(04.11.16)
(13)

Karla kışla ilgili film/dizi/belgesel tavsiyesi

anonimuz
EveeetBu başlığı yenilemenin vakti geldi, geçtiğimiz yıllarda da açmıştım. Tavsiyelerinizi alalım.Benim bu konuda içime sinen film: Groundhogday, dizi: Fargo (filmi de kabul)
Eveeet

Bu başlığı yenilemenin vakti geldi, geçtiğimiz yıllarda da açmıştım.

Tavsiyelerinizi alalım.

Benim bu konuda içime sinen film: Groundhogday, dizi: Fargo (filmi de kabul)
0
anonimuz
(02.11.16)
dedimmidemedimmi
(02.11.16)
fargo demeye gelmiştim :( got'un bir kısmı da olabilir. got zaten klasiktir.

edit: belgesel olarak human planet'in buzullar kısmı var. planet earth'de de bahsediyor olabilirler unuttum. ama bu ikisi kesin izlenmeli.
0
freetakilir
(02.11.16)
(bkz: kraftidioten)

tam olarak karla ilgili bir film olmasa da muhteşem kar manzaraları olan, insanı kara doyuran bir filmdi.
0
köstebek kurabiye
(02.11.16)
Force Majeure güzele benziyor attım listeye.
0
🌸anonimuz
(02.11.16)
Dizi: Northern Exposure
0
nilmiye
(02.11.16)
frozen planet - belgesel.
0
passive aggressive
(02.11.16)
aslında aklıma çok geliyor ama iyileri sayayım:

transsiberian
30 days of night
dead snow
lars and the real girl
the hateful eight

eskilerden misery var bir de.
0
sir gawain
(02.11.16)
spring, summer, fall, winter... spring (kim ki duk)
rams (grimur hakonarson)
kosmos (reha erdem)
night on earth (j. jarmusch)

ağır sinefiller için:


stranger than paradise (jim jarmusch)
au revoir les enfants (louis malle)
voshojdenie (larisa shepitko)
tema (gleb panfilov)
ida (pawel pawlikowski)
winter light (ingmar bergman)
0
lesmiserables
(02.11.16)
north face 2008
everest 2015
touching the void 2003

dağcılık temalı aynı zamanda.
0
jamiro
(02.11.16)
bron/broen
borgen
0
fragile lady
(02.11.16)
belgesel: ice road truckers
0
spirit crusher
(02.11.16)
şöyle bir duyuru da var.

(git: 1134423)
0
kaichi
(02.11.16)
Northern Exposure +1

hayallerimin dizisidir bu. dvd setini almayı düşünüyorum zaten. müthiş, müthiş
0
burya
(02.11.16)
(4)

tavsiye yeni filmler?

tosiba
vurdulu-kırdılı, aşk-meşk, ayrılık-özlem olmayan, min 10 yıl eski filmler için tavsiye bekliyorum.
vurdulu-kırdılı, aşk-meşk, ayrılık-özlem olmayan, min 10 yıl eski filmler için tavsiye bekliyorum.
0
tosiba
(29.10.16)
Jagten.
0
karacigerim vur kadehlere
(29.10.16)
the brand new testament
0
in vino veritas
(29.10.16)
a coffee in berlin
0
passive aggressive
(29.10.16)
children of men
0
kaledekiyalnizlik
(29.10.16)
(4)

Multivitamin Hapı

senolll
merhaba,internette biraz okudum da kafam karıştı.Çok iyi beslenmediğimden, yalnız yaşayan bir öğrenci olduğumdan her şeyi düzgünce alamıyorum diye düşünüyorum. Vitamin haplarım var. Bunların değerleri günlük %100 karşılıyor. E benim günlük yediğim şeyler de var. Vücutta biriken vitaminler için almay
merhaba,

internette biraz okudum da kafam karıştı.
Çok iyi beslenmediğimden, yalnız yaşayan bir öğrenci olduğumdan her şeyi düzgünce alamıyorum diye düşünüyorum. Vitamin haplarım var. Bunların değerleri günlük %100 karşılıyor. E benim günlük yediğim şeyler de var. Vücutta biriken vitaminler için almayın falan denmiş de nasıl yapsam sizce? Yarım tablet gibi bir şey okudum öyle mi yapılabilir günlük?
Ya da hiç almıyım mı, zararı olur mu bunların?

Teşekkürler
0
senolll
(29.10.16)
suda eriyenlerden al. kullanmadan önce doktora danışmakta da fayda var tabi.
0
manuelka
(29.10.16)
fazla vitamin idrar ile atılır. hatta daha sarı olur idrarınız vitamin aldığız günler.
0
brakgn
(29.10.16)
Dışarıda ev yemekleri yapan yerleri araştır. Yemek sepeti, foursquare gibi aplikasyonlardan arama yap. Kahvaltıyı aşağı yukarı herkes aynı yapıyor. Öğle yemeğinde daha proteinli gıdalara yönel. Akşam yemeğinde ise sulu yemekleri tercih et. Vitamin hapı kullanma.
0
silver apple
(29.10.16)
yeni bir araştırmaya göre bazı vitaminlerin fazlası kanserojen etki yaratıyormuş. şimdi sallamış gibi olmayayım hangileriydi tam hatırlayamadım ama a,c,d vitaminleriydi galiba.
eksikleri besinlerden almaya çalışmak en sağlıklısı.
0
passive aggressive
(29.10.16)
(10)

mac ürünleri

miskinim
makyaj olayına biraz yabancı bir insanım.mac ürünleri diğer ürünlere göre pahalı görünüyor, bunun karşılığını alıyor musunuz kullananlara sorum,mesela mascara almaya kalksam, mac'in hangi mascarasını almamı önerirsiniz, uzatması çok önemli değil dolgun görünsün yeterli.eyeliner maybelline kullanıyor
makyaj olayına biraz yabancı bir insanım.

mac ürünleri diğer ürünlere göre pahalı görünüyor, bunun karşılığını alıyor musunuz kullananlara sorum,

mesela mascara almaya kalksam, mac'in hangi mascarasını almamı önerirsiniz, uzatması çok önemli değil dolgun görünsün yeterli.

eyeliner maybelline kullanıyorum (ilk kez eyeliner aldım hoşuma gitti)

bunu da mac almaya kalksam mesela? (mascara da şu an maybelline kullanıyorum)

değer mi mac almaya? ne dersiniz.
0
miskinim
(27.10.16)
Ben Mac'in gereksiz pahalı olduğunu düşünüyorum.
0
chitosan
(27.10.16)
eyeliner ve maskara olarak almadım hiç, onları deborah diye bir markadan alıyorum, biraz pahalı diğerlerine göre ama gerçekten çok fark var özellikle maskarası efsane, tavsiye ederim.

mac markasına gelirsek, lanet bir cildim var, renk farkı fazla ve fondöteni kusuyor adeta kabul etmiyor. birçok marka denedim memnun kalmadım. en son mac'den face and body fondöten aldım. yüzümde fondöten olduğu belli bile olmuyor. bb kremlere benziyor biraz, renk dengeliyor ve ışıltı veriyor hafiften. her ürününde böyle fark varsa değer bence.

edit: keşke biraz daha uygun olsa tabi fiyatlar.
0
jonestown
(27.10.16)
Ben de Face and Body fondöten kullanıyorum. Memnunum, açık renk fondöten ve pudra bulmak diğer markalarda zor. Geçen gün Lim5 fazla makyaj yapmıyor dediler yüzümde full makyaj vardı. O yüzden seviyorum.
Rujları 58 lira. Belli başlı renkleri için değer sanırım. Amorous özellikle <3
Strobe cream'i de sevmiştim ama sivilce yaptı.
Farları pahalı.
0
Lim5
(27.10.16)
deborahın rimelleri +1
her şeyi güzel oluyor.
mac ruj ve maskara aldım. ruj güzel ama kesinlikle 80 tl etmez. golden rose'dan aynı verimi alıyorum (mat olanları efsane) başka bişeyi yok bende. abartıldığını düşünüyorum.
0
matilda
(27.10.16)
başka ki rimele gerçekten gidip o kadar vermem. ki mac yine ucuz kalıyor. ben vermiyorum düzenli makyaj blogları takip ediyorum muadil önerilerini değerlendiriyorum ve mutlu gururluyum. en son 2 set aliexpressten iyi kalite fırça sipariş ettim turkiyeden bir fırça alabilecek fiyata.. marka anlamında şişirilmiş olduğunu düşünüyorum, tabiki kaliteli ama onun ayarında daha ucuza başka markalarda var.

face and body kullanıyorum ama yves rosher e geçiş yaptım fondotende pek bi fark yok aralarında
0
eja
(27.10.16)
Deborharin rimelini kullaniyorum, ben de oneririm dolgun gosterme konusunda iyiler.
0
cabiday
(27.10.16)
mac'in rimelini kullanıyorum, bence gereksiz pahalı. golden rose dip linerı kullanıyorum eye liner olarak bence gayet güzel. ek olarak golden rose matte rujlar çok güzel. rimel olarak maybelline var bir tane ondan da memnunum ama hediye gelmişti fiyatını bilmiyorum, macle bir farkı yok bence.
0
passive aggressive
(27.10.16)
çok aşırı derecede düz ve uzun kirpiklerim var, hangi rimeli kullansam kıvırmadı. hatta lancome, dior vb. markaların uzmanlarını delirtmişliğim var, kadınlar ne yapsa kıvrılmıyor. gözlerimi simsiyah yaptılar yine olmadı :D denemediğim şey kalmadı. mac ürünleri de dahil bunlara.

sonra kardeşim indirimden max factor'un "hazel eyes" yazan, normalde gözüme bile çarpmayacak bir rimelini almış. inanılmaz şekilde kıvırıyor.

bir de ben mac'de mesela çok alerji sorunu yaşadım. en son arkadaşımda kiko'nun fondötenini denedim, çok daha memnun kaldım. hatta el koydum - çünkü ona da kiko alerji yapmış.

kısaca hepsi kimyasal. birine mükemmel olsa da diğerine olmayabiliyor.
0
pokerface
(27.10.16)
Mac'in genelde rujlari guzel oluyor, illa high end bir maskara alacaksaniz ve buna butce ayirdiysaniz Bobbi Brown'un maskaralari daha guzel. Daha ucuz ve guzel maskaralar da var, ben genelde mac'in ruj harici urunlerini begenmem mesela.

Fondoten kullanmiyorum ama yorumlari takip ederim genelde Guerlain'in ve Dior'un ten urunleri daha iyi. Yani almadan once mutlaka urun arastirmasi yapmak lazim.
0
neferkitty
(27.10.16)
Mac high-end degil mid-end bir marka. Makeup forever, dior, ysl gibi markalardan daha ucuz yani :)

Bana gore bazi urunleri high end markalara tas cikarir, bazilariysa gereksiz pahali. Max factor, loreal, deborah, maybelline indirim doneminde uygun fiyata cok guzel maskaralari var. Mac'e o kadar para vermeye gerek yok.

Jel eyeliner konusunda maybelline ve mac'in cok farki oldugunu dusunmuyorum. Yine mac gereksiz pahali.

Ama mesela ruby woo muadili olmayan bir ruj. Genel olarak rujlari, fondoteni, concealeri, alliklari ve fix+ basarili buldugum urunler. Hak ediyor fiyatini.
0
turuncu sufle
(27.10.16)
(2)

Yorum sorusu nasıl değerlendirilir?

gijilti
Eğitimde saptadığım bir olay var: Öğretmenler yorum sorularını değerlendirememekten korktukları için açık uçlu soru, yorum sorusu sormuyorlar. Boşluk doldurma, doğru-yanlış, eşleştirme, çok seçmeli gibi yöntemlerle sınavları geçiştiriyorlar. Tabii daha çok işlerine geldikleri için böyle yapıyorlar.
Eğitimde saptadığım bir olay var: Öğretmenler yorum sorularını değerlendirememekten korktukları için açık uçlu soru, yorum sorusu sormuyorlar. Boşluk doldurma, doğru-yanlış, eşleştirme, çok seçmeli gibi yöntemlerle sınavları geçiştiriyorlar. Tabii daha çok işlerine geldikleri için böyle yapıyorlar. Sınavları şipşak okuyorlar. Yaratıcı düşünmenin önündeki engellerden biri bu. Bunu aşmak adına araştırıyorum.

Yorum sorusu nasıl ölçülüp değerlendirilmeli? Hem öğrencinin hakkını teslim edecek şekilde hem de hızlıca okuyabilecek şekilde. Bu konuda bilgi, görüş belirtip bildiğiniz kaynaklar varsa link verirseniz sevinirim.

Mesela bir şiir verdik ve yorumla dedik. 10 puan. Her yazılan farklı uzunlukta ve içerikte olacak. Bunları nasıl değerlendireceğiz?
0
gijilti
(26.10.16)
ben yorum sorusu sorduğumda öğrenciler yazmaya üşenip boş bırakıyorlar. mesela "güncel çevre sorunlarına 5 örnek verin, size yetki verilseydi bu sorunların önlenmesi için neler yapardınız" gibi bi soru soruyorum üstünde minimal de olsa kafa yorulası bir şey olsun diye, derste de beş bin saat konuşmuşuz üstünde. ya boş bırakıyorlar ya da bir şey yapmazdım falan yazıyorlar. ben sınav kağıdı okurken deliriyorum sonra insan hiç olmadı ormanları korurdum falan yazar diye.

ben genelde bunun gibi sorup soruyu 5 puan bilgi, 5 puan yorum kısmı diye ayırıyorum. yorum kısmındaki 5 puanı eli yüzü düzgün bir şey yazana veriyorum, uyduruk da olsa bir emek sarfedene 2-3 puan veriyorum. bir şey yapmazdım yazana da bir şey veremiyorum.

gerçekten değerlendirme kısmı spesifik bir sınırlandırma getirilmediğinde zor oluyor, sözel derslerde daha da zordur herhalde.
0
passive aggressive
(26.10.16)
sorunun ilk kısmına yanıt vereyim. yorumu değerlendirmekten korkmaktan değil o. zor olan yorumlu cevapları okumanın çok vakit alması. bu tespitin daha doğru. yorum sorusunun cevabı kriterlere oturtularak rahatlıkla puanlanabilir. mimarlık-mühendislik fakültelerinde tonlarca proje dersi var. onlar notlandırılabiliyorken gerisi hikaye.
0
manuel mandalina
(26.10.16)
(7)

Şarkı Öneren Site

isim
Dinlediğiniz/sevdiğiniz şarkıya göre şarkı/şarkıcı/grup/genre öneren bir site biliyor musunuz?Eskiden bunun için last.fm'i kullanıyordum ama şu an kullanamıyorum. Last.fm'den başka önerisi/bildiği olan var mı? Varsa benimle paylaşır mı? Paylaşsın bence :/
Dinlediğiniz/sevdiğiniz şarkıya göre şarkı/şarkıcı/grup/genre öneren bir site biliyor musunuz?

Eskiden bunun için last.fm'i kullanıyordum ama şu an kullanamıyorum. Last.fm'den başka önerisi/bildiği olan var mı? Varsa benimle paylaşır mı? Paylaşsın bence :/
0
isim
(17.10.16)
spotifyın bu özelliği hayvan gibi güzel çalışıyor.
0
freya
(17.10.16)
last.fm bence daha iyi bu konuda. neden kullanamıyosun acaba last.fm'i?

spotify'da bu şarkı önerisi olayı da benzer sanatçılarda gördüğümüz isim listesi di mi benim bilmediğim bişey yok başka? ayrıca kendi dinlediklerimle ilgili bir radyo da çalamıyorum bildiğim kadarıyla last.fm gibi?

ben de bu konuyla ilgili ayrı bir soru sorayım. olmadı farklı bir soru açarım burada pek görünmezse.
spotify'dan bir hafta boyunca sadece bir grubu dinledim ertesi hafta yine alakasız her haftaki gibi şeyler çaldı haftalık önerilerde. aslında haftalık öneriyi nasıl hazırladığını bilmiyorum. yani çalan şeyler benden uzak değil tamamen ama dediğim gibi önceki hafta boyunca dinlediğim tek grupla alakalı hiçbişey de gelmedi o öneri listesinde. benim spotify'ıma last.fm'im bağlı ordaki tüm şarkılara bakarak mı bir liste hazırlıyor olabilir mi acaba? ki öyleyse bile pek tatmin etmiyor beni o liste.
0
tepedeki psychedelic adam
(17.10.16)
spotify farklı kollardan yapıyor bunu:

1- haftalık keşif. her pazartesi sana uygun yeni liste hazırlıyor.
2- daily mix. günlük 5 farklı tarzda mix hazırlıyor. içinde listendeki şarkılar da oluyor, yeniler de.
3- liste oluşturduğunda o listedeki şarkılara uygun başka şarkılar öneriyor. listenin altında yeni bir liste çıkıyor.
4- bir sanatçıya tıkladığında benzer sanatçılar sekmesi çıkıyor. sanatçıların sayfasına girip en çok dinlenen şarkılarını dinleyerek fikir sahibi olabiliyorsun.
5- sanatçıların hakkında kısmında o sanatçıların yer aldığı listeler çıkıyor. o listelerden de bir sürü şey çıkıyor.

kesin başka şekillerde de şarkı keşfetmek mümkündür. sonuç olarak, spotify varken diğerleri gereksiz.

tepedeki psychedelic adam'a cevap:
sık dinlediğin grubu "zaten bildiğini varsayarak" sana önermiyor bence. nasıl bir algoritması var ben de bilmiyorum ama öncelik keşfetme üzerine olduğu için hiç dinlemediğin sanatçılara odaklanıyor.
0
sir gawain
(17.10.16)
musicovery.com

ruh haline göre müzik..

ekstra filtreler dahil.
0
qazaqwsx
(17.10.16)
@sir gawain,
tamam benim dinlediğim grubu çalmasın da ona benzer bişeyler çalsın ama o da yoktu. her hafta önerdiğine benzer bi listeydi yine. sanki ben bütün hafta o grubu dinlememişim gibi. sanatçı sayfalarındaki sanatçı radyosu da bir liste getiriyor bi kere bu da mesela benim istemediğim bişey ve o liste de toplasan 15-20 şarkı yani kısa. belki ben yıllardır last.fm'e alıştığım için bilmiyorum, öneri olayı last.fm'de kesinlike daha uygun geliyor bana. spotify'ın tek ve en önemli artısı şarkı veritabanın büyük olması ve istediğin an hemen hemen her istediğin şarkıyı dinleyebilmek.
0
tepedeki psychedelic adam
(17.10.16)
bence youtube da gayet başarılı bu konuda.
0
passive aggressive
(17.10.16)
fragile lady
(17.10.16)
(37)

duyurunun kadınlarına

yuvarlanantencereninkapagi
' evleneyim, çocuğum olsun' kafasında bir insan değilim hatta bunlara çok uzağım ama bazen felaket sekilde ' hemen simdi çocuk doğurmaliyim' gibi bir his geliyor. içgüdülerime karşı koyamıyorum sanırım.size de oluyor mu?edit: 23
' evleneyim, çocuğum olsun' kafasında bir insan değilim hatta bunlara çok uzağım ama bazen felaket sekilde ' hemen simdi çocuk doğurmaliyim' gibi bir his geliyor. içgüdülerime karşı koyamıyorum sanırım.

size de oluyor mu?

edit: 23
0
yuvarlanantencereninkapagi
(14.10.16)
hayir
0
yuzır
(14.10.16)
oluyor arada dalgalanp duruluyorum.
ama sen, yanlış bilmiyorsam daha lisans okuyorsun
o yaşlarda olmuyordu 28 gibi bir kriz atlattım -sağlık durumum da baya bir sıkıntılıydı bence psikolojik olarak bundan etkilenmiştim- sonra geçti
arada geliyor ama anlık, geçiyor
benden daha büyüklerin dediğine göre 40 gibi en sancılı şekilde tekrar böyle bir kriz yaşanıyormuş, ondan biraz korkuyorum açıkçası.
evlenecem, çocuk yapacam diyen bir insan hiç olmamıştım o yaşa, o krize kadar. şimdi 33 yaşındayım yine demiyorum -çünkü şu ara o kriz uğramıyor :P
0
niye ama
(14.10.16)
hayır ama hissettiklerin normal. ne yazık ki hormonlar böyle cılgınlıklar yapıyor/yaptırıyor.
0
kassiopeia
(14.10.16)
Hormonlar ah bu hormonlar. Kesinlikle cok normal
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(14.10.16)
6 yıldır evliyim bir kere bile öyle hissetmedim bana niye gelmiyor bu duygular sinir oluyorum.
0
yue
(14.10.16)
sade kadınlara maal etmeyelim, erkeklere de oluyor 28 den 30 a kadar azar azar yokladı, 30 - 32 ye kadar biraz daha yokladı, 2 hafta önce acayip bastırdı neredeyse başedilmeyecek kadar. yaş 32 erkek

tabi doğurma olarak değilde, cinsel dürtülerin tavan yapamsıyla karışık çoluk çocuk olayları.

hormon hormon üstüne piniyor ondan oluyor tüm bunlar.

enteresandır hayatımda anlayamadığım belkide en basit şey şu evlilik çoluk çocuğa karışma kavramıydı, diyordum lan bu insanlar manyakmı olm? gzemek tozmak, kendine zaman ayırmak, kendi istediğin şeylere odaklanmak varken, evlenmek mevlenmek neymiş lan diyordum.

anladım ki hormonlardan. demek insanlar bu yüzden deli gibi evlencem ben, evlencem, lan evlenmem lazım diyormuş.
0
killerbee
(14.10.16)
24 yaşındayım ve bazı bazı bebek gördüğümde bende bundan bir tane yapmak istiyorum diye kendimden geçiyorum. bende de olsa öpsem, koklasam, bağrıma bassam. sonra hayallerimi hatırlayıp, bebeğe zaman var yola devam diyorum.
0
you are my lethe
(14.10.16)
23'üm ben de ve 1-2 yıldır böyle hissediyorum, bebek görünce özellikle. İçgüdüler, biyolojik saat vs derken böyle hissetmek normal ama biraz erken başladı sanki.
0
pike
(14.10.16)
Hayır, hiç öyle duygularım yok. Hep böyle değildim ama. İş hayatına başladıktan sonra bir çocuğun sorumluluğunu almak aşırı zor ve imkansız geliyor. Ayrıca bir avm'de falan yaramazlık yapan, şımaran, istediğini aldırmak için zırlayan veletleri görmem de bu duygularımı pekiştiriyor tabi.
0
kingdom of rust
(14.10.16)
O kafayı küçümseyenleri anlamıyorum. Anneleri de o kafada olduğu için kendileri varlar. Bunun küçümsenecek veya tahkir edilecek bir yanı yok. Aksine İNSAN yetiştirmektir o, yetiştiremeyenlerin eserleri her yerde.

Cevap: 34 yaşındayım, kadınım, 30'dan itibaren sık sık oluyor. Bu cinsiyetimizin kendi doğası, erkeklerdeki üre(t)me içgüdüsünün kadınlardaki şekli. Çok normal.
0
yaren
(14.10.16)
bebekleri görünce sevesim falan geliyor ama doğurmalıyım olmuyorum. ufukta evlilik de var ama yok yani 30a yaklaşınca olur herhalde :)
25 K
0
sanguine mcqaer
(14.10.16)
Eski sevgilimle çocuk yapsak nasıl bir şey olurdu çok merak ediyorum. Keşke bi çocuğumuz olabilseydi.
0
istenmeyen evlat
(14.10.16)
Fazlasıyla anaç yapılı bir insanım, yirmilerin başından beri oluyor. Bi doğuramadın gitti :)
0
devilred
(14.10.16)
"My biological clock is ticking and i want babies now!"

Benim olmadi ama hayatimin her yerinde oldugu gibi cocuk icin de plan yapmistim. O plan da isleyince istedigim zamanda cocugum oldu. Tabii inanilmaz sansliydim bu konuda o da ayri mesele. Birkac faktor ust uste iyi gitti. Biri olmasa olmayacakti. Plan program o durtuyu kontrol altina aldi sanirim
0
la noix
(14.10.16)
Hic olmadi, hatta arkadaslarla konusurken "cocugum olursa adini x koyarim" muhabbeti gecti, bu arkadaslar biri kiz digeri erkek. Sonra bana sordular "iii ben hic dusunmedim bile" diyince uzayli gormus gibi bakmislardi.

Olmuyor.
0
kuehles blondes
(14.10.16)
4-5 sene öncesine kadar bir bebem olsun ilerde diye hayallerim vardı, şu an yok. Yapmam diyemem ama hevesli değilim şimdilik. Aşırı büyük bir sorumluluk ve ben rahatıma aşırı düşkünüm.
0
piremses
(14.10.16)
2 yıl öncesine kadar oluyordu özellikle arkadaşım yeni doğum yaptığında bebeği kucağıma alıp anneme "anne ben de istiyorum bundan" demiştim, herkes şaşkın bakmıştı :)

Sonra baktım ki öyle kolay iş değil çocuk büyütmek çok büyük sorumluluk ve belli bir düzeye gelmeden (hem maddi hem manevi) yapılmamalı. Çocuğun her istediğini almaktan bahsetmiyorum ama ihtiyacı olan şeyleri alırken zorluk yaşamaman gerekiyor. Çocuğun da olsa kimseyi zor durumda bırakmaya hakkın yok.

Şu an istemiyorum. İleride ne olur bilemem tabii ama düşünmüyorum.
0
mutekebbir
(14.10.16)
eski sevgilimle birlikteyken ara ara düşündüğüm oluyordu, lan çok yakışıklı adam, bundan çocuk yapsam nasıl bi şey çıkar acaba diye agdhff. o gidince düşüncelerim de gitti. şu an çocuk düşünmekten daha önemli problemlerim var, para kazanmak, stabil psikoloji, gelecek kaygısı gibi. ha bir de rahatıma çok düşkünüm doğru. zevklerimden pek kısabileceğimi (para harcamak değil illa) zannetmiyorum. 5 dakikada bir kontrol edeceğim çocuk yapmak yerine yatakta boş boş yatmayı tercih ederim mesela. bu en küçüğüydü :)
0
nice tnetennba
(14.10.16)
Menstürasyon döngüsü. Canın bir alfa, bir beta çekecek; artık hangisi denk gelirse o anda.
0
arnold schwarzeneger
(14.10.16)
hiç olmuyor bana
eskiden beri de düşünmedim.
32 yaşına geliyorum.
demek ki herkese olmuyor.
0
interview with the vampire
(14.10.16)
31 yaşındayım.
ben de hiç evlilik isteyen, gelinliğinin hayalini kuran biri olmadım.
ama evet, çocuk istiyorum, yani o bahsettiğin his bana da vuruyor.
özellikle son 3-4 yıldır var.

bana kalsa, maddi gücüm el verirse 2-3 tane doğururum.
yaşın ilerliyor oluşu bu konuda biraz heyecanlandırıyor beni, 40 yaşında anne olmak istemem şahsen.
bu tabii işin içgüdüsel değil, mantık kısmı.

ama genel olarak "doğurmalıyım" hissi çok baskın.

edit: bebekleri severim, ama çocuk ben de sevmiyorum bu arada.
0
blatta hiberna
(14.10.16)
1 gün bile öyle bi his gelmedi. iyi ki.
0
mandalina kokusu
(14.10.16)
Tam o dönemlerde bi gelir. Sonra bir de belki 30'a yaklaşırken gelir. Hormonlardandır geçer :)
0
lcha
(14.10.16)
hayır olmuyor, hiç olmadı 32k
hadi diyelim kafama saksı düştü, gezegenler yörünge değiştirdi vs istedim, bu sefer de "bu kadar manyağın, psikopatın arasına çocuk mu salınır?" der yine yapmam.
0
treize
(14.10.16)
Hiç olmadı. Hatta yaş ilerledikçe çocukları daha da çekilmez bulmaya başladım. Eskiden bu kadar tahammülsüz değildim. Şimdi bildiğin tiksiniyorum. 28/K
0
köstebek kurabiye
(14.10.16)
bende 30 yaş civarında olmuştu...
0
SiyamkedisiZorro
(14.10.16)
23 yaşında hiç öyle bir isteğim olmadı, hormonlarım beni hiç o şekilde yoklamadı çok şükür :)
0
dessy
(14.10.16)
Oluyor.
26 yaşındayım, erkeğim.
0
paçalı don
(14.10.16)
ben çocuk sevmiyorum, bebek de. yani oturup çocukla bütün gün napıcam ya, kedi olsa neyse lazer tutarsın, top atarsın filan. bu anca ağlasın, götünü sil, gazını çıkar, agumugu yap. düşününce sıkılıyorum, o derece bir adanmışlığa hazır değilim, mümkün değil yani.

buna rağmen bana bile zaman zaman oluyor. acaba çocuğum olsa ne biçim mi güzel olur diyorken ay yine yumurtalıklarım dizginleri ele aldı diyip uyanıyorum mevzuya, çok takılmıyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(14.10.16)
Yeni evlendim, öyle bir içgüdüm yok, hiç olmadı. Çocuk sevmiyorum.
Sadece isveç norveç'te falan sapsarı saçlı, mavi gözlü, çığlık çığlığa ağlamak yerine bize gülücükler saçan bebekleri gördüğüm zaman şunlardan birini kaçırsak mı diye düşünmüştüm:)
29
0
peggy
(14.10.16)
evliyim.
hiç o hisse kapılmıyorum.
0
gulsum
(14.10.16)
23k hiç olmuyor.
0
Esinsin
(14.10.16)
geçen seneden beri ara ara geliyor. her şey yaz tatilinde çocuklu ailelere sempati duymamla başladı. yalnız kaldığım bi dönemdi, uzaktan izlerken ilk defa bi an için çocuk yapmak, büyütmek fikri mantıksız gelmedi. yalnız kalmak derken okul bitti, arkadaş çevresi sıfırlandı. fakat o zamana kadar hiç mi hiç düşünmemiştim, garipsedim. o zamandan beri ara ara acilen evlenip bir sürü çocuk doğurmalıyım şeklinde düşünüyorum. hayatın boyunca hissetmeyince, daha önemlisi kendine o şekilde bir hayat planı çizmeyince insan bocalıyor. sonra kendimi mantıklı düşünmeye zorluyorum, geçiyor. sonra tekrar geliyor. bir daha gelmemek üzere o duyguyu nasıl göndereceğim bilmiyorum. 24k.
0
alice bonnie stanley
(14.10.16)
33'üm, hiç olmadı. "Acaba bir gün olur mu" diye merak ediyorum. Çocuk sevemiyorum, uğraştım ama içimden gelmiyor.
0
aychovsky
(14.10.16)
27 yaşındayım bana hiç olmadı. bir gün çocuğum olsun istiyorum gerçi galiba anne olsam iyi anne olur benden ama kafamdaki hayat planıyla çocuk yapabileceğim yaş sınırları kesişmiyor gibi. kısfmet.
0
passive aggressive
(14.10.16)
ben de evleneyim, çocuk yapayım kafasında değilim hatta evlilik beni çok korkutuyor. fakat o hissi yaşıyorum bir süredir. Özellikle bu yıl başladı. hormonal olsa gerek... direkt o an çocuk doğurasım, doğum yapasım geliyor. sanki doğursam rahatlayacakmışım gibi. değişik bir his.

23k.
0
chihirovekohaku
(14.10.16)
32 yaşında kadınım, hiç olmadı henüz.
32 yaşındaki en yakın arkadaşıma son iki yıldır oluyor, 2 yıl içinde bir yeğen bekliyorum kendisinden.
0
kobuzchu kiz
(14.10.16)
(8)

Kendi varligini sorgulamak ve bosluga dusmek.

lizardking34
Arkadaslar merhaba herkese. Intrnette bi arama yapmama ragmen google a duzgun bi ornek veremedigim icin bulamadin sorunun cevabini ama koskoca eksi dunyasinda birinin basina gelmistir diye dusunuyorum. Bu anlatacagim sey uyumadan once veya tuvalette vs baska bi yerde kendinizle basbasa kaldiginizda
Arkadaslar merhaba herkese. Intrnette bi arama yapmama ragmen google a duzgun bi ornek veremedigim icin bulamadin sorunun cevabini ama koskoca eksi dunyasinda birinin basina gelmistir diye dusunuyorum. Bu anlatacagim sey uyumadan once veya tuvalette vs baska bi yerde kendinizle basbasa kaldiginizda olur genelde. Ben var miyim, gercekten yasiyor muyum, gercekten bu dunyada miyim, gercekten herkes var mi sorularini ust uste derinlemesine dusundugumuzde resmen bir arabada debriyaja basmiscasina zihniniz bosluga dusuyor. Bende boyle oluyor yani. Tuylerim diken diken oluyor ve daha fazla sorgulamaya devam etmekten kendimi alikoyuyorum. En fazla 10 saniye kalabiliyorum ve etrafimdaki cisimlere vs baska biseyi dusunmeye calisip tekrar vitese aliyorum kendimi diyebilirim. Bu durumu yasayan bilen goren veya ne bileyim bi aciklamasi arastirmasi olan var mi cok merak etmekteyim.
0
lizardking34
(13.10.16)
Şöyle var;
en.m.wikipedia.org

(Solipsism sendromu)
0
sergerde
(13.10.16)
Bazen ben de düşünüp işin içinden çıkamadığımda, aklıma şu söz geliyor:
idrak-i meali bu küçük akla gerekmez zira ki bu terazi bu kadar sikleti çekmez
0
sylow
(13.10.16)
ben bazen elime bakıp bu el kimin lan diyorum. yabancılıyorum kendimi. sanki kısa süreliğine kendimi dışarıdan görüyor gibi oluyorum. çok değişik bir his. şurada biraz açıklamışlar ama senle tamamen aynı şeyi bahsettiğimiz konusunda emin değilim sadece bana olan ve seninkine benzer bulduğum şey bu: seyler.eksisozluk.com
0
freetakilir
(13.10.16)
Bende gece uyurken kalkip tuvalete ya da su icmeye vs gidince bi de gunes dogmadan kalkip ise okula gitmek zorunda oldugumda oluyo. Kalkiyorum varligim ve diger her seyin varligi cok acayip ve gelip gecici geliyor, ölüp yok olacagimiz zamandan sonrasini hissediyorum, hayatımdaki seyleri yasiyor olmak cok garip geliyor, her sey anlamsız korkunç ve tamamen boşluk duygusu hissediyorum sonra ya geri uyuyorum ya da evden çıkıyorum geciyor normal insana dönüşüyorum. Adını da bilmiyorum bu olay nedir, neden boyle hissediyorum zamanından once uyaninca.
0
passive aggressive
(13.10.16)
+1 freetakilir. Şu an 28 yaşındayım, biraz daha küçükken çok yaşıyordum. Özellikle ayna karşısına geçip elime bakarken. Nasıl korktuğumu, nasıl yabancılaştığımı anlatamam. Hatta ben de sadece benim başıma geliyor sanıyordum ve şu an çok rahatladım. Bu durumdan ise o baktığım elimin parmağını ısırarak çıkmaya çalışıyordum.
0
anumegha
(13.10.16)
Ben de sonsuzluğu filan düşünüp deliriyordum bi ara. Gerçekten bazen düşünmemek en iyisi...

Ha bir de ot mot kullananlarda bu durumlar iyice tetikleniyor, fena..
0
lcha
(13.10.16)
bence cogu insana olan birsey, en azindan filozofik dusunceye biraz bile olsa yatkin olan insanlar icin.
0
beriberi
(13.10.16)
Tesekkurler yorumlar icin arkadaslar. Cocukken bu bazen oluyordu. Simdi ise kendimi biraz zorlarsam yukarda bahsettigim sorularla filan bu duruma sokabiliyorum kendimi. Fakat herkes elden bahsetmis, ben de sadece zihinsel olarak olarak durup dururken yapabiliyorum bunu. Ancak tabi kendimi bedenimden ayri gibi dusunuyorum ben de.
0
🌸lizardking34
(13.10.16)
(39)

üniversiteyi kaç yaşında bitirdiniz?

devilred
ve ne kadar oldu bitireli? bir iş için lazım.
ve ne kadar oldu bitireli? bir iş için lazım.
0
devilred
(12.10.16)
22. 7 yıl.
0
inheritance
(12.10.16)
23yaşında / bi buçuk sene oldu.
0
hypervaskulerdondurucu
(12.10.16)
21.25
0
cedex
(12.10.16)
25 yaşımda bitirdim, iki yıl oldu.
0
chicha
(12.10.16)
24, 2 yıl.
0
windowsguvenlikduvari
(12.10.16)
23.5.

5.5 sene oldu bitireli.
0
mirandaiam
(12.10.16)
23. 2 yıl oldu.
0
gmzo
(12.10.16)
26.75
0
kırkmerak
(12.10.16)
22. 5 yıl.
0
fotrsapka
(12.10.16)
23, 4 ay.
0
feel the blanks
(12.10.16)
25 yasinda, 5.5 sene icinde bitirdim.
0
kuehles blondes
(12.10.16)
21.5, Haziran 2014'te bitti.
0
piremses
(12.10.16)
26/11
0
pispinti
(12.10.16)
25 yaşında.
2 senedir çalışıyorum.
0
juninho77
(12.10.16)
23. bitireli 5 sene oldu
0
şubatsonrası
(12.10.16)
21/14
0
balik kraker
(12.10.16)
23-10 yıl
0
basond
(12.10.16)
21.5 11.5 yıl
0
niye ama
(12.10.16)
22 yasinda, 4.5 sene olmus, vay arkadas.
0
evrim halkasi
(12.10.16)
Universite yillarim cok zordu ya. 5 senelik okulu 4 senede bitirmek zorunda kaldim. Bir sene dondurdugum, okula gidemedigim icin.
23 yasinda bitirdim.
29 yasindayim. 6 sene de yardimci docent olmusum. Vay be.
0
shadowcat
(12.10.16)
21 yaşında meslek yüksekokulu mezuniyet
26 yaşında üniversite mezuniyet. (çift anadal diploması ile)

10 sene olmuş :)
0
burya
(12.10.16)
23
0
uzman pratisyen
(12.10.16)
22'im dolmamıştı.
3 sene oldu.
0
cabiday
(12.10.16)
21 yaşında bitirdim. Aradan 7 yıl geçti.
0
köstebek kurabiye
(12.10.16)
niye ama +1
21.5, 11.5 yıl oldu
0
aychovsky
(12.10.16)
21. 5.
0
ron dennis
(12.10.16)
24 yaşında bitti. 3,5 sene oldu.
0
passive aggressive
(12.10.16)
22. 4 yıl oldu.
0
nathanieltroy
(12.10.16)
23. 8 yıl.
0
mermize
(12.10.16)
25. 3.
0
la noix
(12.10.16)
girdiğimde 21 di. mezun olduğumda 24. mezuniyetten 2 ay sonra 25 oldum.

4 ay oldu
0
Cruyff
(12.10.16)
24 hala okuyom ocakda mezun olcam, 2. üniversitem bu, 1.yi 2013te bitirdim
0
masa penisi
(12.10.16)
24/ 1,5

Olm bi de 21 yaşında nası bitirdiniz amk, ben 19da liseden mezun oldum.
0
noluyo yaa
(12.10.16)
24 yaş. 16 yıl oldu bitireli.
0
delicevat
(12.10.16)
23/ 8 ay oldu.
0
tuborg yesili
(12.10.16)
23, 4 ay oldu.
0
pike
(12.10.16)
22'de 1. lisans, 25'te 2. lisans, 27'de de yüksek lisans bitecek.
ilk lisanstan bu yana da 3 yıl oldu.
0
siyanurlu palyaco
(12.10.16)
20
0
cptxxx
(12.10.16)
25-8
0
kargn
(14.10.16)
(23)

Universitedeki ders notlarınızi saklıyor musunuz?

fraise
4 yılda o kadar ders islemisiz, notlar almisiz. Ben normalde saklama taraftariydim ama bu kadar kagit birikince taşımak, düzenlemek de dert oluyor. Önemli derslerin notlarini defterlere temiz şekilde geçirip saklamışim mesela. Digerlerini ne yapayım? Atmaya kiyamiyorum; ilerde ise yarar mı, bilmiyor
4 yılda o kadar ders islemisiz, notlar almisiz. Ben normalde saklama taraftariydim ama bu kadar kagit birikince taşımak, düzenlemek de dert oluyor. Önemli derslerin notlarini defterlere temiz şekilde geçirip saklamışim mesela. Digerlerini ne yapayım? Atmaya kiyamiyorum; ilerde ise yarar mı, bilmiyorum.

Siz ne yapıyorsunuz? Bütün notlarınızi saklıyor musunuz yoksa attıniz mi?
0
fraise
(03.10.16)
Ben saklıyorum. Hepsi bir dosyada ve defterlerle birlikte yerde duruyor.
0
Dr_Stat
(03.10.16)
Defter pek kullanmıyordum, dijital olarak her şeyi saklıyorum.
0
crown
(03.10.16)
Saklıyordum, en son evlenirken attım. Yıllardır bir işe yaramamış, bundan sonra da yaramaz diyerekten. Boşu boşuna yer kaplıyor.
0
peggy
(03.10.16)
Saklamıyorum.Saklama amacınız nedir merak ettim?
0
bardakigüneşgözlüğü
(03.10.16)
Bende saklıyordum.Mezun olalı 9 yıl olmuş ve 1 gün bile olsun açıp bakmadığımı farkettim.Bu yüzden de hepsini çöpe attım.
0
josefen
(03.10.16)
sadece önemli olabilecekleri tutuyorum. ileride bi şekilde tekrar açıp okumak isterim belki dediklerimi. ama önemli ölçüde attım geçenlerde. epey yer boşaldı dolabımda.
0
nathanieltroy
(03.10.16)
duzgunce kesip adf ozellikli bir tarayicida tarayin dropbox'ta saklayin. kagitlar cope.
0
redlinetheturk
(03.10.16)
Ben saklıyorum.

Ek yanıtlar: eksiduyu.ru
0
dissendium
(03.10.16)
saklıyorum. her dönemi ayrı bi şekilde poşetleyip bir koliye doldurup kaldırdım.
0
rayde
(03.10.16)
kitap şeklinde olanları saklıyorum ama aldığım notları attım.
0
hosein
(03.10.16)
Her şey duruyor :)
0
cok joleli ozgur
(03.10.16)
bir kaç tane çok önemli notum vardı.
profesör bir hocam vermişti hatta onları.

geçenlerde dolabımı düzenlerken baktım bir çoğu güncelliğini yitirmiş. hocama ayıp olmasın diye aradım, eğer kendisi de istemiyorsa atacağımı söyledim "halen saklıyor musun ya onları at gisin hıammına" dedi. ben de attım.

çok spesifik bilgiler olmadığı sürece ders notu saklamak bana mantıklı gelmiyor artık.
0
teritori
(03.10.16)
Sınavlardan geçtiğim zaman atmıştım çoğunu, ilk başta salaklık yaptığımı düşündüm sonra mantıklı olduğuna karar verdim zira kanunlar değişiyor, uygulama değişiyor. O notların varlığı bir süre sonra sadece kafa karıştırıyor.

Bir de birkaç yıl sonra çok temel geliyor o bilgiler, onları açıp okumaktansa kanun karıştırır, kalın kalın kitaplar okur oluyorsun konuyla alakalı.

Değişen kanunlardan sonra ve mesleğe atıldıktan sonra, okulun yanındaki fotokopiciye gidip kanun ile alakalı ne anlatmışlar diye yeni not alırsın en kötü, ben yapmıştım, faydalı oluyor.
0
kaymaktutmayansicaksut
(03.10.16)
Hepsini attım ve şimdi çok pişmanım. O dönem yüksek lisansa devam etmeyeceğim diyordum sonra ettim ve notlar aşırı lazım oluyor bazen.
0
buff
(03.10.16)
her sınavdan sonra atıyorum. cevapları okuyunca ' çıldırdınız mı' diye düşündüm.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(03.10.16)
lisedekiler bile duruyor, belki bir gün işime yarar diye. tam bi istifçiyim bu konuda.
0
nice tnetennba
(03.10.16)
Notları attım, kitaplar duruyor.
0
pike
(03.10.16)
4-5 sene sakladık sonra güzel bi temizlik yaptık eşimle birlikte. minik bir koli şeklinde ayırdık, diğerlerini attık. ayırdıklarımızda işe yaramadı açıkcası sadece özenle hazırladığımız notlar diye tuttuk. makine elemanları defterim var mesela atmaya kıyamadım baya güzel tutmuştum notları. internette var zaten bilgiler birazda hatıra işte. ilerde onlarıda atarız.
0
yue
(03.10.16)
Akademik kariyer yaptığım için saklıyorum.
4 sene önce üzerinde çalıştığım konuları bırakıp başka alanlara yönelmiştim, şimdi tekrar eski konuyla ilgili bir iş yapmaktayım. Böyle olunca eski notlar çok kıymetli oluyor. Tekrar sıfırdan açıp öğrenmektense hali hazırda yazılmış çizilmiş notlar baya kıymetli.

Sunumları falan zaten google drive, dropbox gibi yerlerde tutuyorum.
0
chitosan
(03.10.16)
Ben de saklıyorum. Hatta hayatta yapmam dediğim halde mezun olduktan kac yıl sonra döndüm kendi bölümümde yüksek lisansa basladim sakladığım iyi olmus haliyle.
0
passive aggressive
(03.10.16)
saklanmalı saklıyorum.
0
penquensiqer
(03.10.16)
ben kardesim icin saklamistim hic bir isine yaramadi, ben de firlattim attim. Derse girip ogrendikten sonra nota ihtiyaci yok, derse girip ogrenmedikten sonra da notla isi yok zaten.

Bir de, ogretmenine, profuna, okuluna, yilina vs vs gore zaten ders notu cok daginik kaliyor. yarim yamalak dersi dinlemissin, sonra gidip abinin dort yil once aldigi notlari okuyosun, profun onem verdigi seylerin o notlarda olmasi cok zor.
0
beriberi
(03.10.16)
bir koltugun alti bunlarla dolu. kiyamiyorduim ama musait bir zamanda vedalasip aticam.
0
jimicik
(03.10.16)
(4)

Sputnik sevgilim

mesudiyeli mesut
Okuyan var mi? Begendiniz mi?
Okuyan var mi? Begendiniz mi?
0
mesudiyeli mesut
(29.09.16)
siparisi verdim ama henuz kargoda okuyunca haber vereyim
0
rentts
(29.09.16)
Okumadım ama yorumları hiç sekmeyen bir dostum okumakla vakit kaybetme dedi.
0
malwethiel
(29.09.16)
okudum beğenmedim ama yoklukta okunabilir.
0
passive aggressive
(29.09.16)
Şuanda okuyorum, murakami yi seviyorum ben, kitap elime kapaksiz gecseydi mesela a ha murakami yazmis bunu derdim,
Ben seviyor gibiyim, ama daha bitmedi,
Kardesim de okudu ve begenmedi, imkansizin sarkisi, sinirin guneyinde gunesin batisinda daha iyi diyor,
0
a perfect lie
(29.09.16)
(11)

ölü beden yok olması

basubadelmevt
Ölüyü gömdük diyelim, çürüme süreci ne zaman oluyor? Ne zamana kemik halini alıyor sadece? Annemlerle konusuyoduk, 40 günde etleri dökülür filan dedi. Bu dogru mu? Çok kısa geldi bana bu süreç. Kefen filan var onun da cürümesi lazım. Siz ne biliyorsunuz bu konuda?
Ölüyü gömdük diyelim, çürüme süreci ne zaman oluyor? Ne zamana kemik halini alıyor sadece? Annemlerle konusuyoduk, 40 günde etleri dökülür filan dedi. Bu dogru mu? Çok kısa geldi bana bu süreç. Kefen filan var onun da cürümesi lazım. Siz ne biliyorsunuz bu konuda?
0
basubadelmevt
(22.09.16)
burada açıklanmış :
garyoldman.blogcu.com

ayrıca, her ölen çürümez o haliyle bozulmadan kalır. nasib meselesi..
0
1adam
(22.09.16)
Etin iskeletten ayrılması 5 senede gerçekleşiyor.
0
angelus
(22.09.16)
40 gün denmesinin sebebi islamdır muhtemelen. tamamen gerçeklikten uzak.

edit: ben de 5 diye biliyorum.
0
ruhen hastayim ben
(22.09.16)
40 gün muhabbeti galiba şamanizmde ruhun bedeni terketmesinin 40 gün sürdüğüne inanılmasından geliyor. tam bilmiyorum ben de şöyle bir şey var.

tr.wikipedia.org
0
passive aggressive
(22.09.16)
40 gün çok kısa. Kişiden kişiye değişir ama açık arazide bırakmadığın sürece 40 günde sadece kemik kalmaz.

youtu.be
0
nawar
(22.09.16)
ölüyü gömdüğümüz toprağın nemi,tipi bu konuda daha çok pay sahibi olabilir. bir kaç yıl önce bir belgesel izlemiştim ceset çiftliği diye bu çiftlikte değişik alanlara ceset bırakıp çürüme hızlarını takip ediyorlardı.
0
Sir Anthony Hopkins
(22.09.16)
öncelikle Allah rahmet eylesin.
kişinin günahına, çekeceği kabir azabına, hacı olup olmadığına, şehadet getirip getirmediğine göre değişir.
açın kuran okuyun gardaşım, her şey yazıyor.
www.youtube.com
herkes yaslanmış bilime, bir yiğitte çıkmamış kurandan bahsetmemiş.
0
seyduna6687
(22.09.16)
@seyduna
Dostum o zaman hristiyan olanlar ile musluman olanlarin ceset curume hizina bakalim istersen farkediyor muymus.al sana odul alacak tunitak projesi :)
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(22.09.16)
52. gece derler bizde de.
0
for day to break
(22.09.16)
Çok değişken.
eknygos.lsmuni.lt
0
Lim5
(22.09.16)
rahat bir şekilde deneyimleyebileceğiniz durum.
bir kavanoza bir parça kuşbaşı et koyun ve kapağını kapatın ve etin aldığı değişiklikleri takip edin.

türkiyede müslüman mezarlıklarında ölüyü mezara yerleştirdikten sonra üzerine tahta dizilir. bunun sebebi içeride hava kalması ve çürümenin hızlanmasıdır. 5 senede et kemikten ayrılır diyen arkadaşlar belli ki hiç bir mezarın üstüne yeni vefat eden bir kişinin cenazesine katılmamışlar.

mezarlıklar yönetmeliğine göre bir yakınınızın kabrine, vefatından 5 sene sonra başka birisini göremebilirsiniz.

böyle cenazelere katılmışlığım var. toprağın cinsi ve iklim şartları da pek tabi önemlidir. istanbulda genelde 5 yılda kalan kemik sayısı bile oldukça az. uyluk kemikleri, kafatasının parçaları, leğen kemiği gibi kalın kemiklerden parçalar kalmakta. etten eser yok.

kiralık oturduğumuz evin kuş pisliği nedeniyle hiç kullanmadığımız küçük bir balkonunda birgün bir güvercin öldü. ölü bedenine hergün bakarak takip ettim. 3 gün baktığımda vucudunun tamamının kurtlandığını gördüm. 2 hafta sonra ne tüy ne de o kurtlrdan eser kalmadı. sürekli taze havaya maruz kalması ve kurtları diğer kuşların yemesinin tabiki de etkisi vardır. ama havanın et üzerindeki etkisi oldukça hızlı ve yok edici.

kavanoz deneyi mezar etkisi gösterecektir. denerseniz sonuçları özel mesajla gönderirseniz sevinirim.
0
hakantheturk
(22.09.16)
(21)

Kadın olmak olamamak

fasulyek
Son zamanlarda kendimle ilgili, kadın olmamak için elimden ne geliyorsa yaptığımı farkettim. Makyaj sıfır, saçları sürekli toplamak, kot ve sor ayakkabı ikilisini giymek gibi... biraz özenli olunca sürekli tacize uğramaktan sıkıldığımı, bunu önlemek için giderek erkeksi giyindiğimi gördüm.10 sene ön
Son zamanlarda kendimle ilgili, kadın olmamak için elimden ne geliyorsa yaptığımı farkettim. Makyaj sıfır, saçları sürekli toplamak, kot ve sor ayakkabı ikilisini giymek gibi... biraz özenli olunca sürekli tacize uğramaktan sıkıldığımı, bunu önlemek için giderek erkeksi giyindiğimi gördüm.
10 sene önce istanbul'a geldiğimde dolabım daha renkliydi artık neredeyse sadece siyah giyiyorum. daha dekolteli ve kadınsı idi.
Bugün kendime yeni bir kaç şey aldım ve akşam giydim. rahatsız olduğum bakışlar ve laflarla tekrar karşılaştım.
siz de benim gibi bir süreçten geçtiğinizi hissediyor musunuz? istediğiniz gibi giyindiğinizde kötü oluyor musunuz? akşam eve moralim bozuk döndüm yolda söylenen şeylerden ötürü ki bu nişantaşında oluyor.

Not: Makyaj yapmayı sahsen seviyorum. yapmıyor olmak sizi daha az kadın yapmaz baska bir şeyden bahsetmeye calısıyorum.
0
fasulyek
(19.09.16)
o zaman şortla, dekolteyle gezenler sağır veya kör mü? nasıl yani sen bu kadar rahatsız oluyorsun da onlar olmuyor mu? yani rahatsız olmana bir şey demiyorum asla ama başkaları niye bu kadar takmıyor? ya ben bu işi anlamadım ya da senin dekolte anlayışın biraz farklı :)
0
cekilmis gayfe
(19.09.16)
benzer bir durumu ben de yaşıyorum. oldum olası çok kadınsı, özenli giyinemem. giyinenleri görüyorum merak ediyorum nasıl başa çıkıyorlar bakışlarla filan. kadın erkek herkes bi süzüyor dekolte olmasa bile.
0
who cares wins
(19.09.16)
ben de her sokağa çıktığımda istisnasız bir şey duyar ya da bir şeyler görürüm.
ama yani o an bariz bir şey olmadıkça takılmam/hatırlamam bile.
duyduğum şeyleri de önemsemem, çok önemsersem cevap verme ihtimalim de var.
bu arada bunların giydiklerimle ilgisi olmaz.
yani şort da giysen, kot da giysen, transparan da giysen aynı genelde.

bunun dışında, "bakılması" illa kötü olacak diye bir şey yok.
ben bir yere girdiğimde dönüp insanlar bakarsa hoşuma gider mesela.

şimdi saçma bulanlar olacak, ama bu biraz enerji meselesi.

o taciz enerjisinde çok fazla kalmış/kalıyor gibisin.
ve bunu sürdürdüğün sürece çarşaf da giysen bu devam eder.
çünkü onu çağırıyorsun ve ona endeksli yaşıyorsun.
0
blatta hiberna
(19.09.16)
Aynı şeyi ben de yaşıyorum. Kıyafetlerimi daha kapalı seçiyorum, makyaj olarak özeniyorum özeneceksem. Geçenlerde cidden mini olan bir şort giydim, bakmayan kalmadı. Çok rahatsız edici.
0
rivulet
(19.09.16)
makyaj yapmayınca kadın gibi hissedemiyormuşuz, kadın olamıyormuşuz hmm çok ilginçmiş.

mini şortu yazlık yerler haricinde pek giymemeye çalışıyorum. eskiden rahat rahat giyerdim, çünkü izmir'de aktarma denen bir olay yoktu, tek vesait gitmem yereken yere gidiyordum. şimdi aktarma yapmam gerekiyor ve aktarma yerlerimiz berbat, hiç tekin değil, rahat hissedemiyorum. 20 dakika mini şortla, etekle beklemek rahatsız ediyor beni. pantolon giymeye çalışıyorum genellikle


maalesef
0
nice tnetennba
(19.09.16)
İnadına şort, elbise etek giyiyorum. Ben bu gerizekalı memleketin en işlek caddelerinden birinde sabahın 8'inde kargo bol cepli pantolon ve bol bir tshirtle tacize/saldırıya uğradım. Kıyafetimden dolayı filan değil hiçbir şey, hepsi kafalarında gerikafalarında.
Hayır kendimi kısıtlamıyorum, etek giydim diye bakanlara ben de bön bön bakıyorum başını çevirene kadar. Laf atarsa cevap verdiğim oluyor, ya da umursamıyorum. Bakışıyla arkamdan takip edenlere orta parmağımı yere bakacak şekilde gösteriyorum gören görür cevabını da alır hiçbir şey de diyemez. Kimsenin yobaz kafası yüzünden giydiklerimi değiştirecek değilim. Bakmamayı öğrenecekler.Siz de kendinize böyle kısıtlamalar yapmayın lütfen.
0
amelie poulain
(19.09.16)
Ne dediğinizi anlıyor, hak veriyorum. Yalnız benim burada rahatsız olduğum tabir "kadınsı" oldu. Nedir kadınsı olmak? Makyaj yapmayınca "kadınlık" eksiliyor mu, spor ayakkabı giyince "kadınlık" törpüleniyor mu? Makyaj yapmayan kadınlar daha mı az kadın? Bence bu şablonlar da en az bahsettiğiniz olgu kadar zararlı.

Renk olayına gelince, yabancı bir arkadaşım Türkiye'de araba renklerine çok şaşırdığını söylemişti. Araçların %90'ı siyah, beyaz, gri ağırlıklı demişti, doğruydu da. Ondan sonra fark ettim ki, bizde dikkat çekmeme, kamufle olma, saklanma, göze batmama, standardize olma kültürü her yere sirayet ettirilmiş.
0
testis agrisi
(19.09.16)
1- gerçekten çok dekolte ve seksi giyiniyorsun.

2- psikolojik sorunların var.

3- yaşadığın semt yanlış.
0
ergenpezeveng
(19.09.16)
Amelie poulain +1

O adam yuzunden ben neden moralimi bozayim ki? Bir ara -bu sene- demokrasi nobetindeki insanlar yuzunden kendimi kisitlamistim ama onun disinda takmiyorum.

Siskoyum, hic de cekici bi fizigim yok, hatta "iyh kisa sort giyen sisman mi? Ölsün!" dediginiz kisi hatta benim ama her ciktigimda tacize ugramayi da iyi bilirim. Neyse. sonuc olarak nefes alsin yeterciler hep yerdeler ve kendimizi kisitlayinca da kurtulamayacagimi anladim. Cok seyapmiyorum artik.
0
kuehles blondes
(19.09.16)
@cekilmis gayfe farketmeden yıllar yıllı oluşmuş bir şey mahalle baskısı yüzünde de denilebilir. bilinçli bir karar değil. böyle yaptıgımı sonradan farkettim.
@ebana nick bı.. ben izmir'den istanbul2a geldim ve besiktas kadıköy arasıda çalışı yaşıyorum ama yine izmir'e göre her şehir kapalı sanırım.
Ayrıca Makyaj yapınca kadın oluyoruz demiyorum. sadece kadın olarak dikkat çekmemek için yapmamaya başlamam kötü bence. yoksa makyaj hiç sevmeyen biri değilim. makyajlı dekolteli ya da tam tersi kendinizi nasıl güzel iyi vs hissediyorsanız öyle olun.
Taciz enerjisi değil ciddi ciddi tacizden bahsediyorum. yanından geçerken ağzına vereyim denmesi, poponun ellenmesi, carpmış gibi yapılıp memenin avuçlanması gibi şeylerden bahsediyorum.
0
🌸fasulyek
(19.09.16)
@ergenp. çok dekolte giyindiğimi düşünmüyorum.
neden psikolojik sorunlarım var diyorsun ki etraf tacizci kaynıyor ve bence türk kadınları erkeklere iyi bile davranıyor.
semt beşiktaş kadıköy ama buralara her yerden insan geliyor. istanbul'un hangi semti steril ki
0
🌸fasulyek
(19.09.16)
Vay be, bir erkek olarak hala laf atan insanların olmasına baya şaşırdım. Daha kötülerini maalesef ki görüyoruz fakat 21. yy da laf atmak nedir ya.

Gelen cevaplara bakınca bu duruma alışık olman ya da olmak zorunda olman gerektiğini düşündüm ister istemez, çünkü bu olay neredeyse doğal bir hal almış gibi.

Dekolte giyinen birine bakmayan bir erkek tanımadım ben bu yaşıma kadar. Bu ister kız arkadaşı olsan biri, ister oldukça entelektüel biri olsun. Emin ol o muhabbet hiç değişmiyor ama anlattıkların çizginin baya dışında kalıyor tabi.

Kadın olsam bu konuda pek cesaretli davranamazdım herhalde.
0
sabirstone
(19.09.16)
psikolojik sorunlar olabilir çünkü kendimi kadın gibi hissetmiyorum diyosun kadın olmak dekolte giyip ruj sürüp saç yaptırmak değil ki. hiç bi şey yapmasa da gerçek bi kadın duruşuyla haliyle tavrıyla hareketleriyle konuşmasıyla 50 tane makyajlı giyimli moda ikonu kadını cebinden çıkartır. burada bakımsız olın asla demiyorum ama onun dışındaki şeyler kadınlık göstergesi olmamalı.

2. husus da tamam laf atan vs çok da her adım başı da yok. çoğunluk seni yiyecekmiş gibi bakmaz. ben de güzel bacaklı bi kadın gördüm mü bakarım bacaklarına fark ettirmeden. ama sen kendini her an saldırya uğrayacakmış gibi hissediyorsan sıkıntı var demektir.
0
ergenpezeveng
(19.09.16)
@tncserap tam olarak söylemek istediğim buydu.
0
🌸fasulyek
(19.09.16)
biz etek giydikçe onlar bakmamayı öğrenmeyecek maalesef öncelikle fikrim budur. deneyime gelecek olursak, istanbul'a taşındığım ilk senelerde dekoltem nedeniyle "yev biraz açık değil mi sence de" diyen erkek arkadaşımla sana mı kaldı öküz diye tartışmışlığım, bu nedenle de "aa farklı dünyaların insanlarıyız" diye ayrılmışlığım var. ama son zamanlarda fark ediyorum ki, artık dekolte içeren kıyafetlerim %5 falan. ne işe ne dışarıya eğer yola tek başıma çıkacaksam, kendimi kısıtladığım için değil ama içimden asla gelmediği için asla giymiyorum. izmir'e veya tatile gidince kendiliğinden daha hafif daha rahat kıyafetlere geçiyorum hiç de rahatsız olmuyorum. bir çeşit savunma yöntemi olmuş herhalde. ben bu böceklerle savaşacağım diye kendimi üzemem diye diye alışkanlığa çevirmişim. ne diyeyim, inşallah hepsi aynı anda ölür.
0
freya
(19.09.16)
kışın ortasında bol pantolon,bol uzun kabanlayken bile rahatsız eden mallar var.şort vs ile bağlantılıdır tabii ama ahlaksız olan ne giydiğinden bağımsız olarak da yapıyor.
dolayısıyla kulağını kapat sagdan soldan gelen laflara.gecen sene temmuzun ortasında hep kotla gezdiğimi farkettim,hatta yaz başında diz altı etek arayıp durdum.
sonra sokarım böyle işe deyip şort da giydim etek de.
3 gr beyni ile beni yönlendiriyor adamlar.izin vermemek lazım.
0
demoniclewinsky
(19.09.16)
makyaj yapıyorum ama istanbulda şort, etek, elbise giymiyorum. dar pantolon giydiysem üstüne uzun hırkayla, tişörtle, kazakla vs kapatmaya çalışıyorum. kışın bol kabanla, lahana gibi kat kat giyinmişken de tacize uğradığımdan taciz konusunu istanbulun bir gerçeği olarak kabul ediyor ve kendimden ödün vermeden olabildiğince korunmaya çalışıyorum. sokakta rahat hissetmiyorum ve sürekli de sapık manyak var mı diye tetikteyim her gün de bu rahatsızlığım artıyor, kıyafet seçimlerim sürekli biraz daha bol, biraz daha kapalı şeylere doğru yöneliyor ister istemez.
0
passive aggressive
(19.09.16)
istanbul'un belirli bölgelerine gideceksem kesinlikle giyimime dikkat ediyorum. onun dışında neysem o (makyaj zaten çok yapmam, tek ve hep yaptığım eyeliner&rimel ikilisidir, saçımı her gün düzleştirmem, hatta senede bikaç defa düzleştiririm, ne rahat geliyosa o ün öyle yaparım falan)

özellikle iş yerimde ciddi mahalle baskısıyla karşılaştım. etek giymeyi severim. v yaka severim. dar giyerim. feminenimdir asla ve asla bir tarafım gözükmez ama iş arkadaşlarımın yorumları beni ciddi rahatsız etmişti. inat ettim, işyerindeki giyimimi değiştirmedim. onlar da 6 ay kadar sonra alıştılar.

edit: olay kesinlikle dekolteye bakılması değil. ben de bakıyorum ama bakışlarımdan rahatsız olunmuyor. yurtdışında da erkekler bakıyorlar ama "amını yalarım" demiyorlar. sıkıntı şşu ki, laf atan adam 5 adım sonra tenha bir yerse sana tecavüz edecek ve adalet yerini bulmayacak. biz bunu artık biliyoruz.
0
la noix
(19.09.16)
varoluşçu mantıkta kadın olmak söylemi garip olmasa da kadın olamamak söylemi bunun varoluşçu temelden gelmediğini gösteriyor. kadın o anlamda olunan bir şey değil. ama hangi birine takılacağımı bilemedim. kadınsı olmak, kadın gibi giyinmek, kadın gibi hissetmek, kadınsı gibi bir dolu söylem.

buradan tam olarak şunu anlıyorum. sizin kadınlara yüklediğiniz roller: makyaj yapmak, etek giymek, renkli giyinmek, saçlara özen göstermek.

bir de gördüğüm enteresan bir şey daha var cevaplarda. bir erkek olarak hala erkeklerin laf attığını bilmiyormuş bir arkadaş. tabi bilmeyebilir insan. fakat biraz kör olmak lazım bilmemek için. kadınların üzerine kıran arabalar, toplu taşıma araçlarında kadınları sıkıştıran insanlar, sanki çok normalmiş gibi delici bakışlar, kadın hakkında yüksek sesle yanında konuşmalar ve bunlar gibi bir çok örnek. bunlar benim sadece dışarıdan gördüğüm. azıcık kafayı kaldırmak yeterli bunları görmek için.

nihayet sorunun cevabına gelirsek taciz durumunun giyilen kıyafetle, kendine özenle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. ayrıca toplumsal düşünce bir alana bu kadar yığılırken nişantaşı'nın bundan ayrı durmasını beklemek de hatalı olur.
0
windowsguvenlikduvari
(19.09.16)
Cinsiyetimi seviyorum. Bir kadın olarak mutlu ve rahat yaşamak istiyorum. Makyaj yaptığım için kendimi rahatsız ve mutsuz hissetmemeliyim. Makyaj, kılık kıyafet benim seçimimle olmalı diyorum. Erkeklerinin oluşturduğu baskı ortamıyla, tam istediği gibi giyinemeyen bir sürü kadını görmek çok üzücü.
Peki bunun nasıl bir çözümü olur. Giyinmek de giyinmemek taczi engellemiyor ne yapmak lazım ki
0
🌸fasulyek
(20.09.16)
varoluşçu temelden bakarsak buna yapacak bir şey yok. bu bir zihniyet, kültür, görgü meselesi. yeni gelen jenerasyonları adam gibi eğitirsek belki 50-100 sene sonra düzelir. ama işte yurdun ücra köşelerine de o kalitede eğitim vermek gerek. adam mağaradan çıkıp büyükşehire geliyor, dekolte giyinen kadın onun için seks isteyen kadın. o da ona uygun davranmaya çalışıyor. eski çalıştığım yerde tam bu kafada biri vardı. erzurum'dan gelmişti, dekolteli minili kadınlar hep ırıspıydı gözünde. adam 10 senede durumun öyle olmadığını anlayabildi. sen hesap et buradan durumun vehametini.
0
cekilmis gayfe
(20.09.16)
(10)

İstanbulun Deniz Ulaşımı Potansiyeli neden Değerlendirilmiyor?

body electric
Deniz şehri; ama deniz ulaşımı çok zayıf.Şöyle beylikdüzü, avcılar, maltepe falan gibi lokasyonlara da ido veyahut başka bir şirket iskele kursa ve rota çizse hem toplu taşımanın yükü azalmış hem de daha konforlu ve hızlı seyahat etmiş olmaz mıyız? Bildiğim kadarıyla deniz yolu ulaşımı yakıt ve bakı
Deniz şehri; ama deniz ulaşımı çok zayıf.
Şöyle beylikdüzü, avcılar, maltepe falan gibi lokasyonlara da ido veyahut başka bir şirket iskele kursa ve rota çizse hem toplu taşımanın yükü azalmış hem de daha konforlu ve hızlı seyahat etmiş olmaz mıyız? Bildiğim kadarıyla deniz yolu ulaşımı yakıt ve bakım olarak da görece daha maliyetsiz.
0
body electric
(16.09.16)
bahsettiğin noktaların çoğunda ido iskelesi var zaten ama iskeleler ana ulaşım akslarına uzak olduktan sonra insanlar çok tercih etmiyor (yavaşlık, kapasite sorunu, çok gemi gerekmesi vs). ayrıca iskele noktalarındaki yaya ve araç yığılmaları karadaki trafiği de olumsuz etkiliyor. ilk yatırım maliyeti yüksek olsa da çare raylı sistem.

lodostan bahsetmedim bile. ulaşım sisteminin selametini rüzgarın estiği yöne bağlamak istemezsin.
0
zgrydn
(16.09.16)
Hiç anlaşılamayan bir durumdur bu. Zgrydn'e katılmıyorum, insanlar tercih etmiyor değil, Avcılar'a belki bilmem kaç yıl önce vardı deniz otobüsü,şu an yok,bazı noktalara çok seyrek seferler var.

İstanbul'un kalabalığı malum, her sene artar ama Beşiktaş Kadıköy vapuru hala yarım saatte bir var, sabahları batacak gibi olur o vapur. 15 dakikada bir yapılmaz o sefer günün en yoğun saatinde bile.

Kabataş, metroya bağlantısı olan, seferleri sık ve hızlı olan bir yerdi, saçma bri martı projesi için kapatıldı ve seferler durdu. O yoğunluk yarım saatte bir olan Beşiktaş'a kaydı.

Avcılar'a şöyle bir şey varmış.
www.ido.com.tr
0
hair freak
(16.09.16)
halk denize yakin oturmuyor.

en buyuk nedeni bu bence.

salliyorum bagcilarda oturan adam acilara gidecek diyelim, once bakirkoy, sonra avcilara gidecek. oradan avcilarin icine gececek. ama rayli tasima ile metrobuse oradan da acilara gecmesi daha kolay oluyor.

ya da byazittan avcilara geciste ayni.

bence deniz ulasimina olan ulasiminda artmasi gerek. metrobuse yapilan gibi.
0
kurnaz
(16.09.16)
nbir de en buyuk olayi unutmusuz, halk tembel, hic ama hic yurumeyi sevmeyen bir toplum.

ben yalan yok 2 km yol icin metro-tramvay-otobuse binmekten nefret eden adamimdir.

2km dedigin 20 dakika. turk insani kolay kolay zorunlu degilse 2km yurumuyor.

deniz ulasimina 2km mesafedeki adam mesela ne yurucem yeaa diyip binmiyor.
0
kurnaz
(16.09.16)
gemilere yakıt indirimli alınabiliyor ama bakım maliyetleri afedersin kol gibi ve işletmesi zor.

ayrıca ilkokul mezunu, klima soranı bıçaklayan orospu çocuklarını sırf aynı partili oldukları için kaptan yapamıyorlar.

@zgrydn haklı, çare raylı sistem. keşke tüm ülkeye şehirlere sokaklara ray döşeseler.
0
azizakin
(16.09.16)
deniz ulaşımı karadaki gibi değil ki. ara durak olayı yok. bir ucundan diğer ucuna işiniz olacak ki kullanasınız. ayrıca herkes iskelelerin dibinde oturmuyor. bence zaten potansiyeli neyse o kadar kullanılıyor şu anda.
0
zoghurt
(16.09.16)
İnsan, demografi, vb. kısıtlarının dışında, İstanbul'da bir de yük gemisi karmaşası var. Çokça Yenikapı ve Ahırkapı taraflarında bekleyenler var ve Marmara açıklarında da bekleyenleri çok. Normalde 'Gemiler gündüz gözü ile geçsin' deniyormuş ama Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada gündüz Boğaz trafiğinde gemilerin geçişi çok daha riskli bulunmuştu. Çalışma 'Gece o kadar iyi görünmemesine rağmen, yine de daha güvenli' diyordu. İlhan Or bu konuda herhalde bir 7-8 yıldır çalışıyordur hiç yoksa. Boğaz'ın ve Marmara açıklarında bu tarz gemilerin bekleme yerleri ve kuyrukları var. Bu nedenle de, Boğaz ve Marmara'nın belirli bir yere kadar kenarlarında trafik yoğunlaştırması da sınırlı yapılabiliyormuş. Gerçi motorların hareket kabiliyeti yüksek ama atıyorum, Avcılar'dan Kadıköy'e gidersen o motor bazı hava şartlarında çalışabiliyor, kalanında çalışamıyor. Çalışabilenler hızlı gidemiyor. Sonuç olarak, şu an verimsiz çalışmasına rağmen, potansiyeli köklesen bile süper bir sistem elde edilecek gibi değil.

Bir İDO tipi feribotlar var çalışabilecek, o da Avcılar'daki iskelesini de kapattı. Çünkü kar edemiyormuş o hattan. Talebi var ama talep o yol masrafını düşük fiyattan çıkaramıyor. Fiyat yüksek olunca da insanlar metrobüse binmeyi tercih ediyor.

Bir de gerçekten deniz kenarı semtler sınırlı. Bahçeşehir'deki kişi Beylikdüzü'nden vapura binip gideceğine TEM'e girer.
0
aychovsky
(16.09.16)
bence talep yok değil, rotalar ve saat planlamaları düzgün yapılırsa çok talep olur.

mesela beylikdüzünden kalkan biri, direkt bakırköy'e gider, oradan şehre bağlanır artık. bu metrobüs ile 45 dakika sürüyorsa, deniz yoluyla 20 dakikadan az sürer ve üstüne üstlük konforlu rahat.

öğrenci için fiyat fark eder; ama tam basan biri için pek de fark etmez, zaten adamlar 3 küsur basıyor.
0
🌸body electric
(16.09.16)
minibüsçüler para kazansın diye bence. kalkıp e5in tepesine metro yaptılar, sahildeki treni kaldırdılar, otobüsler yetersiz, mecburen mavi ve sarı dolmuş terörüne dahil olmak zorunda kalıyor insanlar ya da kendi arabasıyla çıkarak kalabalığı artırıyor. kartal-kadıköy-beşiktaş/kabataş/karaköy arası çalışacak bi motor olsa dolar taşar eminim.
0
passive aggressive
(16.09.16)
bir de kimse yazmamış ama sefer sayıları uluslararası standartlar nedeniyle de aşırı arttırılamıyor.Hiçbir zaman vızır vızır olamaz boğaz.
0
turkuaz
(16.09.16)
(5)

Hastalığı başlamadan bitirmek

six packsiz
Şuan burnum akıyor arada da tıkanıyor. Boğazda ufak ağrımsı bi kuruluk var.Daha da ilerlemeden nasıl kurtulabilirim?
Şuan burnum akıyor arada da tıkanıyor. Boğazda ufak ağrımsı bi kuruluk var.
Daha da ilerlemeden nasıl kurtulabilirim?
0
six packsiz
(15.09.16)
Meyve, bol su, hasta olmadığına yönelik inanç ve belki hafif bir grip ilacı
0
fragile lady
(15.09.16)
Bira içince bogaz şişliği ağrısi geçiyor en azından benim geçiyor.viskide de oluyormuş.
0
obez pacman
(15.09.16)
Muhtemelen soğuk algınlığı. Dinlenmen çok önemli. Tavuk çorbası iyi gelecektir.
0
hümanist tabutçu
(15.09.16)
Hemen sarımsak çiğne iki üç diş. Güzelce ağzının içinde dolaştır acısın her tarafı. Bir de tarhana veya mercimek çorbası iç.
Adaçayı iyidir. gargara da yapabilirsin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.09.16)
Sambucol
0
passive aggressive
(15.09.16)
(1)

Materyal Tasarım Ödevi Yardımı?

anlamadiysanizsorabilirsiniz
Tarih bölümü mezunuyum, formasyon öğrencisiyim ve, vee diyagramı materyalini kullanarak bir ürün ortaya çıkarmam gerekiyor. Fakat vee diyagramı bilhassa fenni derslerde daha çok işe yarayan bir yöntem olduğundan, konu bulmakta zorlanıyorum. Fikir önerisi olan var mıdır?
Tarih bölümü mezunuyum, formasyon öğrencisiyim ve, vee diyagramı materyalini kullanarak bir ürün ortaya çıkarmam gerekiyor. Fakat vee diyagramı bilhassa fenni derslerde daha çok işe yarayan bir yöntem olduğundan, konu bulmakta zorlanıyorum. Fikir önerisi olan var mıdır?
0
anlamadiysanizsorabilirsiniz
(07.09.16)
Tarih bilgim kötüdür yüzden somut ornek veremiycem ama sanki birbirini izleyen birkac olay ya da neden-sonuc iliskisi dairesel ya da doğrusal bir düzlem uzerinde sembol nesneler (atıyorum yontma tas devri icin tas, maden devri icin metal bir sey) ve bilgilerin birkac kelimelik ozetinin yazildigi renkli notlarla bir seyler hazirlanabilir.
0
passive aggressive
(07.09.16)
(17)

Çok önemli soru

yuvarlanantencereninkapagi
Sarımsak yerine sarmisak diyenlere gıcık oluyorum. Siz ne yerine ne diyenlere gıcık oluyorsunuz?
Sarımsak yerine sarmisak diyenlere gıcık oluyorum. Siz ne yerine ne diyenlere gıcık oluyorsunuz?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(07.09.16)
Saçma sapan bir soruyu çok önemli doru diye lanse edenlere gıcık olabilirim.
0
tum haklari saklidir
(07.09.16)
Türkçe karakterlerin yanlış kullanılmasına, Türkçe cümlelerin içine gayet keyfî bir şekilde yabancı dilde ifadeler yerleştirilmesine, imlâsız beton paragraflarla yazı yazılmasına, ne dediğini bilmeden konuşulmasına gıcık oluyorum.
0
yaren
(07.09.16)
ben içeriğe bakıyorum. adam sarımsağın hücre zarından insan epitel dokusuna nakil yapmayı anlattığı eserinde sarımsağa sarmısak demişse takılmam.
0
kurnaz
(07.09.16)
ben de böyle şeylere gıcık olanları gıcık etmeyi seviyorum, tabi işi espriye vurarak, iyi malzeme çıkıyo.
0
dafaisss
(07.09.16)
Ukranya.. Gıcık olmuyorum ama anlamsız bi rahatsızlık oluyor.
0
trejemu
(07.09.16)
Gunluk hayatinizda dikkat ettiginizde etrafinizda cok fazla insandan duyacaginiza emin oldugum "eyer" kelimesini duyunca ben bi' degisik oluyorum.

Tv, film, gosteri, ev, okul, is vs her yerde dikkat edin. Kimler kimler boyle konusuyor. Yazarken sorun yok. Bilgili gorgulu diksiyonu duzgun insanlar bile eger yaziyor ama eyer diyor.

Allahtan tek derdim bu degil. :)
0
isott
(07.09.16)
ŞarZ
0
qazaqwsx
(07.09.16)
Azerbeycan, instegram, konsantremi bozma, yaaarın, full dolu, nüans farkı, foseptik çukuru, puantiyeli, geri iade, cehape, açık e ile söylenen genç ya da elbise... Bi' de konu kısmında konu yerine çok önemli yazması : ) (özellikle e-postalarda)
0
stratejisizsiniz
(07.09.16)
Miğde, boğazların ağrıması, şarz, fotoğraf çekinmek.
0
passive aggressive
(07.09.16)
sarmısak +1
@stratejisizsiniz + 1.

bunlara ek:
-herkez
-hiç birşey
-herşey
-deymek (değmek)
-morel
-yapmağa (yapmaya) (hala kitaplarda böyle ifadeler var.)
-miğde
-barsak (bağırsak)
-vijdan
-çiğdem, gevrek gibi yöresel kelimelerin yöre dışında söylenmesine sinir oluyorum.
-ahçı (kullananı gebertesim geliyor)
-"benimlen/sizlen/onunlan/bizlen gelsene?"
-"poğaça"nın alternatifi olarak yazılan her türlü saçmalık abidesi.
-kiprik
-kirbit
-yalnış
-yanlız.

böyle kullananlardan ister istemez soğuyorum.

ekleme: eksiduyu.ru duyurumda da bahsettiğim gibi, türkçe iletilerde veya sohbetlerde araya ingilizce ifadeler sıkıştıran türklerin o cümlelerinin tamamına sinir oluyorum.
0
m e b
(07.09.16)
buyday
0
nedendir bilinmez
(07.09.16)
çarşanba günü bonbalar yağarken okşizenli şemşiye ile kalakalmak
0
exlibris
(07.09.16)
şarz
feyz (Facebook)
domatez
0
shotgunwoman
(07.09.16)
@isott, dogru okunusu "eyer" cunku.

ben daha cok anlamsizca kelimelerin uzatilmasindan rahatsiz oluyorum. bi de hatali acik e kullanimlari cok kulak tirmaliyor.

ha bi de evet şarz lafi beni sibiryaya itiyor resmen (takintiliysam demek ki)
0
in vino veritas
(07.09.16)
falan -> felan. kusmak istiyorum görünce veya duyunca.
0
freya
(07.09.16)
börek - bööğrek
-ta'nın - teee olarak kullanılması
r'lerin kaybolması, yapıyorum - yapıyom gibi
şarz beni benden alıyor
felan +1
0
mirty
(07.09.16)
@in vino veritas

"Eğer" kelimesinin okusunusu mu eyer? Anlamadim orayi pek.

Galiba sen bildigimiz eyer ile karistirdin. Yoksa eğer kelimesinin eyer diye okunmasi gerektigini ilk defa duyuyorum. O zaman beyenmek diye mi okumaliyiz?

Hic inandirici gelmedi ama merak ettim ne dusundugunu. :)
0
isott
(08.09.16)
(2)

biyoloji

Lozturkmen
MerhabalarSut bezleri bulundurup yavrularini sutle besleyen grup memeli midir kesinlikle
Merhabalar
Sut bezleri bulundurup yavrularini sutle besleyen grup memeli midir kesinlikle
0
Lozturkmen
(24.08.16)
Evet, tek istisnası ornitorenk miydi neydi?

Lise biyoloji bilgimle cevap verdim :D
0
chitosan
(24.08.16)
Evet. Ornitorenkler de sut bezi bulunduruyor ama dogurarak degil yumurtayla uruyorlar.
0
passive aggressive
(24.08.16)
(1)

Yüksek Lisans Kayıt Sildirme ve Yeni kayıt

lehim ve havya ile mikrocip yapan adam
Selamlar,İtü'de YL öğrencisiyim. Kayıt sildirip başka bir üni'ye kayıt yaptırıcam. Kayıt sildirme dilekçesi vericem ancak kurul karar veriyormuş buna. Kurul da eylül de toplanacakmış. ama diğer üninin kayıt tarihi bu tarihten önce. Yeni Üniye kaydımı yaparlar mı?
Selamlar,
İtü'de YL öğrencisiyim. Kayıt sildirip başka bir üni'ye kayıt yaptırıcam. Kayıt sildirme dilekçesi vericem ancak kurul karar veriyormuş buna. Kurul da eylül de toplanacakmış. ama diğer üninin kayıt tarihi bu tarihten önce. Yeni Üniye kaydımı yaparlar mı?
0
lehim ve havya ile mikrocip yapan adam
(18.08.16)
geçen ay aynı durum başıma geldi. yeni okul kaydımı yaparken 1 ay içinde itü'deki kaydımın silineceğini taahhüt ettiğim bir dilekçe yazdırdı ve kaydımı yaptı. itüdeki kaydımın silindiği de kurul kararı çıktıktan 3 gün sonra bana mail ile bildirildi, çıktısını aldım götüdüm bitti.
0
passive aggressive
(18.08.16)
(5)

skechers kalıp sorusu

minguinho
merhaba skechers giyenler,Okumaya üşenenler için soru: skechersların kalıbı büyük mü küçük mü?Dün sonunda bir skechers aldım kendime. Normalde ayağım 36-37 arasında, modele göre değişiyor. Bu ayakkabının 36sında baş parmağım ayakkabının ucuna yakın oldu. satan kadının 37 kesinlikle daha iyi, rahat e
merhaba skechers giyenler,

Okumaya üşenenler için soru: skechersların kalıbı büyük mü küçük mü?

Dün sonunda bir skechers aldım kendime. Normalde ayağım 36-37 arasında, modele göre değişiyor. Bu ayakkabının 36sında baş parmağım ayakkabının ucuna yakın oldu. satan kadının 37 kesinlikle daha iyi, rahat edemezsiniz yoksa diye epeyce ısrarlı önerileriyle 37sini aldım. Ama bunda da neredeyse 1 parmak boşluk var gibi.

Genel olaran spor ayakkabılar 1 numara büyük alınır zaten ama bu ayakkabıda öyle değil sanki. Sizce nasıl kalıbı? Model, memory foam bu arada.

Teşekkürler
0
minguinho
(13.08.16)
36,5 yokmuydu?? spor ayakkabi alirken genellikle bucuklu ayakkabi oluyor bana. eger bucuk numarasi yoksa almiyorum.
0
1917
(13.08.16)
skechers'larda buçuk numaralarda var aslında. ben normalde 43 giyiyorum. 43 büyük gelince 42,5 aldım. 4-5 ay sora biraz genişledi o da. 36 alsaydın genişlerdi zamanla muhtemelen. ya da nerden aldıysan 36,5 numara ile değiştirmeye bak.
0
spirit crusher
(13.08.16)
Benim de oyle oldu büyük geliyor ayagima ama rahat yine de.
0
passive aggressive
(13.08.16)
Ben de skechers'ımı kışın iki kat üst üste giydiğim havlu çorap ile deneyip almıştım, sonuç olarak şu an yarım ya da bir numara civarı büyük geliyor ama sıkıntı değil ya, ben böyle daha çok seviyorum.
0
köstebek kurabiye
(13.08.16)
varmış 36.5 numarası ama mağazadaki çakal söylemedi kendi mağazalarında yok diye. yapıcak bi şey yok böyle de rahat gibi gerçekten
0
🌸minguinho
(13.08.16)
(12)

sosyal fobili olup da fobiyi aşan var mi?

iglesias
sb.
sb.
0
iglesias
(04.08.16)
bende var sanırım öyle bir şey ama aşabildiğimi söyleyemem.
bazen bir psikiyatrist ya da psikoloğa gitmeyi düşünmüyorum ama hep öyle kalıyor. sanırım bunu yaşam biçimi haline getirdim
0
grid
(04.08.16)
sosyal fobi nasıl oluyor? Topluluğa girmekten kaçınma gibi mi?
0
geçerkenugradım
(04.08.16)
ortaokulda ileri derecede sosyal fobim vardı. daha sonra aştım. şu anda hiç yok.
0
sta
(04.08.16)
eski bir arkadaşım atlatmıştı. psikologa vs gitti mi detaylı hatırlamıyorum ama sürekli kustuğu ağladığı vs için liseden almak ve ara verdirmek zorunda kalmışlardı. bi kaç yıl sonra daha rahat bir liseye yazdırıp kafasına göre gidip gelmesine izin verdiler. lisesi tamamen bitene kadar aşmıştı, biraz geç bitirdi yaş olarak ama iyi bir bölüm kazandı ve şu an sanırım gayet mutlu.
0
nolmus yani
(04.08.16)
Lisede bi çocuk vardı, hiçbirimizde konuşmaz içine kapanık takılırdı. Sonra lise sonda yavaş yavaş açılmaya başladı, o zaman söylemişti sosyal fobi var bende ilaç kullanıyorum vs diye. Selsm veremeyen çocuk şimdi sahneye çıkıp şarkı söylüyor, baya da popi arkadaş çevresinde.
0
bir nick var benden iceri
(04.08.16)
4-5 yıl önce kendi kendine geçti. Hiçbir şey de kullanmadım.

Üstümdeki arkadaşın anlattığı o çocuk gibiydim. Bu öyle utangaçlık, korkaklık filan gibi değil. Bende var galiba diyen arkadaşa söylüyorum bunu.
0
Adramelekhh
(04.08.16)
Ben de lisede ilaç kullanmistim üstünden 10 yil falan gecti nasıl bi sey oldugunu bile hatırlamıyorum neredeyse. Sosyallik gerektiren bir meslek edinince sosyal sıkıntılara dusmeye fırsat bile kalmiyo zaten.
0
passive aggressive
(04.08.16)
Bunu istanbuldayken ilac kullanarak bunu ortadan kaldırdım hatta öyle bir tepedeydim ki alacagım seyin fiyatını dahi soramıyordum. Malesef bu durum yurt dısına tasınınca tekrar nüksetti ama anladıgım sey şu ki sosyal ortamlara istemeden dahi girsen uyum sagladıktan sonra alısıyor ve bir özgüven dolumu yasıyorsun. Bu durum ne kadar rutine binerse bunu artık sorun olarak görmüyorsun.
0
fıytfıyt
(04.08.16)
bende sosyal fobi var. kalabalık bir ortama yanımda "güvenli" belirlediğim bir arkadaşım yoksa asla adım atamam. bir ortamda dikkatler benim üzerimdeyse korkunç derecede kızarıp terlerim. sunum yapamam. beni üç kişiden fazla dinliyorsa heyecanlanırım. tanımadığım biriyle yanlışlıkla göz göze gelsem aşırı utanırım. dönemsel olarak artıyor ve azalıyor bu sosyal fobi durumu, örneğin dışarıda tek başıma yemek yiyemiyordum. çok yalnız kaldığım bir dönem oldu, çalışıyordum da. kendimi zorlamayı öğrendim. zorlamadan, üstüne gitmeden çözülmüyor yani. sunum yapmak, sahneye çıkmak vb gibi bir durumdaysanız belki ilaç kullanılabilir, ama genel olarak aşmak için istikrarlı biçimde kendini kaçındığın durumlara zorlaman gerekiyor. nükseden bir şey çünkü bu.
0
evde liyakat kalmamis
(04.08.16)
önceden topluluk içerisinde konuşmaktan korkan, konuşmaya çalıştığında da heyecandan zaman zaman saçmalayan, beni dinlemezler zaten diye sözü hemen bitirmek için kelimeleri hızlıca söylemeye çalışırken yutan ben şimdi topluluk(üniversite öğrencileri) önünde çıkıp ders anlatabiliyorum.

kimseden yardım almadım. Tek yaptığım şey etrafı gözlemleyip kendime çıkardığım dersler oldu. Bu aşamaya gelirken çok farklı ortamlarda bulunmamın daha geniş bir çevre gözlemlemesine yardımcı olduğunu söyleyebilirim.

iş kendinde bitiyor. ancak sınırları zorlarsan bir sonraki aşamaya geçebilirsin.


kolay gelsin, başarılar.
0
astronom olmak isteyen makina muhendisi
(04.08.16)
ilaç kullandım, bir ara üzerine gittim gibi oldu, daha iyiydi falan ama sonra gene başladığın yere dönüyosun. herkes için böyle değildir tabii bu. çok garip ve zor bir hastalık ama. çözümü bilen varsa söylesin :)
0
nathanieltroy
(04.08.16)
lisede çekingendim ama hastalık derecesinde bir durum yoktu. üniversiteyle birlikte darbe üstüne darbe yedim resmen, psikolojik durumum cidden bayağı kötüleşmişti. 12 gün boyunca evden çıkmayan, banyo yapmayan, diş fırçalamayan birine dönmüştüm. o ara daha fazla dayanamayıp doktora gittim. sosyal fobi dedi. bir sene ilaç kullandım. daha ikinci ayda falan tekrar insan içine çıkar hale geldim hatta okula gitmeye başladım. ilacı bırakalı 7 ay oldu. iyiyim şu an, bir sıkıntı yok. yalnız çok gergin/stresli olduğum dönemlerde hafif sapıtıyorum hala ama en azından sebebini biliyorum, yani "bu geçici bi durum" deyip kendimi sakinleştirebiliyorum. o durum, o psikolojik yük ortadan kalkınca yine rahatlıyorum zaten.

karakter olarak çekingensen onun önüne geçemezsin, tedavi edilebilecek ya da tedavi edilmesi gereken bir şey zaten değil. millet öyle şeyleri sosyal fobi sanıyor ki şaşıp kalırsın. sosyal fobi sosyal hayatı ve kişiliği dağıtan bir HASTALIK, öyle toplum önünde konuşmaktan korkmak ya da bir mekâna girerken "ay herkes bana bakıyo" diye hissetmek sosyal fobi falan değil. sir ahmet kaya'nın da dediği gibi: NEREDEN BİLECEKSİİİĞNİİİZ

***

edit: bunu yazarken duyurudaki hiçbir cevabı okumamıştım. evde liyakat kalmamis kendisine ters gittiğimi düşünmüş de, valla öyle bi durum yok. birine ters gidiyor olsam bu kadar sakin mi olurum yav çirkefleşirim, siz beni hiç tanımamışsınız...
0
der meister
(04.08.16)
(4)

tears naturale free kullanımı hk.

makarnacanavari
selamlar,"ürün tüpü ilk açılışından sonra tekrar takılabilen kapağı sayesinde 12 saat boyunca kullanılabilir."diyor.ben bunu 2-3 gün sonra kullandım diyelim, bir zararı olur mu?bileniniz var mı?(ulaşamadım da sorumun cevabına)
selamlar,

"ürün tüpü ilk açılışından sonra tekrar takılabilen kapağı sayesinde 12 saat boyunca kullanılabilir."

diyor.

ben bunu 2-3 gün sonra kullandım diyelim, bir zararı olur mu?

bileniniz var mı?

(ulaşamadım da sorumun cevabına)
0
makarnacanavari
(04.08.16)
Kullanma at. Göz bu riske değer mi?
0
lcha
(04.08.16)
Ben bazen kullanıyorum bi sey olmadi hiç ama mikrop kapabilir tabi ki. Kapağı actiktan sonra artik steril olmuyor. Acali en az 24 saat olduysa yuzde yuz kullanıyorum, 48 saat gectiyse söyle bi dusunup kullaniyorum. 3 gun olduysa genelde atıyorum bazen de aman bi sey olmaz diye damlatip atıyorum. Uzun yıllar kullaninca bi samimiyet gelisiyor damlayla.
0
passive aggressive
(04.08.16)
ben de genelde en fazla 24 saatlik olanlarını kullanıyorum bi sorun olmadı. bi kaç kez de yeni kutu almayı unuttuğum zamanlarda 2-3 gün önce açıp yarı dolu olanlardan damlattım gene bişey olmadı ama riske değmiyor. 24 saat gene neyse de fazlasını kullanmamak lazım
0
genc irisi
(04.08.16)
Olabilir. Açıldığı andan itibaren sterilliğini kaybediyor çünkü.
0
sevgikusunkanadinda
(04.08.16)
(3)

Dolmalık Biberin İçindeki Hava

paçalı don
Merhaba,Şimdi benim merak ettiğim bir şey var. Sivri biber, dolmalık biber gibi bitkilerin içinde bir boşluk oluyor bildiğiniz gibi ve bu boşluk biz o biberi kesinceye kadar dış atmosferden izole oluyor (eğer bi delik vs yoksa). Benim aklıma takılan, biz o biberin içindeki havayı dış atmosferle bulu
Merhaba,

Şimdi benim merak ettiğim bir şey var. Sivri biber, dolmalık biber gibi bitkilerin içinde bir boşluk oluyor bildiğiniz gibi ve bu boşluk biz o biberi kesinceye kadar dış atmosferden izole oluyor (eğer bi delik vs yoksa). Benim aklıma takılan, biz o biberin içindeki havayı dış atmosferle buluşturmadan önce o havanın içeriği nedir? atmosferle aynı oranda azot, oksijene vs mi sahip? bunu daha önce ölçen bi araştırma vs var mıdır?

Peşin edit: derdimi ....
0
paçalı don
(01.08.16)
www.reddit.com
www.reddit.com
dışarıdaki havayla aynı demişler. ama biber acı ise içindeki havayı solumaya kalkarsan acı olur demişler.
0
sutlu nescafe
(01.08.16)
Difuzyon yaptığı hücresel boşluklar olduğu için dış atmosferle ayni olacağını düşünüyorum. Ama su buhari orani dis ortamdan farkli olabilir gibi de eger terleme yapan cins bir sebzeyse gıda mühendisleri daha iyi bilir klimatik mi değil mi.
0
passive aggressive
(01.08.16)
biberler yarı saydam ve yeşil renkteler demek ki fotosentez yapabiliyorlar.

o halde gece ve gündüz içerideki gaz kompozisyonu değişik olacak ve tahminimce her iki durumda da atmosferin kompozisyonundan oksijen ve co2'ce farklı olacaktır.
0
maxc
(01.08.16)
(6)

Gelişine yaşamak

qazaqwsx
Merhaba,Kısa vadeli planlar, uzun vadeli planlar, hedefler, deadlinelar vs. vs.Bazen "gelişine göre yaşamak" istiyorum. İtiraf ediyorum korkuyorum.Siz de böyle misiniz? Yoksa ben çoktandır akışına bıraktım diyebiliyor musunuz? Ya da gerçek bu kaçamazsın mı diyorsunuz?
Merhaba,

Kısa vadeli planlar, uzun vadeli planlar, hedefler, deadlinelar vs. vs.

Bazen "gelişine göre yaşamak" istiyorum.

İtiraf ediyorum korkuyorum.

Siz de böyle misiniz? Yoksa ben çoktandır akışına bıraktım diyebiliyor musunuz?
Ya da gerçek bu kaçamazsın mı diyorsunuz?
0
qazaqwsx
(29.07.16)
ben bıraktım valla. ne zaman ne yapacağıma kafama göre karar veriyorum. planım, hedefim vs yok.
0
dedim ben sana
(29.07.16)
bende dönem dönem değişiyor, bazen çok akışına bırakıyorum bazen kontrol freak oluyorum. böyle olmak daha iyi geliyor, bırakman gereken anı vücudun, beynin, duyguların sana söylüyor zaten. çünkü o an ona ihtiyacın var.
0
sefil
(29.07.16)
günlük yaşıyorum.
0
kaybeden adam
(29.07.16)
Benim hayatim gelisine göre yaşamak ustune kurulu. Ciddi iliski, calisma hayati gibi durumlarda sorun yaşıyorum ama öteki turlu yasadigimda plan, hedef, deadline, zorunluluklar, sorumluluklar üstüme üstüme geliyor boguluyorum.
0
passive aggressive
(29.07.16)
passive aggressive +1

ona yaşamak denmiyor sürünmek savrulmak deniyor. keşke ben de biraz gelişine yaşamasam da şu paranın, zamanın nereye gittiği belli olsa..
0
klar
(29.07.16)
Belirli saatte belirli yerlerde olup belirli işleri yapmak gerekiyorsa gelişine yaşayamazsın. Kaçamıyoruz bu sorumluluklardan ve her geçen gün biraz daha ölüyoruz.
0
Sulfoxaflor
(29.07.16)
(7)

biyoloji ygs sorusu

Lozturkmen
Özelliği tam olarak bilinmeyen bir enzimin hidrolizi sonucundaI- kalsiyumII- yağ asidiIII- K vitaminiIV- temel aminoasitmaddelerinden hangileri kesinlikle açığa çıkmaz?Deneme sınavında çıkmıştı cevabı yok maalesef
Özelliği tam olarak bilinmeyen bir enzimin hidrolizi sonucunda
I- kalsiyum
II- yağ asidi
III- K vitamini
IV- temel aminoasit
maddelerinden hangileri kesinlikle açığa çıkmaz?
Deneme sınavında çıkmıştı cevabı yok maalesef
0
Lozturkmen
(24.07.16)
Dersaneciler daha iyi bilir ama bence 1 2 ve 3 diye dusundum. Enzimler protein yapisindadir. Bazi enzimler mineralleri kofaktor olarak kullanirlar ancak bu kofaktor kismi enzimle birlesik degildi hatirladigim kadariyla. Reaksiyon sirasinda ortamda bulunmasi gerekir. Dolayisiyla saf enzimi hidroliz ettigimizde kofaktoru ayiramayiz. Tabi 15 sene oldu ben mezun olali.
0
curukturpkokusu
(24.07.16)
enzim diyince koenzim ve protein kısmı beraber sayılıyodu ygs-lys müfredatında bence o yüzden yağ asidi cevap
0
nundu
(24.07.16)
cevap yalnız 2, nunduya katıIıyrum
0
balpolen
(24.07.16)
Koenzim ve protein beraberdi ama ca ve k vitamini kofaktordur arkadaslar. Buna eminim ama mufredatta kofaktoru de enzim kismina dahil ediyor mu bilemiyorum. Gerçekte biyokimyasal olarak enzimle birlesik degildir kofaktor.
0
curukturpkokusu
(24.07.16)
Apoenzim yani yardımcı kısmı olmayan enzime protein yapılı diyoruz. Holoenzim yani kofaktör (mineral-element) ya da koenzim (vitamin) içeriyorsa apoenzim+yardımcı kısımdan oluşuyor, deriz. Şimdi soruya gelelim. Kalsiyum bir element yani inorganik; kofaktör olarak yapıya katılabilir. K vitamini ise organik, koenzim olarak yapıya katılabilir. Temel aminoasit proteinin monomeri yani yapıtaşıdır zaten dolayısıyla hidrolizle onu da elde edebilirsin. Ama yağ asidi ilgili değil. Koenzim ya da kofaktör olamıyor. Yani cevap sadece iki. Eyyorlamamm bu kadar.
0
sticksandstones
(24.07.16)
Yalnız 2. KOenzimse vitamin kofaktörse mineral açığa çıkabilir. E zaten her halükarda enzimler protein yapılı oldukları için aminoasit içerirler.
0
benoyledemekistemedim
(24.07.16)
kalsiyum kofaktör, k vitamini koenzim, enzimler protein yapılı olduğu için yapıtaşlarına ayrıldığında aminoasit çıkar. özelliği bilinmeyen bir enzimden sözedildiği için bunlar çıkabilir. ama enzim yapısında karbonhidrat ve yağ kesinlikle bulunmaz. cevap yağ asidi.
0
passive aggressive
(24.07.16)
(6)

macfit'ten memnun musunuz?

rajaz
maltepe ya da kartal macfit'e yazılmayı düşünüyorum.adam akıllı gidip sporumu yapcam. ne düşünüyosunuz macfit hakkında?
maltepe ya da kartal macfit'e yazılmayı düşünüyorum.

adam akıllı gidip sporumu yapcam. ne düşünüyosunuz macfit hakkında?
0
rajaz
(21.07.16)
Bursa Podyum Macfit inanılmaz gürültülü... Eşim kayıt olacağı zaman gittiğimizde bu ne gürültü nasıl spor yapılır burada demiştim... Her yerde ayrı bir disco havası... Bir yanda zumba, zumba sesini bastırmak için başka, öte yanda başka... Bodrum Barlar Sokağı gibi spor salonu...
0
minyatur dev
(21.07.16)
Ömür macfitte bizim okuldan bir çocuğun beli kırıldı. Çocuğu karga tulumba aşağı indirip ambulansa bırakmışlar. Trafik kazası diyip yollamışlar. Yanında kimse gitmemiş. 200 kiloyla squat yaparken 2 yerinden kırılmış. Kaç saat ameliyatta kaldı tek başına. Aileye vs haber veren yok. Çantasını da ambulansa sıkıştırmışlar. Pişkin pişkin sorumluluk bize ait değil diyolar. Çocuğun yürüyüp yürüyemeyeceği bile belli değil. Yaklaşık bir yıl boyunca fizik tedavi görecek.
Bu olanlar bir hafta önce oldu
Twitter'a macfit yazarsan görürsün.
0
canercuxy
(21.07.16)
Bursa carrefour da ayni durumda,kapidan donduk kayit olmadan.
0
brnbrs
(21.07.16)
ben de bi ara düşünüyordum ama iyi ki Ekşi'deki başlığını okumuşum. hiçkimse memnun değil, şikayetvar'da da baya şikayet var. farklı alternatiflere bak bence.
0
hakim oynayin dedi
(21.07.16)
kartalı bilemiyorum ama maltepe'dekinin kritik saatleri var. işten çıkıp 7'de salonda olurum diyorsan o iş yalan. 5 kişi sıra beklersiniz valla bi aletin başında.

gündüz rahat, ya da 9'dan sonra. onun dışında gelinmez.
0
timmie
(21.07.16)
kartaldakinin önünden geçiyorum bazen akşamları 9dan sonra baya dolu oluyor ama öyle sıra beklenecek kadar dolu gibi de gözükmüyo. sabah-öğlen daha boştur diye tahmin ediyorum. ben de yazılmayı düşünmüyor değilim hatta.
0
passive aggressive
(21.07.16)
(10)

Kitap okuma alışkanlığınızla ilgili merak ettiğim bir şey var

qazaqwsx
Merhaba,Sizin okuma alışkanlığınızı ve tarzınını merak ediyorum ve soruyorum. Daha çok edebi kitapları veya içinde bir kurgu içeren kitapları mı tercih ediyorsunuz yoksa araştırma kitaplarını mı? Biliyorum bu soru biraz saçma belki o yüzden demek istediğim aslında şu :Bir edebi kitabı okurken bir ya
Merhaba,

Sizin okuma alışkanlığınızı ve tarzınını merak ediyorum ve soruyorum.

Daha çok edebi kitapları veya içinde bir kurgu içeren kitapları mı tercih ediyorsunuz yoksa araştırma kitaplarını mı? Biliyorum bu soru biraz saçma belki o yüzden demek istediğim aslında şu :

Bir edebi kitabı okurken bir yandan da ilgi alanınıza göre araştırma kitaplarını da paralel bir şekilde okuyor musunuz? Yoksa, bir kitap tarzı biter sonra diğeri mi başlar?

Kendi açımdan ben bir tarz biter diğer kitap başlar yapamıyorum. Hep iki koldan ilerliyor bir yandan bir araştırma kitabı bir yandan da kurgu kitabı. Ancak bu verimliğimi ( ya da okumalardan alacağım tatmini) düşürüyor mu diye de merak etmiyor değilim?

örneğin işim için veya kişisel merakım için araştırma kitabı okurken içten içe canım bir kurgunun içinde kaybolmak biraz daha rahat bir okuma yapma istiyor. Ancak bir edebi kitapta okurken bazen aklım kendime didaktik olarak daha fazla şey katabilecek merak ettiğim araştırmada oluyor. Garip bir durum.
0
qazaqwsx
(19.07.16)
Ben epey uzunca bir zamandır sadece Türk yazarların kitaplarını okuyorum, çoğunlukla öykü. Okul için yapmak zorunda olduğum teorik okumalar hariç neredeyse başka şey okumam.
0
buff
(19.07.16)
Ben birini bitirmeden başlayamıyorum başlasam bile konsantre olmam mümkün olmuyor. Belli bir kategorim yok bir alana merak saldıysam önce o alana dair kitaplarımı okuyorum. Mesela darbe ile ilgili bir merakım oluşunca önce bu alana dair yazarları kitapları araştırıp sipariş edip bitiririm sonra edebi bir seriye geçebilirim.
0
gozu acik sevisen yahudi
(19.07.16)
Şu anda 6 kitap paralel okuyorum desem? Belirli bir konu ile ilgili 3 ü bilimsel, biri tarih/araştırma, 2 si roman. Farklı diller üstelik. Araştırmalar Almanca, İngilizce. Bilimsel olanların hepsi laptop'ta. Tarih/araştırma olan basılı, iki roman kidle'da. Benim aklım buna alışık. Bence aklını ve kavrayışını alıştırmakla ilgili. Bir edebiyat kitabının verimli olması ne demek tam olarak anlayamadım ama bende düşen bir verimlilik yok. Bir de radyo tiyatrosu dinliyorum, eski Yunan tragedyaları. Mutluyum.
0
shadowcat
(19.07.16)
uzun zamandır kurmaca olarak yalnızca öykü okuyorum, bir oturuşta tüketilebilecek şeyler olmalı. Kurmacanın dışında araştırma kitaplarından ziyade makale okuyorum denilebilir. Zaten göçebe hayata geçtiğimden beridir kitap fetişim kayboldu. Ha ama şöyle uzun bir yolculuk sırasında içinde kaybolduğum kitaplar da oluyor tek tük.

Senin özeline gelirsek: aynı anda birden fazla kurmaca kitabı okumuyorsan sorun yoktur bence. birden fazla araştırma kitabının verimi düşüreceğini sanmıyorum (eğitim sisteminden ötürü zihnimiz böyle konudan konuya zıplamaya alışkın olmalı).
0
negatype
(19.07.16)
kurgu ve bilimsel bi arada okurum. bazen bir tanesi çok sarar, %80 - %20 olur. çok saran bitince de öbürü onun yerini dolduramıyor, bi boşluk oluşuyor, yeni kitap giriyor. öbürü %40'a çıkıyor en fazla, yeni gelen sarmazsa ağır aksak gidiyor, yenileri giriyor, öyle gidiyor.. voff çok saran kitap öbürlerini piç ediyor resmen. bende de aynı sorun varmış.
0
kaichi
(19.07.16)
bazı zamanlar üst üste edebi tarzda okuyorum, bazen belli konulara odaklanıp onlarla ilgili araştırma kitaplarını okuyorum. fakat edebi tarzdakileri okuma sıklığı daha ağır basıyor genelde.
0
vacigok
(19.07.16)
kurgu-kurgu olmayan kitapları aynı anda okumaya çalışınca çok verimsiz kaldığımı farkettim. aynı anda değil, bir gruptan sıkılınca ötekine ağırlık veriyorum.
0
doxanikee
(19.07.16)
Ikisini bi arada goturemiyorum ben. Gerci lise yillarimda ayni anda 3 4 kitap okurdum ama su an kafam kaldirmiyor. Odaklanacaksam bir seye tam odaklanmaliyim. Yillarca kurgu agirlikli okudum ama sanırım yaşın da ilerlemesiyle beraber araştırma kitaplarina agirlik vermeye basladim. Kurgu okurken cok cabuk sıkılıyorum.
0
rayde
(19.07.16)
araştırma ve kurgu olarak 2 kitabı aynı anda okuyorum genelde, bir yandan da bitmek bilmeyen bir öğrencilik hayatım olduğu için okumam gereken bir sürü başka şey çıkıyor sürekli. araştırma-kurgulardan biri önce biterse başka yeni bir kitaba başlamak için diğerinin de bitmesini bekliyorum. ikisi de bittikten sonra yeni 1 veya 2 kitaba başlıyorum. hiç başlamış olduğum bir kitabın olmadığı bir dönem olmuyor ama bir kitabı bitirme hızım 6 ay ile 2 hafta arası değişiyor yoğunluğuma göre.
0
passive aggressive
(19.07.16)
İşim gereği iki koldan ilerliyor. Hem teorik hem kurmaca metinler okuyorum
0
mutlusismankedi2015
(19.07.16)
(29)

15 Temmuz 2016 Cuma gününden sonra hayatınız değişti mi?

loveinaflipbook
hayata genel bakış açınız da dahil olmak üzere, şu an yaşadığınız hayata dair hisleriniz, planlarınız veya hayatınızın kendisi değişti mi?ben şahsen birden çok aşırı depresif bir moda girdim keskin bir şekilde. halbu ki 2 haftalık izinimden daha bugün yeni döndüm (gerçi bunun da etkisi olabilir tabi
hayata genel bakış açınız da dahil olmak üzere, şu an yaşadığınız hayata dair hisleriniz, planlarınız veya hayatınızın kendisi değişti mi?


ben şahsen birden çok aşırı depresif bir moda girdim keskin bir şekilde. halbu ki 2 haftalık izinimden daha bugün yeni döndüm (gerçi bunun da etkisi olabilir tabii ama hepsi bu değildir). majör depresyon belirtileri göstermeye başladım okuduğum ve anladığım kadarıyla. artık hiçbir şey güzel olmayacakmış gibi geliyor. ne çalışasım var, ne eve gidesim, ne de başka bir şey yapasım. geleceğe dair bütün planlarımı sorgulamaya başladım, buradaki hayatımı tamamen bırakıp kaçasım, alakasız bir ülkede çöpçülük, pompacılık, bahçıvanlık, uşaklık, kapıcılık, çiftçilik vs yapasım var...


not: genelde TR sınırları dahilinde yaşayanlar için soruyorum. yurtdışında yaşayanlar da yazabilirler ama belirtirlerse sevinirim.

teşekkürler, süper pazartesiler.
0
loveinaflipbook
(18.07.16)
ben de acayip ümitsizim. iç savaşın ne zaman çıkacağını düşünmeye başladım
0
genc irisi
(18.07.16)
hayır, değişmedi. yıllardır aynı. herhangi bir fark yok.
0
babilbaligi
(18.07.16)
benim değişmedi, zaten nefret ediyordum ülkeden ama sinirlerim biraz daha oynadı.
Mutluluk verici şekilde eşim biraz değişti, genelde benim gibi düşünse de yurtdışına yerleşmeye mırın kırın ediyordu, şimdi kendi araştırıyor.
0
whoosie
(18.07.16)
hayatım bitti.
0
tchuck
(18.07.16)
Mutsuzduk, ümidimiz azdı, travma üzerine travma yaşadığımız için zaten ülke hakkında iç açıcı düşüncelere ve hislere sahip değildik ancak cuma akşamını unutamıyorum. Sonrasında yaşananları unutamıyorum. Tek yatamıyorum mesela. Ölümden korkmuyorum ama o sesler, o patlamalar, silah sesleri. Doğu'da o çocuklar bu seslerle nasıl yaşamayı başarıyor diye soruyorum kendime. Beyin algılamadığı şeyi garipsiyor. Yanlışlıkla görmek durumunda kaldığım +18'lik görüntüleri silemiyorum aklımdan. Uzun zamandır panik bozukluk tedavimi sonlandırmıştık, artık anksiyete önleyici ilaçlar almıyordum, ruhen inanılmaz dengedeydim ancak cuma akşamı sonrası ruh halinden ziyade beyinde algılar değişti. Dilim çok uyuştu mesela iki günde. Sigara içtim. Ağlama nöbetlerim oldu. Konuşurken toparlayamıyorum mesela ifade etmek istediklerimi. Kopuk kopuk anlattığımı fark ettim. Dün akşam Kadıköy'de alalen tacize uğradım. Yardım çığlığıma kimse tepki vermedi. İnsan olarak nasıl bu kadar kaybettik sorusunu çözümleyemiyor beynim. Kalbim acıyor. Belki bu cevabımı sonrasında silerim. Şu an sadece paylaşmak istedim. Bilmiyorum bu toplumsal travmayı nasıl atlatırız. Zihinlerden o görüntüleri nasıl sileriz.
0
dessy
(18.07.16)
hemen hemen aynı durumlar.
ülkeyi belirledik şu an gitmek için nasıl bir yol izlenmeli diye düşünüyoruz.
mesele şu ki umudumuzu kaybettik.
pembe tablo çizenlerin bu ülkede kalarak o pembeliği yaşamalarında sakınca görmüyorum.
böyle bozuk bir düzen olamaz.
tarakkürek konuşan kimseye cevap verme hissi ve onların anlattıklarından rahatsız olma hissi artık kayboldu.
şimdi millet; he oralarda sizi bekliyordu diyecekler, ama son yıllarda çevremdeki insanlarda yurtdışına gidenlerin oranı ciddi sayılara geldi. on yıl sonra akrabalarım yurt dışında daha kalabalık olacak bu gidişle.
babam ve annem bile gitmeye hazır.
kimse de ne huzur ne yatırım/çalışma isteği ne de sağlıklı bir psikoloji kalmadı.
bu arada ailece eğitim düzeyi ve geliri iyi, yurtdışını özellikle avrupayı gezmiş görmüş insanlarız. gitmeyi herkes buruk bir şekilde istemekte.
ülkenin şu durumunda fakir olup mutlu olanları anlayamıyorum.
0
seyduna6687
(18.07.16)
Korkuyorum. Onun dışında olayla ilgili yapılan yorumları okurken kendimi keseck kıvama geldim. Gezide kendimi çok yakın hissettiğim "aydın" kesimin akp'li "çomar" tayfayla beyinsizlikte yarışacak düzeyde olduğunu gördüm. Ülkeyi terk etmeme 2-3 sene var. Bu süre içinde iç savaş çıkmasından korkuyorum.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(18.07.16)
evimin önünden 3 gün boyunca tekbir getirip silah atarak sabahlara kadar korna çalan tipler tüm yaşam enerjimi sömürdü bitirdi. ek olarak umutsuzluk, korku, karamsarlık ve isteksizlik duyuyorum. bu ülkede gelecek planı yapmalık ortam yok, yurtdışına gitmek için çabalamak ise enerji, umut ve istek gerektiriyor.
0
passive aggressive
(18.07.16)
Hep bir umudum vardı, kitabı kapatmayalım, hallolacak, düzelecek, güzel günler ileride diyebilecek bir şey bulabiliyordum. Bu iki gün o umut kırıntılarını aldı götürdü. Dipten gelen bir mutsuzluk dahası umutsuzluk içindeyim. Ne yapacağımı bilmiyorum.
0
amelie poulain
(18.07.16)
keşke değişse, hayatımın değişime o kadar çok ihtiyacı var ki. öyle ki; değişimin nerden nasıl geleceğini bile önemseyesim olmuyor bazen. şaka bir yana bence darbeyi fazla abartıyorlar, biz sıradan insanlara pek bir şey olmaz. bir sosyoloji kitabında okumuştum en büyük dünya savaşlarında bile halkın hayatı rutin devam etmiş, yemiş, içmiş sevişmiş, üremişler. önceden bin türlü zorluklarla baş ederek işten eve evden işe gidiyorduk, yine öyle olacağız.
0
for day to break
(18.07.16)
Benim kafam çok karıştı, hiç güvende hissetmiyorum kendimi.
Belki ben biraz abartıyorum ama ulan sen açıksın, vay bu kıyafet ne diye kuytu bi yere çekilip önce tecavüze uğrayıp sonra öldürüleceğim günler çok uzak değilmiş gibi geliyor.

Ankara'dayım, buradan ayrılmak istiyorum. Kendimi hiç güvende hissetmiyorum. Markete bile giderken tedirginim. Böyle yaşanmaz. Yaşadığım hayatı, yaşadığım yeri, işimi toptan sorgulamaya başladım. Yurt dışına asla gitmek istemeyen biriyim acaba mı demeye başladım.

Onun ötesinde bütün memleketin akıbeti ne olacak endişe içerisindeyim. Dev bir bilinmezlik ortamının içerisindeyiz. Çok korkunç her şey.

Yine de olan bitenden hemen sıyrılıp normal hayatına dönemeyen siz gibi insanların olduğunu görmek beni nedense sevindiriyor.
0
buff
(18.07.16)
Şu işidçi tiplerden daha fazla korkmaya başladım. Bu ülkede iyi bir şeyler olabileceğine dair umutlarım tükendi. Daha kötüsünün geleceğini düşünüyorum, bunlar iyi günlerimiz.
Kısa etek giydiğimiz için, sevgilimizin elini tuttuğumuz için, alkol aldığımız için dövüleceğimiz günleri bekliyorum.
Şimdiye kadar 2 kere başka bir ülkede yaşama fırsatım oldu. Cesaret edemedim, buralardan kopamadım. Şimdi çok pişmanım.
0
peggy
(18.07.16)
bir gecede herşeyin değişebileceğini öğrendik. Cuma gece o uçak ve silah sesleri bomba sesleri çok fenaydı. suriyelilere her zaman karşı olan biriydim ama bir an düşündüm savaş çıksa ne yaparız ? suriye'de herkes dilenci değildi sonuçta işi gücü kariyeri parası eşyaları evi olan insanlardı.
savaş olsa benim işimin paramın eşyalarımın evimin ne kadar anlamsız olacağını düşündüm. neyse ki olmadı herkesin herşeyini kaybetme noktasına yaklaştığı bir gece geçirdik .tanıdığım herkes mutsuz ve bezgin bıkkın. tatil planları konuşmaları yok bugün işyerimde .kolay unutulmaz ve etkisi silinmez gibi geliyor bana .
0
devilone
(18.07.16)
nefretim ve tepkim bakiydi zaten de kafam çok karıştı. bu kitleye karşı dikbaşlılık yapabiliyordum, düşündüğümü söylüyordum ama artık söyleyemem galiba. askerin kafasını kesen beni keser bir kuytuya atar, nasılsa hiçbir şey olmuyor. adamların cinayet videosu var ya, ötesi yok yani.
0
piremses
(18.07.16)
bir kez daha akıllara (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek) geldi.

biz arkadaşlarım ile dışarıdaydık, darbeler konusunda bilgi sahibi olduğumuzdan saçma gelmişti ilk başta, kısa sürede biteceğini düşündük ama barbar sürüsünü hesaba bile katmamıştık. kolay kolay umudunu kaybeden bir insan değilim, güleçliğimden ödün vermeyeceğim de, ama başta da dediğim gibi sürekli akıllara gelen başıma gelecek galiba, ilk defa bir araştırmaya girdim, ecnebistanda yaşamayı bırak vatandaşı olmak için direkt, önümüzdeki bir kaç yıla aslıma döneceğim gibi duruyor.

kötü görüntülere bakmıyorum, genelde haber okumuyorum, sosyal medya hesabım yok, pervasız bir insan değilim, bu olanlar takmıyor hiç değilim, sadece bana etkilerini minimize ediyorum. (öneririm)
0
Apocalypse
(18.07.16)
Artık umut olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'de ne oluyorsa "iki ucu bokluk değnek" usulü oluyor her şartta bize kötü oluyor. Bundan sonra İslam Cumhuriyeti mi kurulur, bu şekilde devam ederiz ama yabancı ülkelerden boykot mu yeriz(yayınlanacak wikileaks belgeleri), insanlar daha da kutuplaşır ve iç savaş mı çıkar(Allah korusun) bilemiyorum. Yurtdışındaki arkadaşlarıma bakıyorum zaten pek politikayla ilgileri yok, şu an tek dertleri pokemon go ve kültür aktiviteleri vs vs. Biz çok saçma şeylerle hayatımızı mahvediyoruz/geçiriyoruz. Ha tüm bunlar olmasa bile sırf iş bulmak iş hayatı, aşk hayatı evlilik durumları falan yeterince zor onlarda bile çok geriden geliyoruz. İngiltere'de asgari ücretle çalışan bir baristonun alım gücü burada "başlangıç için iyi para ya" dediğin maaştan daha iyi belki de.

Zaten akademik kariyer gibi bir yola girdim, yurtdışını deneyebilirim ki geçen yıl ingiltere'de master yapıp döndüm. Ortam böyle olsaydı belki dönmemek için deli gibi uğraşırım. Orada da aile faktörü işin içine giriyor. Ailemi de yanımda götüremezsem yine aklım burada kalacak. Yavaş yavaş Suriyeli modunda giriyoruz hazır olun tek farkımız dil bilmemiz biraz daha eğitimli olmamız belki.
0
rodriguez2
(18.07.16)
benim için değişen bir şey olmadı.
0
nrmnm
(18.07.16)
hayır değişmedi.

ülkeden %91 tiksiniyosam, artık %93 tiksiniyorum. ufak bi artış oldu yani sadece. ümidimi kaybedeli yıllar olduğu için artık öyle büyük yıkımlar yaşamıyorum, geyiğe vuruyorum hatta.
0
sir gawain
(18.07.16)
@buff +1 ben de giyimimden ötürü korkmaya başladım. kalkıp da bikiniyle çıkmıyorum halbuki sokağa. sırf başım açık diye ötekileştirileceğimi düşünüyorum. en çok ağrıma giden de hayatlarında hiçbir başarısı olmayan, bilimi bırak iki satır takvim yaprağı okumamış adamların kendilerini bir halt zannetmesi. bu insanlara baştakilerden daha çok kızıyorum. ama en büyük küfürleri bizi bu hale sokan, bu din bozuntusunu ortaya atan araplara ediyorum. benim de cumadan beri hayatımda çok şey değişti. artık kendi aileme bile tahammül edemediğimi fark ettim.
0
ruhen hastayim ben
(18.07.16)
Evet bazı konulardaki düşüncelerim ve değer yargılarım değişti.

2002 yılından beri vicdani retçiyim, Türkiye'de o dönemde bunu deklare etmiş çok az sayıdaki kadınlardan biriyim,evliyim, anneyim, ateistim, analitik, seküler düşünce tarzına sahip ve başkalarının siyasi ve dini görüşlerine saygısı olan biriyim.

Çocuklarımı herhangi bir dinin öğretilerine göre yetiştirmiyorum, yarın öbür gün biri anne ben Budist oldum, bir diğeri ben gayim derse asla yadırgamam, hayatlarına müdahale etmeden, desteğimi ve sevgimi olabildiğince hissettiririm.

Gel gelelim ayın 15 inden beri bende nelerin değiştiğine, her tür siyasi düşünceden buna Akp liler de dahil olmak üsere pek çok arkadaşım ve eşim dostum vardı (dostum zannettiklerim) ama bu süreçte gördüm ki, ellerine fırsat geçtiğinde, ben benim gibileri bozuk para gibi harcayacak potansiyele sahipler.

Hepsini hayatımdan çıkardım. Eşimle birlikte bir takım radikal kararlar aldık ve iş yaptığımız Akp liler de dahil olmak üzere ve eş dost akraba tanıdık hepsiyle iletişimimizi kestik. Anladık ki bu karakterdeki insanlar, bizim yaşam tarzımıza tahammül ediyorlarmış sadece.

Ohhh be rahatladım.
0
old possum
(18.07.16)
hayır.
bugüne kadar nasıldılarsa cuma gününden sonra da aynı. bizim gibi düşünmeyen %52 değişmedi. bugüne kadar onlar nasıldıysa cuma akşamından beri de aynılar.
kendilerini bir yalana inandırıp doyasıya eğleniyorlar ve bize de hayatı zehir ediyorlar.
0
rakicandir
(18.07.16)
Bir de konuşasım, paylaşasım var :( Sanırım içimdekileri paylaşmak istiyorum ancak herkesin derdi başından aşkın. Omuzlarına yük bindireceğim diye de anlatamıyorum.
0
dessy
(18.07.16)
hayata bakış açım, hislerim olumsuz yönde etkilendi. pek olumlu biri olmamama rağmen hem de. aklımdan selalar, tekbirler çıkmıyor. bunları dinlerken bu adamlar istese beni kıtır kıtır keser dedim. buna hayatımda ilk defa inandım. inancı ne olursa olsun bugüne dek inandığım güvendiğim herkese karşı artık temkinliyim. artık akşamları sokağa çıkmam mümkün değil, canım ne isterse onu giyiyordum, artık giymem. ortalıkta fikrimi özgürce ifade edemem. bunlar değişti yani. daha doğrudüzgün bilgi yokken etrafta sokağa çıkın dedi tayyip, çıktılar abi. evlerine girin derse bir gün, girerler. kapımı kapayınca huzurum vardı, artık yok.
0
evde liyakat kalmamis
(18.07.16)
hayır. o duruma çok evvel gelmiştim. özel hayatım da iyi gitmediğinden devreleri o zaman yaktıydım. daha yanacak devre var da... hayatla "başladın, bitirdim" noktasında uzlaşınca çok şey olmuyor...


beni durumu yorumlayan insanlar ve yorumları bunalttı hep. kendimi asıl onlardan korumaya çalışıyorum

-falan filan olacak
- ahaha komplocu seni gıdıaa
(oluyor tıs yok)

bu durum x 1 milyon

bu ülke kontrol edilmeyen conjecture'lar diyarı. yüz kere yanlış konuşma hakkı var insanların. olacaklar -onlar her ne ise her karar aşamasında yeni patikalar açılıyor veya olasılıklar değişiyor- yine olacak ve bu gerçek -sonsuz yanlış yapma ve hiç dinlememe, umursamama hakkı- sabit olduğu için olacak.

o adamların zaten farkındaydım, anlıyor musun. mayınlar kaldırıldığından beri farkındaydım. etnikçi iyi polislerle bu kötü polisler o zamandan beri vardı, kuklalar hep vardı. hatta 11 eylülden sonra ismi değişeduran aynı terörist örgütlerin, besleme lejyonerlerin, berserkerların farkına varmamak için kör olmak gerekiyordu. bunları bırakalım gömme olduğu kanıtlanmış kanıtla uluorta ömür çürütüp insanları hasta ettiler cezaevlerinde. umursayan var mı? yok. o askerler 1980'dekiler ya, ondan o zaman umursamadı duyarlı millet. o kadar kolay mı? babamızın çiftliği mi? ulan, onu yapabilen bunu neden yapamasın a be kazkafa, ne engelliyor, orada adam ölmedi mi sanıyorsun? ya da o iki kesimin birbirinden farkı mı var sanıyorsun? dünyanın onca yerind ebunlar olurken masal mı sanıyordu insanlar? libya'da kaddafi'yi kazığa oturtanlar? onları da mı görmediniz? kadınların okuyabildiği falan şeriatla alakası olmayan ülkeye "arap baharı" ile neler oldu? havalı havalı herifler sniperlarına susturucu takarlerken pek yakışıklı, öldürüşleri çok estetik, bu mu fark? onlar bu bokları sıçıyorlar biz de o sıçtıklarının pembe olmasını mı bekliyoruz?

-anti abdci gafa sken komplocu seni.

ulan... ah ulan yemin ederim bıktım. eh dövünsün herkes, hepimiz ne halimiz varsa görelim.
0
godoşu beklerken
(18.07.16)
Ben şunu düşünüyorum, evet %52 lik kesim değişmedi, evet perşembenin gelişi çarşambadan belliydi belki ama bu kesim artık şundan iyice emin oldu, biz ve bizim gibileri yarın öbür gün, bir mekanda alkol alırken görünce istediği gibi linç edebilecek bu zaten zındıktı, allahsızdı deyip kesip doğrayabilecek ve karısına kızına bunlar mürted, karısı kızı bize helaldir deyip tacavüz edebilecek o gümbürtüde bizler kim vurduya gideceğiz. Onlara hiç bir şey olamayacak.

Çok mu ütopik ta da distopik mi demeliyim?
0
old possum
(18.07.16)
Ben yurtdışındayım. Belki fark edenler olmuştur ama şu birkaç gündür daha önce hiç olmadığı kadar sık yazıyorum buraya. Yurtdışında olmak insanı epey etkiliyormuş, onu anladım. İçini dökmek istiyorsun, çevrendekiler haftasonu etkinliklere gitmiş, keyfine bakmış...vs. Acır bir ifadeyle "ne oluyor Türkiye'de" diye sorular geliyor, anlatıyorsun. E çok iyi anlayamıyorlar da ortamı tabii. Hayatlarının hiçbir döneminde Türkiye'deki ortama benzer bir ortamda bulunmamış insanlar bunlar. Bisiklet yolunun geliştirilmesine dair imza toplayan gönüllüler konuşuluyordu düne kadar. Ya da en fazla kira fiyatlarının gün geçtikçe artması gündem oluyor. Böyle bir ortamdasın ama senin içinde ciddi bir öfke var ve bu öfkeni boşaltamıyorsun. Ciddi bir problem bu benim için, daha önce yaşamamıştım. Yani şu anda yurtdışında yaşamamın tek avantajı güvende olmam, onun dışında psikolojik olarak çökmüş durumdayım. Tabii gidişatın varacağı noktayı iki sene önceden görüp bir sene boyunca ülkeden gitmek için çok çabaladım. Bu çabamın boşa olmadığını görmek de üzdü esasında. "Oh iyi ki zamanında gitmişim şu ülkeden" gibi bir tepki veremiyor insan, inan bana. Bundan sonraki süreçte de keşke diyorum tüm sevdiklerim Türkiye'yi terk edebilse. Ha ya da diyorum dönsem mi Türkiye'ye. Çünkü bu şartlarda yurtdışında yaşamanın da pek anlamı yok gibi geliyor bana. Gerçekten bilmiyorum. Yalnızlığı yaşam biçimi olarak görmüş bir insanım ben. Türk insanının Asya soğukluğunu bünyesine almış birisiyim. Ancak bu olanlardan sonra hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim kendimi. Tuhaf duygular.

Lütfen dikkatli olun. Karşı karşıya olduğunuz kitle mantıktan, anlayıştan ve insanlıktan nasibini almamış insanları barındırıyor. Şu kökten dinci, baş belası terör örgütünün bu darbe girişimini önleyen islamcılar sizi baş düşman olarak görüyor ve elbette ki sokağa alışmanın verdiği duyguyla sizin başınızı sık sık ağrıtacak.
0
soso
(18.07.16)
beni pek etkilemedi açıkçası
bu kalabalığı biliyordum bunlar vardı hala varlar, biraz gaza geldiler ancak yavaş yavaş normal boktanlığa dönmeye başlar hayat.
0
basond
(18.07.16)
öküz oturdu içime, 3 gündür çok huzursuzum. cuma günü öncesinde AKP yi istediğim şekilde eleştiriyordum, artık eleştiremem herhalde. Çünkü beni kıtır kıtır kesecek potansiyeli gördüm çok yakın çevremde, daha kötüsü onlarda kendilerini engelleyecek birşey olmadığını gördüler, bugün beni Tayyibe küfür etti bu diye linç etseler hiç bir yaptırımla karşılaşmazlar ve bunu da çok ii biliyorlar artık.

İş dışında şort-tişört-terlikle dolaşırım genelde, hem hava sıcak hem de çok rahatlık.
2 gündür hiç olmadığı şekilde bir sürü laf yedim şakayla karışık, üstelik erkeğim :(
0
zikardo
(18.07.16)
Acayip tırsmış durumdayım ben.
Şu "karıları ganimetimizdir " düşüncesi, askere "kızın var mı" diyen polis, bebekliğini bildiğim akrabamın oğlunun facebook yazıları ( facebook arkadaşlarına ana avrat düz gitmesi, reis emretsin kardeşimi keserim demesi, edepsiz, saygısız lafları...), emniyetin "darbeci" ihbarı yapana prim vereceği söylentisi (gerçek mi bilmiyorum, gerçektir zannımca), silahlanmanın serbest bırakılacak olması...
Kendim için değil, kızlarım için endişeliyim. Bu adamların akılları fikirleri pipilerinde. Kafasının üzerinde helikopter uçuyor adamın ilk aklına gelen pilotun karısına hallenmek.

önleminizi alın notu:
emniyetin darbeci ihbarı için prim şeysi doğruysa kötüye kullanımları olacaktır. 80'de aynı şeyi yapıldı, komşusuna kızan, işyerindeki arkadaşını devre dışı bırakmak isteyen, tarlasında gözü olan vs " bu koministir" diye ihbar etti, adamlar içerde bişey kanıtlayamadı. zira içersi çok kalabalıktı kimsenin de gerçekleri araştırma gibi bi niyeti yoktu, ne kadar çok suçlu o kadar başarı...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.07.16)
(4)

Cep telefonlarına gelen SMS'ler

dahinnotha
merhaba,az önce arkadaşıma (hattı turk telekom) "T.C. DEVLETİ" adlı bir yerden sms geldi. malum davet mesajı. sonra da bana (vodafone) "TC DEVLETİ" adlı bir yerden geldi. üslupran anlaşıldığı üzere hiç öyle devlet tarafından atılmış bir sms gibi gelmedi.Birimize T.C. diğerimize TC adında gelmesi ga
merhaba,

az önce arkadaşıma (hattı turk telekom) "T.C. DEVLETİ" adlı bir yerden sms geldi. malum davet mesajı. sonra da bana (vodafone) "TC DEVLETİ" adlı bir yerden geldi. üslupran anlaşıldığı üzere hiç öyle devlet tarafından atılmış bir sms gibi gelmedi.

Birimize T.C. diğerimize TC adında gelmesi galeyana getirmek isteyenlerin yaptığı bir şey olduğunu düşündürdü bana. toplu sms atma sistemlerinden atılmıştır. şunun gibi: www.baskansms.com

Bu tarz mesajların kimden nasıl geldiğine dair bilgi edinme şansımız var mı?
0
dahinnotha
(16.07.16)
Şunu okursan belki fikrin değişebilir: twitter.com
0
sevgikusunkanadinda
(16.07.16)
Bana da recep tayyip erdoğandan geldi. İmla hatası dolu :/
0
Adramelekhh
(16.07.16)
benim şahsi ve şirket hattım turkcell. her ikisine de recep tayyip erdoğan adıyla mesaj geldi. sokağa çağrıyolar tabi. vodafone kullanan arkadaşıma da tc devleti olarak mesaj gelmiş. anladığım kadarıyla turkcell bütün numaralara rte adıyla mesaj attı. diğer şebekelerde farklı adlarla.
0
spirit crusher
(16.07.16)
bana 3 tane sms geldi ikisi TC DEVLETI, biri T.C. DEVLETI. TC DEVLETİ'nden gelen mesajların sonuna Türkiye Cumhuriyet Devleti yazmışlar, diğerinde bir şey yazmıyor. hattım vodafone, evdeki turkcellilere tayyip erdoğandan geldi.
0
passive aggressive
(16.07.16)
(1)

İyi Hissettiren Şarkılar Listesi

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Merhaba,Depeche Mode karanlığından depresyona sürüklendim. Bana Cure, Duran Duran, Massive Attack, Portishead çizgisinde; fakat kalp kanatmayan şarkılar lazım. Teşekkürler
Merhaba,

Depeche Mode karanlığından depresyona sürüklendim. Bana Cure, Duran Duran, Massive Attack, Portishead çizgisinde; fakat kalp kanatmayan şarkılar lazım.

Teşekkürler
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(23.06.16)
passive aggressive
(23.06.16)
(31)

Ooof oof nolacak bu durum. ne yapayım ben.

beni taniyan yok bu sehirde
1.5 yıllık bir ilişkim vardı, ocakta sözlendik ama nisan ayında ayrıldık ve tamamen ondan kaynaklandı. Kendisi aşırı kıskanç bi insandı, daha önce 3 erkek arkadaşım oldu ve ilişki boyunca bunların herhangi birisinden gelen bir mesaj, bir arama, yolda karşılaşma vs. yüzünden hep ayrılma noktasına gel
1.5 yıllık bir ilişkim vardı, ocakta sözlendik ama nisan ayında ayrıldık ve tamamen ondan kaynaklandı. Kendisi aşırı kıskanç bi insandı, daha önce 3 erkek arkadaşım oldu ve ilişki boyunca bunların herhangi birisinden gelen bir mesaj, bir arama, yolda karşılaşma vs. yüzünden hep ayrılma noktasına geldik, çok seviyordum o yüzden aradım, ağladım, gittim yalvardım bi şekilde barıştık.

Son olayda da bir gün baktım eski sevgililerimden birisi facebooktan ekleme isteği yolladı fakat sadece isim var arkadaş sayısı az falan, arattım başka hesabını da bulamadım, gerçekten o olmasından korktum hemen reddettim hiçbir şey de demedim sevgilime fakat bi yandan da ya fake hesap açıp beni deniyorsa diye içim içimi yiyordu, sonra tekrar istek yolladı ben de engelledim. Bundan 2 gün sonra bi gün evde oturuyorduk sakin sakin yani çok normaldi her şey, bi anda suratı gitti aa noldu neyin var neyin var baya ısrar ettim. Sen evine gitsene dedi, "noldu cevap ver bi şey söyle, neden" diyorum, bi anda gitsene ya diye nasıl bağırıyor görmeniz lazım, o kadar anlamsız ki ne yapacağımı şaşırdım. Gitmiyorum neden sebebini söyle dedim, tuttu beni çantamı da aldı, gidip kapıyı açtı sonra da siktir olup gitsene lan diye dışarı fırlattı. kapıya vurdum vurdum açmadı. Eve gittim mecbur, yoldayken mesaj atmış git şimdi kimle arkadaş oluyosan ol, bütün dünya ekler seni, umarım eklemekle de kalmazlar....... yazmış (burdan anladım ki kendisi beni denemek için yapmış :((( yine sınav yaptı ve geçemedim gibi düşünüyor).

10 gün önce beni aradı ağlayarak barışmak istiyor, beni çok sevmiş, tek arzusu benmişim. O sıra depresyondaymış ilaç bile kullanıyormuş ama bana söylememiş. Doktor bu ilacın yan etkileri var daha sinirli olursun dikkat et demiş, o yüzden beni kırmamak için git demiş ama ben üstüne düşünce dayanamamış ama şimdi çok iyiymiş. Ben de hala seviyorum lanet olsun ki bi yumuşamadım değil, 10 gündür her gün konuşuyoruz telefonda fakat annemler artık kesinlikle istemiyorlar, bu adam seni yarıyolda bırakır diyolar, bunu ona söyledim her şeyi neden anlatıyorsun diye kızdı. Barışıp olayların nasıl gelişeceğine bakalım diyeyim mi, yoksa ailemi karşıma alıp tekrar kaldığımız yerden nişan için devam mı diyeyim. off kafam çok karışık. Teşekkürler.

Lütfen ayrıl demeyin ayrılamıyorum.
0
beni taniyan yok bu sehirde
(22.06.16)
Ayrılmazsan senin de psikolojin bozulur. Ayrıl.
0
dissendium
(22.06.16)
Bu adamdan evlenmeden kurtulduğun için bir kurban kes bence sen. Adam sana kalk git evimden diyor, küfür ediyor hala neden diye soruyorsun. Adam psikopatın teki farkında mısın ? İstediği kadar tedavi görsün değişeceğini hiç sanmıyorum. Adamdan tez elden temelli kurtul, tüm ilişkini kes, tamamen uzak dur.
0
elikası
(22.06.16)
oha. eski sevgilin feysten ekleyince bile 3.5 atmışsın. insan sevgilisine güvenir lan bu ne böyle lşfjfdj ayrıca o kapıya koymalar küfür etmeler falan. sonra ağlayarak geri dönmek istemeler... sevgilin 16 yaşında falan heralde. kesinlikle ayrıl. dönersen gurursuzsun.
0
freetakilir
(22.06.16)
direkten dönmüşsün bacım. kaç kurtul
0
fakyoras
(22.06.16)
Arkadaşım mal mısın acaba? Hala seviyorum falan diyor bir de ya. Bu devrin kızları enteresan. seni dışarı atan adam için aileni karşına mı alacaskın
0
ne nicki be
(22.06.16)
sen bu adamla evlenirsen ileride seni öldürür,sonra tahrik indirimi fln alır bi sene yatar çıkar.
böyle ilişki mi olur kabus gibi.
0
demoniclewinsky
(22.06.16)
acizsiniz muhtemelen ilerde şiddet görür burada ağlarsınız şimdiden söyleyeyim müstahak bu kadar aciz zayıf insanların şiddet görmesi.
0
Nox
(22.06.16)
evlen o zaman madem ayrılmayacaksın. zulüm neymiş evlenince görürsün :/
0
cekilmis gayfe
(22.06.16)
ben de biliyorum bunları ama ayrıldığımızda çok kötü oldum 1 ay ruh gibi gezdim, yeni yeni kendime geldim kesin kararlar aldım barışmayacağım diye fakat hiç böyle görmemiştim daha önce gerçekten pişman gibi. Yaşlar ben 24 o 30.
0
🌸beni taniyan yok bu sehirde
(22.06.16)
Dengesiz bir tip, bence konuşma da dahil her türlü ilişkini kes. Önüne bak.

Evlenirsen büyük ihtimalle şiddet görürsün. 2 sene sonra çocuğunla kapı dışarı edilirsin veya öldürülürsün... Bu işin sonu 3. sayfa.
0
kartallar yuksek ucar
(22.06.16)
Kaç kurtar kendini. Düşman başına neymiş bu...
0
alperz
(22.06.16)
inanma seni öldürecek.

işte kadın cinayetlerini bunlar gibiler işliyor. arkadaşım kurtulduğun için kurban kessen yeridir. sakın dönme. yazık sana. çok acı çeksen de tut kendini ama dönme.
0
in vino veritas
(22.06.16)
Bakma sen burdakilere hemen ayrıl derler. Sen de seviyorsun madem bir kez daha dene. Eğer sorun devam ediyorsa sen de yeniden görürsün, illa ki aynı şeyleri yeniden yaşarsınız. Sadece biraz daha ağırdan al, fevri kararlar verme. Yani hemen söz nişan evlilik muhabbeti yapma, daha uzun soluklu tanıyın birbirinizi. Zaten dedikleri yalansa, hap map psikoloji falan yalan da olabilir, anlaşılır ilerleyen dönemlerde. Bunları sadece sen seviyorsun diye yazıyorum. Senin açından bakıyorum.
0
Goddard
(22.06.16)
Ayrıl demeyi geçtim, topuklarını vura vura dünyanın en uzak köşesi neresi ise oraya kaç!

İki sene sonra üçüncü sayfa haberi olmak istemiyorsan, kaç!

'Lütfen ayrıl demeyin'i falan yok, düpedüz bir canavarla berabersin.
0
aychovsky
(22.06.16)
Evlendiğinizde yaşanacakların trailer'ını görmüşsün. Bir evlenin hele, bu seni döver de, herhangi bir arkadaşınla görüştürmez de, dünyayı sana dar eder. 30 yaşından sonra asla düzelmeyecek bir adam için heba edeceksin hayatını.
0
long live rock n roll
(22.06.16)
duyurunuzu okuyunca herhalde 20-21 yaşlarında bir çift demiştim. yaşları okuyunca çok şaşırdım. 30 yaşında bir adam bir kadına bu şekilde davranıyorsa kesinlikle şiddet eğilimi ve öfke kontrolü sorunu vardır. hayatınızı heba etmeyin. size zerre saygı duymayan, küfreden, evden kovan, güvenmeyen, sizi sürekli deneyen bir insanı hangi gerekçelerle sevebiliyorsunuz ki? sevgi böyle bir şey değil güzel kardeşim...

krem peynir + 1, flört şiddetini hiç hafife almayın, gelecek bölümlerin en özet halleri bunlar. ayrılamıyorum diyorsanız gidin destek alın bu konuda.

böyle düzelen ilişki var mıdır, olabilir, hiç imkansız değildir. ama binde bir karşılaşılan bir durum ve üstelik yıllarca mücadele edeceksiniz, o şiddeti göreceksiniz, o terapiye ikna olacak falan filan...o da kabul ederse tabi tedavi olmayı...
0
Phoebe
(22.06.16)
Ablacım umarım trollsündür.
Eger "ben dayagimi yer otururum ama o illaki benim yanımda olsun" diyorsan ayrılma tabii.
Adam gelmis 30 yasina belli ki psikopat. Eski sevgilinin adına hesap alıp onunla eklemelerr evden canta fırlatıp ....tiretmelerr sen de diyorsun ki ama ayrıl demeyin.
Ayrılma ya niye ayrılacaksın, kendine saygıyı ananın babanin üzerindeki emegi falan da boşver hem belki sadece döver, öldürmez yani. Ilerde de colugun cocugun 16 sında kocaya kaçar sırf evden uzaklasabilmek icin, onların da böylece kısmetlerini erken yaşta açmış olursun belki. Bunların hepsi yüksek ihtimal dahilinde ama ben bir psikopatın düzeldiğini hiç görmedim.
0
physcos physcos
(22.06.16)
böyle hasta insanları nereden buluyorsunuz?
30 yaşındaymış bir de...
0
Frederick Co
(22.06.16)
harbiden lan çok merak ediyorum, seçerek mi buluyosunuz böyle ezikleri?
0
coder6006
(22.06.16)
ne korkunç ilişkiler yaşıyorsunuz ya. böyle birinden hoşlanabildiğine göre sen de normal biri değilsin bence. umarım evlenirsiniz ve kendiniz gibi çocuklarınız olur. çok mutlu olursunuz.

tavsiye: tedavi olun ve ergenlikten çıkın.
0
i ve been mistreated
(22.06.16)
evlen evlen, bu kriz ortamında kaçırma sakın adamı..
0
nrmnm
(22.06.16)
bence de hiç kaçırma bu kadar muazzam ruh hastası adam bulmak her zaman kolay değil.
0
passive aggressive
(22.06.16)
@passive :( tamam aramayacağım artık üstüme gelmeyin.
0
🌸beni taniyan yok bu sehirde
(22.06.16)
Umarım trollsündür +1.
0
yirmisantim
(22.06.16)
Anan seni kadir gecesi doğurmuş kızım.
0
Polaroid
(22.06.16)
ayrılamıyorsan ömür boyu manyaklıklarını çek o zaman adamın. bize neyini soruyorsun? aklın yolu bir. 30 yaşında adam fake hesap açıyor bir de eklemedim diyorsun neyine sinirlenmiş onu da anlamadım gerçi.
0
sanguine mcqaer
(22.06.16)
olursa çocuğun ilişkilerinde onun gibi davranacak. düzelebilir fakat seninle bir ilişki içindeyken kafaya dank etmeden düzelmesi mümkün değil. uzun bir süre yalnız kalıp kafasında bazı şeyleri yontması, düzeltmesi lazım. eminim ki oda mutlu değil. o sırada kafada salak ve anlamsız bağımlılık oluyor düşünemiyorsun. örnek olarak kendimi aldım. erkek arkadaşın yerine. umarım mutlu olursun.
0
yasasin yemek yemek
(22.06.16)
kurtulduğun için kurban kes +1
0
nekolaytezla
(23.06.16)
eski sevgililerin seni neden arıyor, neden mesaj atıyor nişanlıyken o da ayrı bir konu kimse kusura bakmasın.

ama arkadaşlık isteğini reddettiğin için bu denli saçmalaması çok ilginç. ne yapacaktın kabul edip mesajlaşacak mıydın?.. son olarak bence herkes ikici bir şansı hakeder ama evlilik için hiç acele etme. birkaç sene daha ver kendine bence.
0
kemence
(23.06.16)
oha lan şaka mı bu? psikopat meraklısı değilsen ayrıl kardeş. insan insanı siktir eder mi?
0
red light in my eyes
(24.06.16)
seni bu şekilde kovan biri, hem de kendi yarattığı bir sebeple, ilerde bambaşka bir şey için daha ağırını yapabilir. iyi düşün.
0
tiredpanda
(24.06.16)
(17)

İslam ve paganizm

muratia4141
Arkadaşlar merhaba. Aranızda zeitgeisti izlemeyen kalmamıştır. Ordaki Hristiyanlık öğretilerinin ve imgelerinin mısırdan gelme olduğunu ve astrolojik hesaplara dayandığını izleyenler hatırlayacaktır.Şimdi aynı soruyu islamiyet açısından soruyorum ve dinin kökenini merak ediyorum. Anlayacağınız üzere
Arkadaşlar merhaba. Aranızda zeitgeisti izlemeyen kalmamıştır. Ordaki Hristiyanlık öğretilerinin ve imgelerinin mısırdan gelme olduğunu ve astrolojik hesaplara dayandığını izleyenler hatırlayacaktır.

Şimdi aynı soruyu islamiyet açısından soruyorum ve dinin kökenini merak ediyorum. Anlayacağınız üzere ateist bir çizgideyim.ama dinler tarihini nasıl köken aldığını merak ediyorum.

Bunu açıklayan belgesel kitap film tarzı önerilerinizi alabilirim.
0
muratia4141
(21.05.16)
tam bir önerim yok ama keyword vereyim araştır-oku: sümer mitolojisi, islam, kybele-sünnet, hacer ül esvet ve iştar, ay tanrıçası
0
rodriguez2
(21.05.16)
İlişkileri biliyorum. Kabe - kibele, hacerül esvet- yere siyah taş olarak inmiş tanrı, ay tanrıçasının kızı - ellah

Ancak zeitgeistteki gibi detaylı araştırma ve çalışma henüz yapılmamış öyleyse çünkü internette bundan daha detaylı kaynak bulamıyorum.
0
🌸muratia4141
(21.05.16)
islam'da anlatılanlardan daha önceki medeniyetlerin bahsetmesi islamın bunları onlardan aldığını göstermez bence. çünkü tek bir yaradan var ve yıllardır peygamberler aynı çağrıyı yaptı zaten. doğal olarak mısır'da veya başka bir medeniyette olaylar farklılaşarak kültüre geçmiş olabilir.
0
tute
(21.05.16)
senin aradığın kişi muazzez ilmiye çığ ve eserleri.

al konu hakkındaki şu videosunu izle:

www.youtube.com




uzun hali:

www.youtube.com



okumak istiyorsan da buyur:

(bkz: kur'an incil ve tevrat'ın sümer'deki kökeni)
0
scars dont fade
(21.05.16)
@tute

Maalesef tek bir yaradan yok. İslamda anlatılanlar daha önceki medeniyetlerde sözü geçenler değil, tersine önceki medeniyetler içerisindeki bazı kısımlar islamda anlatılanlar. Yani islamiyet (ve bazı diğer dinler) içerisinden belirli kısımları alıyorlar. Tek tanrı inancı da zaten bu şekilde ortaya çıkıyor, Sümer medeniyetinin çok tanrılı din yapısı içerisinden varoluyorlar.

Çelişkili bir ifade kullanmışsın, önceki medeniyetlerin bahsetmesi islamiyetin onlardan aldığını göstermez demişsin, ayrıca başka medeniyetlerdeki olaylar farklılaşarak kültüre geçmiş olabilir demişsin. Bence dinler de kronolojik olarak birbirlerini etkiledi. Örneğin birinde adı Gılgamış Destanıydı, ötekin bu Nuh Tufanı olarak yeraldı. Sırayla Sümer, Mısır, Roma ve diğer imparatorluklar geldi. Mısır döneminde Yahudilik ortaya çıktı (Musa ve Firavun, malum), Roma döneminde Hristiyanlık yayıldı (İsa'da bir yahudiydi). Ardından islamiyet boy gösterdi. Birbirine benzer ritüellere sahip, tek tanrılı olan bu dinlerin hep aynı coğrafyada ortaya çıkması sence bir rastlantı mıdır ?

Peygamberler yıllardır aynı çağrıyı yapıyorlar çünkü birbirlerini takip ediyorlar. İnsanı doğruya, ahlaki düzgünlüğe çağırdılar ki bu çağrı için dindar bir insan olmaya gerek yoktur. Humanist herhangi bir insan da bunu yapabilir.

@muratia4141

Dinlerin kökeni için şahsi fikrim sırayla geriye doğru giderek hangi medeniyetler, ne tür inanç şekillerine sahipler bunu araştırmalısın. İnsanın kurgu ve hayalgünü yeteneğinin neleri yarattığını görebilirsin.
0
burka
(21.05.16)
İslam'ın Hristiyanlık ve Yahudilikle birçok benzer yönü var. Şöyle bir araştırma önerebilirim.

Paganlık kümesi içinde H ve Y'yi al. P alt kümesi içine H kesişim Y. P alt kümesinde H kesişim Y ve İ'nin ortak yönlerini al. Böylece H ve Y'nin P içinde kesiştiği yerler İ'nin P olan yönlerini verebilir.
0
Traveller
(21.05.16)
bu konuda sedat veyis örnek'in ilkellerde din-büyü-sanat-efsane kitabını önerebilirim. Hatırladığım kadarıyla çok fazla bağlantıyla açıklıyordu.
0
akan dame
(21.05.16)
Bir ateistin inanç tarihcesi diye bir kitap var iletişim yayinlarinin yanlis hatirlamiyosam.
0
passive aggressive
(21.05.16)
Allah zaman içinde pek çok kitap, sayfa ve peygamber göndermiş.

Birinde kendine Allah derken, cennet ve cehennemden bahsederken, atanız ilk insan Adem'dir derken diğerinde cennet yok, cehennem yok, ilk atanız şudur diyecek hali yok. Dinlerde değişenler sadece ibadetler olmuştur.

Dolayısıyla Sümerle, mısırla veya bir başkasıyla benzeşmesi gayet normal. Bu Mısır inancını alıp süsleyip pazarladığını göstermez. İki dinde aynı kaynaktan beslenmiş olabilir.
0
kartallar yuksek ucar
(21.05.16)
@kartallar yuksek ucar; evet tanrı hep ortadoğuya çalışmış. çünkü aynı olay örgüsü, kıssa ve din anlayışını vikinglerde, amerikada, asyada göremiyoruz.

bölgesel ve kültürel gelişiyor işte. sümer gelenekleri yahudi dini oluyor, oradan hristiyanlık çıkıyor ancak avrupa'da geliştiği için ortadoğudan kopuyor. akabinde yine yahudi dininden islam çıkıyor.

kuran'da orijinal bir kıssa yoktur mesela zülkarneyn dışında. hepsi incil-tevratta olan şeyler. bazı yerlerde ufak değişiklikler var örneğin islam'da kurban edilen ismail iken diğerlerinde ishaktır vs.
0
antikadimag
(21.05.16)
@kartallar yuksekten ucar

Pekala, dediğin gibi sadece ibadetlerin değiştiğini kabul edip, önceki medeniyetleri hiç işin içine katmadan musevilik, hristiyanlık ve islamiyet üzerinden gidelim. Bu dinlerde dini ritüeller farklı ve asıl inanç sistemi aynı olsun, nasıl ibadet ettiğin değil ne amaçla ibadet ettiğini merkeze koyalım ki bu da tanrı inancı, erdemli bir insan olmak, onun emirlerine uymak diyelim. Peki ya bu evrensel(?) dinlerin sürekli birbirleriyle çekişmesine, islamiyet için müslüman olmayan cennete gidemiyorken musevilik için de yahudi halkının ayrıcalıklı olmasına ne diyeceğiz ? Hani nerede kaldı sahiplenmek, kutsal değerler...? Özü aynı kalmış, hepiniz tanrıya (allah, yehova vb.) inanacaksınız ama aynı zamanda da kendi dininiz dışındakilerle rekabet mi edeceksiniz diyor ?
0
burka
(21.05.16)
@antikadimag, Allah her kavme peygamber veya uyarıcı gönderdiğini, kimseyi uyarıcısız hesaba çekmeyeceğini bildiriyor. Yani hesap zamanı kimse "ben duymadım, bilmiyordum" diyemeyecek.
Ancak her kavimde de peygamberler başarılı olamamış. Çoğu inanacak kimseyi bulamamış, bir çoğuna da sadece bir kaç kişi inanmış. Hatta çoğunu "bozgunculuk çıkarıyorsun sen" diye öldürmüşler. İnsanların inancını, alışılmışını değiştirmek çok zor.

@burka, nasıl ibadet ettiğin önemlidir, zaten ibadetler hep benzer olmuş. Ancak birinde senede 30 gün oruç varken diğerinde 40 gün olmuş gibi. Önemli olan tabii ki ibadetin amacı ama yapma şekli de önemli. Örneğin ben iyi kalpliyim, insancılım diye namaz ibadetini yapmadan yırtamazsın.

Gelen semavi dinlere insanlar çıkarlarına göre müdahale ederek değiştirmişler. Herkeste tabii ki en güzeli benimki diyor, rekabet ondan geliyor. Şu an bile yazılı kaynaklar son derece sağlam olmasına rağmen 70 çeşit islam yorumu var ortada. Burada en doğruyu seçmek biraz insana kalıyor.

İnsanları en güzel din ile kandırıp birbirini öldürtürsün, elindekileri alırsın. Bu yüzden din diye ortaya konulan şeyi iyi irdelemek lazım...
0
kartallar yuksek ucar
(21.05.16)
@sour

Zaten çürütmeye çalışmıyorum bu bir inanç işi, biz herşeyi bilemeyiz der çekilir insanlar. Hristiyan bir kadına "İşte bak, milyonlarca yıllık dinazor fosilleri var. Bilimsel olarak yaşları kanıtlanmış, yani dünya ve insanlık sizin inandığınız gibi birkaç bin yıllık değil" diyorlar, "Tanrı o kemikleri oraya bizim inancımızı sınamak için koydu, bu bir test" diyor.

Öte yandan insanları da anlamaya çalışıyorum, değişim çok zor ve kabullenmesi zor bir süreçtir. Düşünsene, hayatın, evrensel değerlerin ve kutsallığın (ne dersen de) temelinin aslında varolmadığını, ortada bulunan çelişkileri sunuyorsun ve reddediyorlar çünkü çok korkutucu birşey. Tüm hayatının temellerini oturttuğun birşey olmazsa öyle karamsar bir boşluğa düşersin ki.

@kartallar yuksek ucar
İşte gene aynı noktaya geliyoruz; insan tasarısı, toplumları kontrol etme, güç elde etme, yönetim vb. Senin dediğin gibi işin başlangıcında da bir zümre, topluluk tarafından ortaya çıkarılmış olabilirler. Ben kendime şu soruyu sorarım "Şayet ben hiç dinin olmadığı, herhangi bir din ve inanışı öğrenme imkanım olmadığı bir toplumda doğsam. Yetişkinliğe erişsem, fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı gelişmiş bir insan olarak yaşasam. Birgün, durup dururken bana ilahi bir mesaj gelir miydi ?"

Bu sorumun pek çok yanıtı mevcut, "Tüm kavimlere peygamber gönderildi, son din islamiyet gibi gibi". İşin inanç sistemi olduğunu kabul ediyorum, binlerce yıldır süregelen inanışlar elbette insanların hayatlarında yer alacaktır. Bu çok doğal ve aksi düşünülemez. Ancak bilgiye erişilebilen günümüz modern toplumunda, bu inanışlardaki çelişkileri gören insanların da sorgulayıp eleştirmemesi bir o kadar anormal olurdu. İnsan denilen canlı, doğadaki bir memelidir. Dünya da altı üstü bir gezegendir.
0
burka
(21.05.16)
Mircea Eliade ve Joseph Campbell öneririm. Doğrudan islamla alakalı değil ama ortadogu dinlerinin etkileşimini göstermesi açıdan önemli.
0
thewizardofearthsea
(21.05.16)
@kartallar yüksek ucar - yahudilerde oteki dünya ve cennet cehennem inancı isa gelene kadar yoktu.

Hırıstıyanlar kensi arasında tanrının kim olduğu, isanın oğlu olup olmadığı ve isanın dirilip dirilmeyeceği konusunda hemfikir değiller.

Muhammed in mirac gibi mucizelerimin kokeni için mahabbarata yı okumanızı öneririm.
0
thewizardofearthsea
(21.05.16)
Bu işleri çok tartışmanın manası yok. Neticede hepsi gidip inanca dayanıyor.

Allah herkese doğru ile eğriyi ayırt edecek kadar akıl vermiş, akıl edip bulmak lazım. Bu din işleri bana göre değil diyenin de kendi bileceği iş.
0
kartallar yuksek ucar
(21.05.16)
@burka işte tamam tüm bunların benzemesi tek bir yaradandan geldiği içinidir. hayır değişerek islama geçmiş demedim. şimdi tarihte bazı olaylar olmuş. islam da bunlardan bahsediyor. ancak daha önceki medeniyetlerde bunların farklı şekillerde izleri olabilir.

kurtuluş savaşı mesela. yunan tarihi farklı anlatır, ermeni tarihi farklı anlatır, türk tarihi farklı anlatır. bir olaydan farklı medeniyetlerde bahsedilmesi onlardan etkilenip alındığı anlamına gelmez ki. bu yüzden kur'an'da bahsedilenlerden olaylardan daha önceki medeniyerlerin de bahsetmiş olmasında hiçbir sıkıntı yok bence.

kur'an'da bahsedilen bir şeyden başka medeniyetler de bahsetmişse bunun onlardan alındığı iddia ediliyor. ama diğer türlü daha önce hiç kimsenin bahsetmediği bir şeyden bahsedince de başka bir yerde denk gelinmediği için uydurma olduğu iddia ediliyor. yani eleştiri getirmek istenince her türlü getirilir.
0
tute
(21.05.16)
(5)

Kadıköy'de kahvaltı için mekan önerisi?

yusuf tazim
nereyi tavsiye edersiniz?
nereyi tavsiye edersiniz?
0
yusuf tazim
(24.04.16)
Moda kev cafe
0
passive aggressive
(24.04.16)
happy moons
0
parola58
(24.04.16)
moda caddesi'nde pasifik pastanesinden alacağınız nevaleyle, moda çay bahçesine gidebilirsiniz. çay 2 lira mıydı 3 mü bilmiyorum, pahalı, isterseniz termosta çay yapıp çimenlere inebilirsiniz. martılara selam söyleyin.
0
reavelyn
(24.04.16)
700gr
0
weeping guitar
(24.04.16)
dodo, yiyeceğin kadar ve yiyeceğin şeyleri sipariş edebiliyorsun. sınırsız çayla beraber.
geç oldu biraz ama :)
0
bir nick var benden iceri
(24.04.16)
(3)

akordiyon (pileli) sineklik kullanan var mı

halanne
karasinek ve sivrisinek sezonunu açmış bulunmaktayız. balkon kapılarına sineklik yaptırtmak şart lakin evin manzarası da güzel olunca normal sineklikle camları karartmayalım istiyorum. https://www.youtube.com/watch?v=hmptIn5eUP4 şu linkteki gibi akordiyon sineklik nasıl? kullanışlı mı? halam yaptırt
karasinek ve sivrisinek sezonunu açmış bulunmaktayız. balkon kapılarına sineklik yaptırtmak şart lakin evin manzarası da güzel olunca normal sineklikle camları karartmayalım istiyorum.

www.youtube.com şu linkteki gibi akordiyon sineklik nasıl? kullanışlı mı? halam yaptırtmış ama bana pek sağlam bişeymiş gibi gelmedi. muhtemelen en ucuzundan yaptırtmıştır, sürekli takılıyor ve sanki hemen yırtılacak gibi.

genişlik arttıkça bozulma ihtimali artar mı acaba? bizim balkon kapıları 2 metre eninde çünkü.

siz kaça yaptırdınız? memnun musunuz? izmir/çiğli için yer önerebilir misiniz?
0
halanne
(15.04.16)
bizim evde kiraladigimizda vardi 2 senedir kullaniyoruz hic sorun yasamadik, tavsiye ederim
0
oscar
(15.04.16)
Bizim balkon kapisi da iki kapili baya geniş sineklik de iki taraflı oldugu icin sorun olmuyo ortada birlesiyo. Kaç yıldır bi sorun çıkarmadi.
0
passive aggressive
(15.04.16)
3 sene önce yaptırdım. hiç memnun değilim tavsiye etmem. çok fazla takılma yapıyor. açıp kapatması bazen inanılmaz derecede rahatsız edici olabiliyor. daha önce oturduğum evde yukarıdan aşağı inen makaralı olanlardan vardı o çok daha kullanışlıydı.
0
solipsist
(15.04.16)
(27)

kimya ile biyolojiyi ayıramıyorum

devilred
hayatımın itirafı gibi olacak ama konu çalışırken bir kez daha fark ettim, bu iki branşı birbirinden ayıramıyorum ben. yıllardır işin içindeyim üstelik. iki branş da aynı benim gözümde, hatta neden farklı farklı adlandırılmışlar, onu dahi anlamlandıramıyorum. aynı değiller mi sizce de yahu?
hayatımın itirafı gibi olacak ama konu çalışırken bir kez daha fark ettim, bu iki branşı birbirinden ayıramıyorum ben. yıllardır işin içindeyim üstelik. iki branş da aynı benim gözümde, hatta neden farklı farklı adlandırılmışlar, onu dahi anlamlandıramıyorum. aynı değiller mi sizce de yahu?
0
devilred
(27.03.16)
saçmalama yahu. matematikle fiziği ayıramamak gibi bir şey. yada coğrafya ile tarihi... bunları nasıl ayırıyorsan onu da öyle ayırabilirsin.
0
mutantking
(27.03.16)
birbirinden bağımsız değiller ama farklılar
0
basond
(27.03.16)
fullmetal alchemist :P
0
pokemonk
(27.03.16)
şu soruya cevap vermek bile saçma, insan sormaya utanır.

biri yaşam bilimlerini içeren bütün, diğeri maddeyi inceliyor. bunların nesini, nasıl karıştırabiliyorsun lütfen açıkla.
0
celeron 300a
(27.03.16)
hocam sen kimya mühendisi değil miydin, nasıl karıştırıyorsun? annenle babanı karıştırman gibi birşey bu.
0
kuzey li
(27.03.16)
biyo canlı demek değil mi yahu?
0
ya ben lan neyse
(27.03.16)
Birbirleriyle fazlasiyla iciceler ancak fizik de isin icinde mesela. Onun icin millet interdisipliner bilim diye bas bas bagiriyor, Turkiye'de durum farkli tabii. Nobel odullerine de bakarsak mesela, kimya odullerini biyolojik bilimlerden insanlarin almasi bunu kanitliyor. Hatta bu sene Aziz Sancar'in aldigi odulden sonra bayagi tartisma konusu oldu, kimyacilara neden vermiyorsunuz odulleri diye.
0
evrim halkasi
(27.03.16)
canlının içinde kimya olmadığını mı sanıyorsunuz panpalar? baktığım her yerde kimyasal tepkime görüyorum oysa ben.
0
🌸devilred
(27.03.16)
çoğu bilim birbirini çoğu alanda destekliyor. moleküler biyoloji, organik kimya, nükleer fizik. bir bilim dalının içinde diğerinin çalışma alanlarının bulunması "ne farkı var" demene yetiyorsa lütfen temel bilimlerden, hatta mühendislikten uzak bir kariyer kovala.

söylediğin saçma çünkü matematikle biyolojiyi karıştırmadığını düşnüüyorum (umuyorum). şimdi aynısnı biyoloji ve kimya için yap.
0
celeron 300a
(27.03.16)
Hepsi aslinda fizik der noktayi koyarim

Ben fizikte berbat otesiyim ama kimya ve biyoloji'de ezer gecerim. Bu da boyle bir paradokstur
0
la noix
(27.03.16)
@celeron 300a

tavrına dikkat etmeni rica ediyorum. ne yapacağımı, ne kovalayacağımı senden öğrenecek değilim.
0
🌸devilred
(27.03.16)
kimya mühendisi isen ve biyolojiyle kimyayı ayıramıyorsan (lise öğrencisinden beklenen bir şey bu), "sizden öğrenecek değilim" kartı işe yaramıyor ı ıh.
0
celeron 300a
(27.03.16)
biyoloji ve kimya birbirinden ayrı düşünülemez
tıpkı fizik ve matematik gibi ama bunları karıştırmak biraz anormal
0
basond
(27.03.16)
dediğin şeyi çok iyi anlıyorum. bütün insanı bitirip de tekrar temel derslere baktığımda biyokimyanin aslında lise insan biyolojisi+ olduğunu anladim. ama sadece biyokimya yok. Ornegin bir hormon sentezi tepkime ile olur ama salinim ritmini belirleyen canlı organizmadir. Nasıl fizik kuralları çerçevesinde maddenin kendi özelliklerini de işin içine katilarak kimya disiplini olusmussa canlılık özellikleri ve organizasyonu da kimyasal olaylara eklenip biyoloji bilim olarak varlığıyla bizleri senlendirmistir. son olarak hepsi benim bebeklerim diyor emektarlarina selam gonderiyorum
0
fallopian
(27.03.16)
haydaa şimdi durup düşününce "lan, yoksa?" dedim ben de. Fazla düşününce karışıyor galiba :D

ya canlılarla ilgili şeyler biyoloji desek hormonlar ne, kimyanın konusu mu? Maddelerle ilgili şeyler kimya desek vücudun maddeleri kullanması işlemesi falan n'oluyor?
0
rodriguez2
(27.03.16)
bunu duyuru sahibinden ziyade "evet ya" diyenler için yazıyorım: @rodriguez mesela şöyle bakmak gerek olaya:
en.hfnl.ustc.edu.cn

"bakteriyi kaynar suya attım - öldü" - biyoloji
"bakteri kaynar suda neden ölü - bütün protein yapısı bozuldu" - biyoloji
"proteinler neden yüksek sıcaklıkta bozulur - böyle kocaman molekül, şurasını burasını tutan bağlar şeyoldu" buradan sonra mesela yavaştan kimya başlıyor. artık incelediğimiz şey canlı değil, kocaman bir molekül.

e bütün bu çalışmada deneyler yaptın, veri topladın, matematik ve istatistikten faydalandın... bunlar senin çalışmanda kullandığın araçlar, ama araştırdığın şey aslında hala bakteri haşlamak. gün bittiğinde bakterinin neden öldüğünü yaşam konusundan çıkıp moleküler detayda anlatabilecek hale gelmiş olduk.
0
celeron 300a
(27.03.16)
haklısın. aradaki çizgiyi çekebilen yok gibi.

fizik mezunuyum, fizik kimya biyoloji matematikden hangisi nerede başlar nerede biter bilmiyorum. özellikle gelişen konularda ne hangisinin alanı anlamış değilim. anlayanı da görmedim...
0
babilbaligi
(27.03.16)
biyolojinin bir kismini aciklamak icin kimya kullaniliyor diye dusunebiliriz bence. kimya biyolojinin alt kumesi gibi kendi aralarinda. ama kimyanin icinde biyoloji yok denebilir sanirim.

yani nasil fizigi aciklamak icin matematik de kullaniliyorsa, ya da edebiyatin bir kismini aciklamak icin felsefe ya da tarih kullaniliyorsa onun gibi.

ayni degiller mi sizce de kismini hafif trolluk olarak algilayarak cevap verdim. ciddi oldugunu dusunmuyorum.
0
bohr atom modeli
(27.03.16)
edebiyat ile tarih de fazlasıyla birbirine benziyor ama karıştırmıyorum. nitekim ikisinin de inceleme alanı farklı. sen nasıl karıştırıyorsun, anlamış değilim.
0
theguardianofthecemetery
(27.03.16)
Bence sikinyi biyoloji diye biyokimya calisman. Direkt biyoloji okusan ayrimi cok net gorursun.

Ama fizik>kimya>biyolojidir. Fizikle matematik benzer diyenler, esas fizikle kimya ve biyoloji benzerdir. Yanlis terim kullanmak istemiyorum ama bu uclu "gercek" dunyadan bahsederken matematik teoridir, degiskendir. 2+2 her zaman 4 yapmayabilir (binary falan filan 12 sene oldu son matematik dersimden bu yana).
0
la noix
(27.03.16)
Bence de kimya cikisli olduğun icin her seyde kimya goruyorsun ister istemez. Bence de temelde her sey molekuler baglar ve kimyasal tepkimelerden ibaret ama biyoloji mezunu oldugum icin bir şeyleri değerlendirirken ilk baktığım kimyasal iliskiler degil canlılarin sinifsal farkliliklari ya da bir etkinin o canlinin genelini nasil etkileyebilecegi oluyo. Lisans egitimi bakis acisini belirliyo o acidan.
0
passive aggressive
(28.03.16)
Ben de kimya konusunda bilgilerin derinlestikce böyle olabilecegini düsünüyorum. Cünkü biyolojik olaylarin hepsi kimyasal düzeyde aciklanabilir. Canlilik haric.
0
kucukharfler
(28.03.16)
@kucukharfler Canlilik zaten kimyasal sureclerle aciklanan bir sey.
@devilred Bu arada Leninger'i ilk okudugumda, ben de bu algiya kapilmistim. Yakin zamanda okumus olma ihtimalin var mi? :)
0
evrim halkasi
(28.03.16)
@evrim halkası

ahahaha lehninger, harper ve lippincott ortak çalışması bu :)
0
🌸devilred
(28.03.16)
@evrim halkasi canliligin baslangici hakkinda cesitli görüsler mevcut ama kesinlik kazanmis bir görüs yok
0
kucukharfler
(28.03.16)
@kucukharfler; baslangicindan bahsetmemissin yazarken de zaten baglangici acisindan baktigimizda da kimyasal yaklasimini icermeyen gorus dusundum, aklima gelmedi su an. Yasamin kokeni calismalarinin buyuk kismi kimyacilar tarafindan yapiliyor.

@devilred; Lehninger, bir cuval seker yaklasimi <3
0
evrim halkasi
(28.03.16)
Entropiyi rastgelelikten bağımsız bir şekilde değiştiren maddelere canlı denir. Biyoloji bundan sonrasına bakıyor. Ha ama bana kalırsa biyolojideki neredeyse her şey kimyanın alt dalı hali hazırda.
0
gunde 3 litre kola icen adam
(28.03.16)
(11)

sevilen kadın kişisiyle gitmelik kahvaltıcı

a darkness coming
kahvaltıcıyla kadın kişisini etkilemek değil amacım, ama güzel bi yer olsun istiyorum. çok nezih olmasına gerek yok, çok şirin de olabilir. lezzetli de olmalı zira.ben bilemedim aklıma çok standart yerler geldi.kadıköy, beşiktaş çevresi olabilir.sabah tikleri atarım. not: uzun zaman sonra böyle bir
kahvaltıcıyla kadın kişisini etkilemek değil amacım, ama güzel bi yer olsun istiyorum. çok nezih olmasına gerek yok, çok şirin de olabilir. lezzetli de olmalı zira.

ben bilemedim aklıma çok standart yerler geldi.


kadıköy, beşiktaş çevresi olabilir.

sabah tikleri atarım.

not: uzun zaman sonra böyle bir şey oluyor, o yüzden cevaplar önemli.
not2: hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
0
a darkness coming
(12.03.16)
üsküdar olur mu?

www.grupanya.com

gittim yani o açıdan, güzel tatlı bi mekan.
0
brad pitt
(12.03.16)
kadıköy moda da şifa sookaĞın sonunda, otelin altındaki yer, adını unuttum
0
balpolen
(12.03.16)
Karaköy namport
0
gregory
(12.03.16)
Pierre loti
0
mallemuck
(12.03.16)
Biz gecenlerde modada kev cafeye gittik kahvaltı icin gayet guzeldi. Sut recel yumurta falan diyen olursa dinleme onlari gereksiz abartilmis bir yer.
0
passive aggressive
(12.03.16)
Kev guzel
0
fakyoras
(12.03.16)
rentts
(12.03.16)
Emirgan kale. Ama fiyat yüksek.
0
shenergy
(12.03.16)
Ucuzdan pahalıya:
kadikoy-zapata
Kadikoy-hang
Besiktas- sairler kahvesi,
Şişhane-Privato,
Karaköy-Journey

Hepsi denenmiştir, lezzetlidir.
0
ambrosia
(12.03.16)
moda teras
0
sameidiot
(12.03.16)
beşiktaş çarşı içinde kahvaltıcılar var gayet iyi değil mi orası yahu kimse yazmamış. karışık omlet falan epey lezzetli
0
rapon
(12.03.16)
(33)

Sevgiliniz telefon rehberinizde ne şekilde kayıtlı?

elon
sb
sb
0
elon
(19.02.16)
sevgilim yok
0
masa penisi
(19.02.16)
Her sevgili AŞKIM olarak kayıtlıdır. Zaman zaman sadece rakamlar güncellenir ama AŞKIM ibaresi kabak gibi kalır.
İsim ve soy ismi ile kaydedin ki gerçekten özel olsun.
0
rastinon
(19.02.16)
ismiyle.
0
jack of hearts
(19.02.16)
çibuike
0
partizan
(19.02.16)
Ad Soyad
0
whimsical
(19.02.16)
Ad Soyad
0
ocaan
(19.02.16)
ismiyle
0
pamuk helvalar cebe
(19.02.16)
sevgili eşim ismi ve soyismiyle kayıtlı.
0
sayns
(19.02.16)
eşim isim soyisimle kayıtlıydı kaldıramadı. değiştirdim. sonuna mmmmmmmmmg ekledim.
0
tukenmez adam
(19.02.16)
ad soyad şeklindeydi, geçenlerde sadece ismi olarak yazdım ama telefon bu değişikliği kaldıramadı hala ad soyad haliyle gösteriyo.
0
passive aggressive
(19.02.16)
ismi ile.
(bkz: düz insan) :)
0
she is gone
(19.02.16)
Eski sevgilim b olarak kayıtlı idi adının baş harfi.

Çünkü bir keresinde kavga ettik ve ona çok sinirlendim sürekli whatsapptan cevap bekler olmuştum. sonra ne yaptim whatsappa girip butun mesajları sildim. Adını da rehberden sildim. Değişik inanılmaz bir rahatlama geldi. Facebooktan fln silmem saçma işler sil tekrar ekle ama o an öyle birsey yaptim iste whatsappta olmasın diye. Sonrasında b diye kaydettim. Sonra yine kavga ettik. Ayni seyler.. ama busefer x diye kaydettim. Belki korktum adiyla kaydedip yanina bir gulucuk koymaktan bilemiyorum. Heran ne yapacagini bilemedigim ve beni yine üzebileceği ihtimalini göz önünde tutmak istedim belki. Sevgilim diyemedim belki. Ne oldu bitti. Ve hala x.

Ondan sonraki de sadece adı ile kayıtlı idi. Sonra o tanistigimiz zamana dair küçük bir detayı benim adimin sonuna koyarak kaydetmis. Sonra iliskimiz ilerleyince bir gun konuşurken sen de öyle kaydetsene ne güzel rehberde ikimizin ortak bir soyadi gibi olur dedi. Öyle kaydettim. Şimdi onun bir kaydi bile yok.
0
mobydick
(19.02.16)
ad soyad
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(19.02.16)
ad ve soyad kısaltmasıyla. ilk 3 yıl ad soyad, bu yıl e.n.e diye kayıtlı. arada saygı ve resmiyet önemli. 4 yılda hiç kavga etmememiz bunu doğruluyor. aşkım, sevgilim nedir be lisede mi kaldınız hala?
0
evine santral mesafesi uzak olan adam
(19.02.16)
Eskiden ad soyad isterdim; ama kizdigi icin adi ile kaydediyordum sadece. Sonradan dusundum de, tek isim olmasi onu daha ozel yapar; cunku o isimden tanidigin bircok kisi olabilir; ama ilk duydugunda aklina bir sevdigin gelir.

Not: sevgilimin ismi avukatimin ismiyle ayni. Avukat Hanim her aradiginda algida secicilik yuzunden siritarak aciyorum telefonu, hos olmuyor. Bu da tek olumsuz yani :)
0
pietro
(19.02.16)
Aşkım <3 <3 <3
0
[silinmiş]
(19.02.16)
Sadece ad kısmıyla
0
aychovsky
(19.02.16)
Sadece ismiyle.
0
fraise
(19.02.16)
"Kadınım" kendisi karım, eşim, evli olduğum insandır ayrıca
0
delicevat
(19.02.16)
isim *emoji*
0
okanbenbirseybuldum
(19.02.16)
mk
0
lahanalar
(19.02.16)
Ad Soyad şeklinde. Kendisi bu şekilde kayıtlı olduğunu görünce serzenişte bulundu. Bende şirket kısmına da aşkım yazdım. Şimdi arayınca

Ad Soyad
Aşkım

şeklinde çıkıyor.
0
battal gemalmaz
(19.02.16)
sadece adıyla. ben de onda aynı şeklinde kayıtlıyım. bir insanın ismi kadar güzel gelmiyor hiçbir şey bana nedense. herkes aşk olur, aşkım olur vs. ama isim güzel bir şey.
0
pokerface
(19.02.16)
Olunca adıyla.
0
arnold schwarzeneger
(19.02.16)
adı soyadı
0
Frederick Co
(19.02.16)
g**** ekşi

burda tanışmıştık o yüzden
0
rakicandir
(19.02.16)
Ben de düz kadınlardanım sanırım. Bende de sadece isim.
0
pandispanya
(19.02.16)
isim
0
tescillimarka
(19.02.16)
Eski sevgilimi "Mein Geliebter" olarak kaydetmistim. Almanca "sevgilim" demek oldugunu saniyordum. Cok uzun zaman sonra ogrenmistim, meger dost hayati yasadigin kisi anlamina geliyormus. Cok da kotu gelmeyince degistirmemistim.
0
yuzır
(19.02.16)
adı ve soyadı ile
0
gulsum
(20.02.16)
isim?
0
mermize
(20.02.16)
ad soyad +1 adını söylemek, sonuna iyelik eki getirmek de mutlu ediyor ayrıca.
0
ruhen hastayim ben
(20.02.16)
ad soyad
0
astronom olmak isteyen makina muhendisi
(20.02.16)
(22)

yürümeyeceğini bildigiğiniz halde bir ilişkiye başladınız mı?

steve rogers
veya yürümeyeceğini düşündüğünüz ilişki uzun vadeli oldu mu?
veya yürümeyeceğini düşündüğünüz ilişki uzun vadeli oldu mu?
0
steve rogers
(09.02.16)
yürümeyecegini tahmin ediyordum, 1.5 ay anca sürdü. zorlaya zorlaya.

1 yıl sonra o kişi peşimden neredeyse yalvardı ama artık çok geç kalmıştık.
0
dirty pussy and cock
(09.02.16)
3 buçuk yılı geçmiş olan şu anki ilişkime yürümeyeceğini düşünerek başladım. yürümeyeceğini düşünme sebebim de karşımdaki kişiyi uzun süredir tanımadan, onunla arkadaş olmadan ve bir ilişki yaşamak aklımda hiç yokken başlamasıydı.
0
saçdemeti
(09.02.16)
başladım. sürdükçe sürdü
0
lcha
(09.02.16)
başladım. birkaç hafta sürdü
0
sta
(09.02.16)
Başladım, birkaç ay sürdü. Ben bir ayı çıkaramayız diye düşünüyordum.
0
an engineer
(09.02.16)
başladım 5 ay sürdü, yine de çok güzel zaman geçirdik
0
mirty
(09.02.16)
başladım, mesafeden dolayı sürmeyeceğini düşünüyordum. 2 buçuk sene oldu, önümüzdeki yıl evlenmeyi düşünüyoruz.
0
gmzo
(09.02.16)
başlamadım.
0
sayns
(09.02.16)
evet. hayır.
0
what the fcuk is a kardashian?
(09.02.16)
hep yürümez diye başlarım. hiç de devam etmez zaten.
0
fallopian
(09.02.16)
oldu, sıçtı ağzıma. 6-7 sürdü.
0
Alt4y
(09.02.16)
Basladim 1,5 sene oldu hayatimizin ilerleyen kisminda da surdurmeyi planliyoruz.
0
passive aggressive
(09.02.16)
Evet, başlamadan bitti.
0
geçerkenugradım
(09.02.16)
başladım, hala da sürüyor bakalım. kısfmet..
0
manuel mandalina
(09.02.16)
En fazla 1 ay sürer diye başladım. 2.5 senedir birlikteyiz 5 aydır nişanlı
0
melodi
(09.02.16)
evet, hayır.
0
shotgunwoman
(09.02.16)
evet. sürüyor. seviyorum da, seviyoruz da. ama hayatta benim tam anlamıyla zıttım olarak bulabileceğim insanı gidip bulduğum için bu düşünce hala aklımın bir köşesinde var. 4 aya da yaklaştı, dolu dolu devam ediyor. ikimiz de sürekli ortak noktayı bulmaya çalışıyoruz falan.
0
mojiziku
(10.02.16)
Basladım, suan telefonun basında caresiz bekliyorum
0
balpolen
(10.02.16)
başladım çok güzel aylar da geçirdim hatta birara olabileceğine de inandım. ama sonra bitti.
0
mobydick
(10.02.16)
Başladım, olmadı.
0
arnold schwarzeneger
(10.02.16)
başladım,yürümeyeceğini düşündüğüm öylesine takıldığım adamla 7 yıldır beraberim evlendik..
0
mantarliborek
(10.02.16)
Başladım, hep böyle başlarım zaten. Önceki sefer 3,5 ay sürdü. Bu sefer 4 aydır devam ediyor ama iyiye gitmiyoruz bence yine. Sevgililik işi hep b*k yolu sanırım.
0
megalomaniac
(12.02.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.